OECD’nin iki yılda
bir yayınladığı Bir Bakışta Devlet raporuna göre Türkiye’nin karapara
finansmanında kritik bir sürece girdiği belirtildi. Eğer Türkiye gerekli
düzenlemeleri yapmazsa kara listede yer alacak.
OECD’nin iki yılda bir yayınladığı Bir Bakışta Devlet raporunda Türkiye
karapara ve terörün finansmanında sınıfta kaldı. Raporda; OECD Mali Eylem Görev
Gücü’nün (FATF) Türkiye’yi, kara paranın aklanması ve terörizm finansmanını
önlenmesine yönelik gerekli adımları atmamakla suçladığı belirtildi.
OECD bünyesinde görev yapan Mali Eylem Görev Gücü (FATF), uyardığı ve gerekli
yasal düzenlemeleri yapması için 20 Haziran’a kadar süre verdiği Türkiye’yi
‘kara-gri listeye’ aldı. Listede Türkiye dışında Suriye, Etiyopya, Bolivya gibi
ülkeler yer alıyor. Bu listeye giren ülkeler OECD’nin sıkı takibine alınıyor.
Eğer gerekli düzenlemeler olmazsa ‘kara listeye’ alınıyor.
Kara listede sadece Kuzey Kore ve İran bulunuyor. FATF, 2007 yılında
Türkiye’nin mevzuatındaki terörün finansmanı ile ilgili düzenlemelerin yetersiz
olduğuna ve terörist malvarlıkları ile ilgili dondurma prosedürü konusunda
düzenlemelerinin bulunmadığına dikkat çekti. Ayrıca Raporda, Türkiye’de ekonomideki
devlet payının diğer OECD ülkeleriyle karşılaştırıldığında daha küçük olduğu,
genel kamu harcamalarının GSYİH’nın yüzde 40’ından düşük olduğu belirtildi.
2006 bütçe fazlasından sonra kamunun 2007-2009 yılları arasında açık yaşadığı
belirtilen raporda, şu ifadeler yer aldı:
– Türkiye Ekim 2009’da harcama artışını nominal GSYİH büyüme oranının altında
tutan orta vadeli bir konsolidasyon stratejisi ilan etti. Bunu gelirleri
artırıp, sağlıkta, kamu çalışanları ücretlerinde ve altyapıda maliyetleri kontrol
ederek yapacaktı. Harcamaların üçte ikisi (GSYİH’nin yüzde 17.9’u) kamu mal ve
hizmet temini için yapıldı. Üretim maliyetleri devlet kuruluşlarının kendi
ürteimleriyle taşeronlar arasında hemen hemen eşit durumda.
– İşgücünün yüzde11’iyle Türkiye’de kamu istihdamı, OECD ortalamasının (yüzde
15) oldukça gerisinde, hatta OECD yelpazesinin aşağı ucunda. OECD’de oranlar
kamu istihdamında yüzde 6.7 ile yüzde 29.3 arasında dağılıyor. Rakam 2000
yılından bu yana bir artışı ortaya koyuyor, çünkü 2000 yılında oran yüzde 9.4
idi. Türkiye aynı zamanda istihdamın en merkezi olduğu sistemlerden birini
oluşturuyor. Kamu çalışanlarının yüzde 87.8’i merkezi düzeyde çalışıyor. 2000
yılında rakam yüzde 90.2 idi.
İşe almalarda merkezileşme eleştirisiİşe
almalarda merkezileşme eleştirisi
Türkiye’de merkezi kamu yönetiminin İnsan Kaynakları Yönetimi karar alma
sürecinde yüksek oranda merkezi karakter gösterdiği belirtilen raporda, İnsan kaynakları
ilgili bakanlıkların tek başına sorumluluklarına verilmiyor. İnsan Kaynakları
Yönetimi’nin iyileştirilmesi gerekiyor denildi.
OECD: Kamu ihale süreçleri
saydamlaştırılmalı
– Bakanlıklar tarafından ayrı ayrı bağımsız olarak geliştirilen uygulama
mekanizmaları, bölgeler ve yetkililer arasında uyumsuzluklara neden
olmaktadır… Risk bazlı uygulama üzerine belirli bir politika yoktur.
– Bir internet sitesiyle birçok OECD ülkesi gibi Türkiye, iş âlemine ihale
aramaları imkânı sunmakta ve kullanıcılarına site üzerinden, süreci de daha
saydamlaştırarak ihale sonuçlarını öğrenme olanağı tanıyan az sayıdaki ülke
arasında yer almaktadır.
– Bilgi Edinme Hakkı Yasası hükümetin bütçe belgeleri ve denetim raporlarını
birçok OECD ülkesinde olduğu gibi proaktif olarak yayınlamasını
gerektirmektedir. Bu bilgi genellikle bakanlıkların ya da kurumların internet
sitesinde bulunuyor. Ancak, idari veri setleri açık veri olarak
yayınlanmamaktadır. Türkiye devlet memurlarının ve maaşlarının yayınlandığı az
sayıdaki OECD ülkesinden biridir ancak bu belli konumdaki memurlar için temin
edilebiliyor.
– Artan mali baskılar vergi yönetiminde etkinliğin iyileştirilmesi üzerine
artan bir dikkate yol açtı. Vergi toplamanın maliyeti zaman içinde azaldı.
Türkiye’de devlette 100 birim gelir toplamanın yönetim maliyeti 2005-2007
arasında azaldı, daha sonra 2009’da bir kez daha yükseldi. GSYİH’da aldığı pay
itibarıyla gelir idaresinin toplam harcaması OECD ortalamasından düşük.
– Hastaların hastanelerde tedavi için kaldıkları ortalama gün sayısı (ALOS)
OECD ülkelerinde 2000-2008 yılları arasında bir gün azaldı. Ortalama aynı
dönemde Türkiye’de de 5.4’ten 4.3 güne düştü, oran OECD ortalamasından bir
buçuk kat daha düşük.
– Hem hükümet hem toplum artan eğitim düzeyinden yarar sağlıyor. Yüksek öğrenim
olanaklarının sunulması bu kişilerin emek piyasasına girmesini kolaylaştırıyor,
vergi gelirlerini artırıyor. Daha eğitimli ve istihdam edilen bir nüfus aynı
zamanda kamunun sosyal yardım yükünü azaltıyor.
Hürriyet-1 Temmuz 2011