BASINA VE KAMUOYUNA
Uzunca bir süredir ilimizin ve ülkemizin
gündeminde bulunan, aklıselim ve vicdan sahibi tüm kesimlerce lanetlenen menfur
olay çocuklara dönük cinsel istismar olayını kınamak üzere burada bulunuyoruz.
Bu olay hepimizin vicdanında mahkûm
olmuştur. Olayı gerçekleştirdiği iddia edilen kimselerin tutuklandığı bilgisi
kamuoyuyla paylaşılmıştır. Ancak, bizler olayın tüm yönleri ile araştırıldığı
ve bir sonuca gidileceği kanaatini bu gün itibari ile taşımıyoruz. Adli
makamlarca soruşturma dosyasının tamamlanmış olması, iddianamenin hazırlanması,
duruşma tarihinin 2 Haziran olarak belirlenmesi sevindirici bir gelişmedir.
Ancak böylesi olaylarını tekrarlanmaması için gerekli idari tedbirlerin
alınması noktasında tatmin edici bir gelişmenin sağlanmamıştır. Bu anlamda
beklentilerimizi saygıdeğer kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz.
2 yıla yakın bir süredir devam ettiği iddia
edilen bu çirkin olayın bu gün itibariyle açığa çıkıyor olması çok ciddi bir
ihmalinde açık göstergesidir.
Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nun
İlimizde yaptığı inceleme neticesinde de vardığı sonuç “Siirt İl Emniyet
müdürlüğü Bünyesinde Kurulan Okul İrtibat Görevlilerinin daha işlevsel
çalışması” tespiti de, istihbarat ve Emniyet birimlerinin yaşanan bu olaydan
haberdar olmaması durumunu da başlı başına bir zafiyet, ihmal olduğunu
gösterir. Bu olayda istismarı gerçekleştirenler açısından açıklanabilir,
anlaşılabilir hiçbir yanı yoktur. Ancak, olayın sosyal bir vaka olması,
bölgemizde yaşanan çatışma ortamından ve toplumsal travmalardan bağımsız ele
alınamaz. Özellikle göç ve zorunlu iskân politikalarının bir sonucu olduğu da
yadsınamaz. Yine sorunun tamamıyla bir sistem sorunu olduğu aşikârdır.
Yine Meclis İnsan Hakları İnceleme
Komisyonu’nun İlimizde yaptığı inceleme neticesinde de vardığı sonuçlardan
başka biri olan” ortamı hazırlayan nedenler tespit edilmeli ve önlemler
alınmalıdır” tespiti de Zorunlu göç neticesiyle yerlerinden ve yurtların
edilenlerin, toplumsal bir rehabilitasyon çalışmasına tabi tutulmamalarından
kaynaklanan bir sorun olduğunu göstermektedir. Bunun yapılmamış olması da
ayrıca sosyal devlet olgusuna da terstir.
BM
( Birleşmiş Milletler) 20 Kasım 1989 Yılında Çocuk Hakları Sözleşmesini kabul
etmiştir. Bu Sözleşme Türkiye tarafından 2 Ekim 1995 yürürlülüğe konulmuştur.
Sözleşmenin 3. Maddesinin 2. Fıkrası “ Taraf Devletler, çocuğun ana-babasının,
vasilerinin ya da kendisinden hukuken sorumlu olan diğer kişilerin hak ve
ödevlerini de göz önünde tutarak, esenliği için gerekli bakım ve korumayı
sağlamayı üstlenirler ve bu amaçla tüm uygun yasal ve idari önlemleri alırlar.”
Denmektedir.
Kişi
güvenliği, mülk güvenliği, yaşam hakkı, asgari geçim hakkı gibi temel ve
uluslar arası sözleşmelerce de kabul gören hakların teminatı devlettir.
Dolayısı ile İldeki en üst düzey vekili Mülki amirdir, validir. Dolayısı ile
valiliğin sorumluluğunun olmadığını düşünmek analitik zekâya da, realiteye de
aykırıdır. Gelişmiş ve tam demokratik ülkelerde böylesi bir skandalın ortaya
çıkması neticesinde herkes sorumluluğu ölçüsünde ya istifa eder ya da hemen
görevden alınırdı. Bizler kurban peşinde değiliz ancak, böylesi olayların
tekrar yaşanmaması için sorumluluk sahiplerinin sorumluluklarının gereğine
uygun davranmaya davet ediyoruz.
Bu tür olayların ülkemizin, dünyanın
değişik bölgelerinde de cereyan ediyor olması doğruysa da olayı meşrulaştırma
aracı olamaz. Yine aynı şekilde bir olaydan dolayı tüm bir kentin ya da tüm bir
topluluğun sorumlu tutulması da doğru bir tutum olamaz. İlimizde bu olaya dönük
tepkilerin ifadesinde yetersiz kalındığı doğrudur. Bizler bu açıklamada imzası
bulunan tüm kurumlar ilimizde faaliyet gösteren tüm sivil toplum örgütleri,
meslek odaları, demokratik kitle örgütlerini tepkilerini ortaya koymada
yetersiz kalmaları talihsizlik olmuştur. İlimiz 3 milletvekilinin olayın
gerçekleştiği günden bu yana adeta şehir ile bağlantılarını kesmiş olmaları da
ayrıca üzüntü vericidir. Bizler tepkimiz bu gün daha gür haykırarak,
sorumluların adli makamlarca tüm bu tür olayların yaşandığı her yere cevap
olacak tarzda caydırıcı bir ceza etkisi ile sonuçlanacağı beklentisini
taşımaktayız. Bizler bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağız.
Çocuklarımıza daha onurlu yarınlar bırakmak mümkün. Geleceğimiz karartmamak
adına tepkisiz kalmayalım. 09.05.201
DESTEK VEREN KURUMLAR
TÜM BEL-SEN
SİİRT ŞUBESİ
EĞİTİM-SEN
SİİRT ŞUBESİ
SES SİİRT
ŞUBESİ
BES İL
TEMSİLCİLİĞİ
YAPIYOL-SEN
İL TEMSİLCİLİĞİ
HABER-SEN İL
TEMSİLCİLİĞİ
TARIM
ORKAM-SEN İL TEMSİLCİLİĞİ
SİİRT
TABİBLER ODASI
SİİRT BAROSU
İHD SİİRT
ŞUBESİ
MKM-DER
DİSK- GENEL
İŞ SİİRT – MARDİN ŞUBESİ
TÜRK-İŞ/BELEDİYE
İŞ
TUHAD-DER
SİY-DER
SÖ-DER
KATILIMCILAR
Eğitim-Sen
Genel Başkanı Zübeyde KILIÇ
Eğitim-Sen
MYK üyesi Gülçin İSPERT
SES Genel
Başkanı Bedriye YORGUN
KESK MYK
üyesi Songül MORSÜMBÜL
Tüm Bel-Sen
MYK üyesi Güler ELVEREN
BDP Siirt
Milletvekili Osman ÖZÇELİK
BDP Iğdır
Milletvekili Pervin BULDAN
Siirt
Belediye Başkanı Selim SADAK
Çevre
İllerden ve İlçelerden Belediye Başkanları
KESK’ e Bağlı Sendika Şube
Yöneticileri ve Üyeleri Kadın Dernekleri üye ve Aktivistleri BDP Yönetici ve
Üyeleri kitlesel olarak katılım sağladılar.