SAĞLIKTA VE SOSYAL GÜVENLİKTE MASAL BİTTİ

Facebook
Twitter
WhatsApp

Sağlıkta ve sosyal güvenlikte masal bitti. Şimdi yaşanansa krizin yarattığı işsizliğe ve yoksulluğa eklenen ve her geçen gün artan sağlık harcamalarıdır. Paralı sağlık hizmetinin yurttaşın cebine yönelen vahşi saldırısıdır. Sermaye yanlısı sağlık politikalarının yıkıcı etkisidir.

 Eşitsizlikleri gidereceğini, sağlık hizmetlerine ulaşımı kolaylaştıracağını ve herkesi genel sağlık sigortası ve sosyal güvenlik kapsamına alacağını, bunun için de yurttaşa ek bir yük getirmeyeceğini söyleyerek sağlık ve sosyal güvenlik alanına İMF ve DB yapısal programlarını dayatan AKP Hükümetinin cilası bugünlerde pul pul dökülüyor. Bilindiği üzere Eylül 2009’da yapılan düzenleme ile birinci basamak sağlık kuruluşlarında 2 lira, ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında 8 lira ve özel sağlık kurumlarında 15 lira olmak üzere tüm sağlık kurumlarında muayene ücreti (katılım payı) alınmaya başlanmış, yatarak tedavilerde de katlım payı talep edilmektedir.

 Katkı ve katılım yelpazesine her gün yeni hayati ilaçlar ekleniyor. Bu ilaçlar için ödenen parasal oran yükseltiliyor. Artık yeşil kartlılardan bile muayene ücreti tahsil ediliyor.

 Geçtiğimiz günlerde Bakanlar Kurulunda atılan imzalarla hastanelerde alınacak ilave ücret 1 Ocak 2010’dan geçerli olmak üzere % 30’dan %70’e çıkarıldı. SS ve GSS Yasasının TBMM’nde görüşüldüğü dönemde ilave ücretleri %20- %30’larda tutacağını asla bunun üzerine çıkarılamayacağını söyleyen Sağlık Bakanı Akdağ bu durumu nasıl izah edecektir? Sağlıkta özelleştirme programının sonucu artan sağlık harcamalarının sorumlusu yurttaş mıdır ki fatura her biçimiyle buraya kesilmektedir.

 SGK’nın Ocak-Temmuz dönemindeki gelir-gider farkı, geçen yıla göre olumsuz yönde % 5,2 arttı. Bu dönemde, kurumun açığı 16 milyar 766 milyon lira düzeyine çıktı. 2009 yılı bütçesinde SGK’nın yılsonu açığının 21 milyar 378 milyon TL düzeyinde olması beklenirken daha ilk altı ayda açık 16 milyar 766 milyon lira oldu.

 Çok açıktır ki “sağlıkta dönüşüm programı” iflas etmiştir. Özellikle krizle birlikte değerlendirildiğinde bu programla geçirilen her gün sağlıkta yıkımdır. Toplumdaki eşitsizlikleri, yurttaşın Sağlık Bakanlığına, sağlık sistemine ve giderek tüm sağlıkçılara güvensizliğinin artması demektir. Domuz gribi pandemisinde görüldüğü üzere toplumun bilimsel önlemlere dahi şüpheli yaklaşması ve önlem almaksızın kaderine teslim olmasıdır. Daha çok hak kaybı hastalık ve ölümdür.

 Bu gün ülkemizde herkes etkin, ulaşılabilir, ücretsiz bir kamusal sağlık hizmeti sunulabilmesi için her türlü maddi koşullar mevcuttur. Bunun içinde daha çok örgütlenmeli ve daha çok mücadele  etmeliyiz.12.12.2009

 

 

                                                                                                                                                                              SES GENEL MERKEZİ

.

 

  

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]

×