Şu bilinmelidir ki; bunca zamandır bu ülke insanlarına yaşattığınız acılar halkları düşmanlaştıramadı.Ne yaparsanız yapın bu ülkenin topraklarında binlerce yıldır barış ve kardeşlik içinde yaşayan insanlar düşman olmayacaklar.Düşmanlığı başaramayacaksınız.
TOPLUMSAL GERİLİM NİÇİN, KİMLER İÇİN ARTIRILIYOR?
AMA ASLA BAŞARAMAYACAKLAR
Ülkemizde son günlerde yine endişe verici olaylara tanık oluyoruz. AKP Hükümeti adeta kendisi dışında hemen herkese savaş açmış durumda. Ergenekon duruşmaları devam ederken üst düzey askerler intihar ediyor, Başbakan Yarımcısı Arınç’ a ‘suikast hazırlığı’ derken birçoğu seçilmiş belediye başkanı olmak üzere onlarca eski DTP yeni BDP yöneticileri gözaltına alınıyor. Toplumda kaygı ve endişe doruğa çıkarılıyor, gerilim ve şiddet atmosferi derinleştiriliyor.
Oysa Türkiye daha iki gün öncesine kadar Tekel işçilerinin onurlu direnişini konuşuyor, demiryolu ve itfaiye emekçilerinin de katılımıyla yükselen sınıf mücadelesiyle, hak arayışıyla soluk alıp veriyordu. Biz bu tarzı biliyoruz. Egemenler ne zaman emekçilerin dipten gelen muhalefetiyle karşılaşsa bir siyasal yönetim tarzıyla kendini kurtarmaya yelteniyor. Bugün de belli ki artan gerilimin zamanlama itibarıyla öncelikli amacı yükselen sınıf mücadelesini silikleştirmek, gündemi değiştirmek ve emek örgütlerine gözdağı vermektir.
Hükümet ateşle oynuyor. Kürt sorununun çözümünde demokratik açılımdan milli mutabakata evrilen politik çelişkilerine şimdi de tasfiye politikasını eklemekte; demokratik yollarla, seçimlerle iktidara gelmiş yerel yöneticileri dahi gözaltına alarak toplumsal gerilimi tırmandırmaktadır. Bu durumun yaratacağı sonuçlar yakın geçmiş deneyimlerden bilindiği üzere toplumsal kamplaşma, milliyetçi, şoven histerilerdir.
Herkes aklını başına almalıdır.
Şu bilinmelidir ki; bunca zamandır bu ülke insanlarına yaşattığınız acılar halkları düşmanlaştıramadı.
Ne yaparsanız yapın bu ülkenin topraklarında binlerce yıldır barış ve kardeşlik içinde yaşayan insanlar düşman olmayacaklar.
Düşmanlığı başaramayacaksınız.
Sendikamız aynı zamanda bir sağlık örgütü olması nedeniyle AKP Hükümetini bir kez daha uyarmayı görev bilmektedir. Gerilimi artıracak adımlardan vazgeçin! Sorunların çözümü için demokratik ve barışçıl ortamın hazırlanması için çaba sarf edin!
AKP Hükümeti Tekel işçileri örneğinde olduğu gibi hiçbir yöntemle emekçilerin elinden kurtulamayacaktır. Artan işsizliğin yanında istihdam biçiminde yarattığı değişimle kadrosuz, iş güvencesiz, düşük ücretlerle kölelik koşullarında çalışmayı dayatan bu vahşi saldırı geri püskürtülecektir. Sağlık ve emeklilik hakkı başta olmak üzere her türlü temel insani haklarımızı gasp etmenin karşılıksız kalmayacağı bilinmelidir. Emek örgütleri, sendikalar olarak hem toplumsal gündemlere hem de emekçilerin sorunlarına daha çok sahip çıkıp, krizle birlikte artan saldırılara karşı daha güçlü mücadele vereceğiz. 26.12.2009
SES GENEL MERKEZİ