İstanbul’da 3 katlı Maltepe Huzurevi’nin birinci katında bulunan özel bakım ünitesinde bugün sabaha karşı saat 05.00 sıralarında çıkan yangında bakım sakinleri ve sosyal hizmet emekçileri etkilenmiştir. 90 kişilik kapasitesi bulunan huzurevinde dumandan etkilenen 20 kişi ambulanslarla tedbir amaçlı hastanelere nakledildiğini, 4 huzurevi sakininin durumunun ağır olduğunu öğrenmiş bulunmaktayız. Yangından etkilenen yaşlılarımıza ve emekçilerimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Son zamanlarda kamu ve üniversite hastanelerinde çeşitli nedenlerle ortaya çıkan yangın ve patlamaların bakım hizmeti verilen sosyal hizmet birimlerinde de görülmesi kaygılarımızı arttırmıştır.2018 yılında İstanbul, 2021 yılında Ankara, 2024 yılında Denizli ve Antalya’daki huzurevlerinde benzer şekilde yangınlar çıktığını, Antalya Konyaaltı ilçesindeki huzurevinde klimanın patlaması ile çıkan yangında 2 kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatmak isteriz. Bu olayların sıklaşması, yaygınlaşması ve sıradanlaşması kaygı verici olduğu gibi 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun kurum yöneticileri tarafından dikkate alınmadığını ve uygulanmadığının da kanıtı niteliğindedir. Bu yangınlardan ve patlamalardan sonra neler olduğunu, kurumların denetlenip denetlenmediklerini, yöneticilerin ve sorumluluğu olanların soruşturulup, görevden alınıp alınmadığını bilmemekle birlikte ödüllendirildiklerini tahmin edebiliyoruz.
Sosyal hizmet birimlerinin bakım hizmetlerindeki açığını, bütçesini nerelere harcadığını, temel görev ve sorumluluklarını yapamaz halde olduğunu da ne yazık ki çok iyi biliyor ve yakından takip ediyoruz. Güvenli iş yerlerini, çalışan güvenliğini, hasta ve bakım hizmeti alanların da can güvenliğini riske atan bu tür durumlarda sorumluluğu olanlar hesap vermedikçe, yargılanmadıkça bu tür olayların sıradanlaşacağı, “yaralılara acil şifa ve ölenlere baş sağlığı dileyerek” zamanla olayların unutturulacağını biliyoruz.
Daha öncede Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı kurumların fiziksel şartlarının ve kapasitelerinin yetersizliğine, güvenceli istihdam eksikliğine, kurumların liyakatsiz ve meslekten olmayan yöneticiler tarafından yönetilmelerine ve bu durumların oluşturacağı risklere dair açıklamalar yaparak, oluşabilecek bu tür durumlar için uyarılar yapmış, güvenli iş yerleri ve güvenli çalışma ile taleplerimiz dile getirmiştik. Bizleri dikkate almayan, yok sayanlar oluşabilecek her durumunun sorumlularıdır. Bu olayın kısa sürede büyümeden ve can kaybı olmadan atlatılması da hızlı müdahale eden, hastane nakillerinin gerçekleştirilmesini sağlayan liyakatli vicdanlı, etik kurallara uyan sosyal hizmetler emekçilerinin sayesinde olmuştur. Bu nedenle bakım hizmeti verilen sosyal hizmet birimlerinin çok daha güvenli ve kalıcı yeterli kadrolarla güçlendirilmesi hayati önem taşımaktadır.
Konunun takipçisi olacağımızı belirterek, tüm bakım verilen yaşlılarımıza, ailelerine ve kurum emekçilerimize geçmiş olsun diyoruz!