Hükümetin
politikaları her geçen gün yoksulluğu ve işsizliği artırırken; gelecek endişesi
tüm toplumu sarmış durumda. Hem iç hem dış politikada atılan adımlarla ülkemiz
hızla uçurumun eşiğine sürüklüyor. Siyasetin, ekonominin, toplumsal ve sosyal
yaşamın sermayenin çıkarları doğrultusunda şekillenmesi hızlanarak sürüyor.

 

Ekonomi Sermaye İçin Büyürken Emekçiler İçin
Küçülüyor!

Bir
taraftan zenginlerin sayısı artarken, diğer taraftan gerçek işsizlerin sayısı 6
milyona ulaşmış durumda.

 

Yoksulluk ve Adaletsizlik Kaderimiz Değildir!

Türkiye’de
en zengin yüzde 10’luk kesiminin toplam gelirdeki payı yüzde 30.4 iken, en
yoksul yüzde 10’luk kesimin payı ise yüzde 2.3. Yani en zengin ile en yoksul
kesim arasında tam 13 kat fark var.

 

AKP Emekçiye Düşman Politikalarını IMF’ye Sadakatle
Uygulamaya Devam Ediyor!

Kıdem
tazminatının kaldırılarak fona devredilmek istenmesi, esnek ve güvencesiz çalışmanın
yaygınlaştırılması, düşük ücret dayatması, sağlık ve eğitim başta olmak üzere
kamu hizmetlerinde ticarileştirmenin hızlandırılması, örgütsüzleştirmenin
yaygınlaştırılması düzenlemelerine yer verilen 61. hükümet programı emek
düşmanı politikalarda ne kadar pervasız olunduğunu gösteriyor.

 

Demokrasi Askıda, Totaliter Bir Düzene Doğru
Gidiyoruz!

 

Liberal-muhafazakar
bir ülke’ye doğru “yeni bir düzen” inşa edilmeye çalışılıyor. Yukarıdan hükümet
aşağıdan cemaat eliyle toplum kuşatılmakta, medyası, polisi ve yargısıyla
herkesi dinleyen ve izleyen korkuya dayalı büyük bir gözaltı düzeni yaratmak
istiyor. Onlar gibi düşünmeyen herkes susturuluyor, gözaltına alınıyor,
tutuklanıyor. Türkiye’de halkın yıllardır yaşadığı sorunların giderek
ağırlaşmaya başladığı koşullarda, yaşanan haksızlıklara ve adaletsizliklere
karşı sesini yükseltenler, demokratik tepkilerini dile getirenler şiddetle
bastırılırken, işçiler ve kamu emekçileri başta olmak üzere, çevrecilerin,
mühendislerin, hekimlerin ve toplumun diğer kesimlerinin talepleri
duymazlıktan, görmezlikten geliniyor.

 

KHK’ler İle TBMM Devre Dışı Bırakılarak, Ülke
Yönetilmeye Çalışılıyor!

AKP,
seçimlerden önce aldığı Kanun Hükmünde Kararname yetkisini hiçbir hukuksal
denetim takmaksızın pervasızca kullanıyor. KHK’ler ile Türkiye’nin siyasal,
ekonomik, toplumsal ve kültürel çehresi yeniden şekillendiriliyor. Kamunun
yapısı sermayenin ihtiyaçlarına uygun bir biçimde her gün çıkarılan KHK‘ler ile
düzenlenmeye çalışılıyor.

 

Grevsiz Toplu Sözleşme, Toplu Sözleşmesiz Sendika
Olmaz!

 

12
Eylül 2010 referandumuna sunulan anayasa değişikliği ile kamu emekçilerine
“toplu sözleşme” düzeni getireceğini ve çalışma yaşamının
demokratikleştireceğini söyleyerek oy toplamaya çalışan AKP, geçen bir yıllık
süreçte hiçbir adım atmamıştır. Şimdi de 4688 sayılı sahte sendika yasasında
kimi tadilatlar yaparak kamu emekçilerini oyalamaya çalışıyor.

 

Kamuda
çalışan tüm emekçilerin sendikalarda örgütlenebilmesini savunuyor, örgütlenme
özgürlüğünü kısıtlayan hiçbir düzenlemeyi kabul etmiyoruz. Grev ve Toplu
Sözleşme Hakkımızı yasal teminat altına almayan hiçbir düzenlemeyi kabul
etmedik, etmeyeceğiz.

 

KESK Üyelerini Başka Hiçbir Konfederasyon Temsil
Edemez!

Hükümet
kendisine yakın konfederasyonları kollayarak kamu emekçilerinin geleceğini
ipotek altına almak istiyor. Kamu emekçileri adına görüşmelere katılacakları
kendi yandaşlarından oluşturmak istiyor.

 

Kamu Emekçileri Kendi Geleceklerine Kendileri Karar
Vermelidir!

 

Anayasada
oluşturulan Kamu Görevlileri Hakem Heyeti ile grev hakkımız  yasaklanıyor.

 

İnsanca Yaşamı
Savunuyor, Eşit, Özgür, Demokratik Bir Türkiye İstiyoruz!

 

Türkiye,
ekonomik, sosyal ve siyasal alanlarda yaşanan gelişmelerin tamamında büyük bir
çözümsüzlük içinde ilerlemektedir. Bir taraftan güvencesizlik, geleceksizlik,
işsizlik ve yoksulluk politikaları alabildiğine yaygınlaşırken, diğer taraftan
insanca yaşam, eşit, özgür ve demokratik Türkiye talep eden toplumun örgütlü
kesimleri sindirilmek, yok edilmek istenmektedir.

 

Grevli
toplu sözleşme ve örgütlenme hakkını savunan kamu emekçilerinden kıdem
tazminatlarının gasp edilmesine direnen işçilere; “sağlıkta dönüşüm”
aldatmacasına karşı koyan sağlık emekçilerinden örgütüne ve mesleğine yapılan
saldırılara karşı mücadele eden mühendis, mimar ve şehir plancılarına;
Toprağını, suyunu, havasını ve yaşama haklarını savunanlardan, evde-sokakta ve
iş yerinde var olma mücadelesi veren kadınlara; Özerk-demokratik-bilimsel
üniversite mücadelesi yürüten öğrenci gençlikten, “artık kimse ölmesin” diye
haykıran barış yanlılarına kadar herkesi,

Ortak talepler
etrafında birleşmeye, düzenin “yeni yüzüne” karşı insanca yaşamı savunmak,

EŞİT, ÖZGÜR,
DEMOKRATİK TÜRKİYE‘Yİ yaratmak için 8 Ekim’de Ankara’da kurulacak emekçilerin,
ezilenlerin “Sokak Meclisi ”ne katılmaya çağırıyoruz. 

 

YAŞASIN GREVLİ TOPLU SÖZLEŞME MÜCADELEMİZ!

 

YAŞASIN KESK, YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ!

 

YAŞASIN EMEKÇİLERİN BİRLİĞİ! 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]