Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Verilen Tüm Kamu Kurumlarında 14 Şubat’ta İş Bırakıldı

Facebook
Twitter
WhatsApp

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın da (SES) içinde bulunduğu Sağlık, Emek ve Meslek Örgütleri 14 Şubat’ta Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti verilen tüm kamu kurumlarında iş bırakma kararı almıştı. Yüksek MHRS Sayıları, Kısıtlı Sürelerde hastaları görme, eksik istihdam, sağlıksız ve güvenli olmayan birimlerde çalışmak durumunda kalma, düşük ücretler ve bu kurumlarda çalışanların yaşadığı tükenmişliğe karşı ağız ve diş sağlığı birimlerinde bir günlük iş bırakma eylemleri gerçekleşti.

Türkiye’nin dört bir yanında sendikamız iş bırakma eylemlerini örgütledi, emekçilerin talepleri dillendirildi. Sendikamız Eş Genel Başkanız Nazan Karacabey, Genel Sekreteri Ferit Ceylan ve Genel Kadın Sekreteri Nursel Yücesoy, Ankara’da İl Sağlık Müdürlüğü önünde gerçekleştirilen basın açıklamasına katılım sağladı. Ayrıca bu açıklamaya konfederasyonumuz KESK Eş Başkanı Ahmet Karagöz ve KESK MYK üyeleri de katılım sağladı.

14 Şubat İş Bırakma eylemlerinde okunan basın metni ise şöyle:

YÜKSEK MHRS SAYILARI, KISITLI SÜRELER, EKSİK İSTİHDAM, SAĞLIKSIZ VE GÜVENLİ OLMAYAN BİRİMLER, DÜŞÜK ÜCRETLER, TÜKENMİŞLİK İLE AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI BİRİMLERİNDE ARTIK HİZMET ÜRETEMEZ DURUMDAYIZ!

Sorun çözmeyen hatta esnek çalışma modelleriyle sorunlarımızı daha da   çoğaltan düzenlemeler yapan Sağlık Bakanlığını uyarmak amacıyla örgütlü olduğumuz kamuda ağız ve diş sağlığı hizmeti veren tüm kurumlarımızda hizmet üretmiyoruz.

Kamuda ağız ve diş sağlığı hizmetlerinde çalışan emekçilerin başlıca sorunları ve çözüm önerilerimiz:

  • Mesleki özerklik yitimi; üretilen emeğe yabancılaşma, hizmetlerin planlanmasından sunulmasına kadar örgütleri aracılığı ile karar alma süreçlerinde yer alamama (sağlık hizmetlerinin sunumunda ve çalışma koşullarının belirlenmesinde demokratik süreçlerin işlememesi),
  • Emeğinin karşılığını alamama; emekliliğe yansıyan temel ücretlerdeki düşük oranlar, gelirlerini arttırmak için yaşanan performans baskısı ve fazla çalışma vb. Hal böyleyken birimler arasında teşvik ödenmesinde ki farklılıklar da eşitsizliğin tuzu biberi olmaktadır.
  • MHRS sisteminin çökmüş olması ve ağız ve diş sağlığı hizmetlerine ulaşamama; randevu sürelerindeki yetersizlikten kaynaklı nitelikli sağlık hizmeti sunmak imkânsız hale gelmiş durumdadır. Bu aynı zamanda toplumun, sağlık hizmetine erişimine en büyük engel olmaktadır. Bakanlık karşılanamayan randevu talebini randevu süreleri azaltıp daha fazla randevu vererek hem hekimleri çalışamaz duruma getirmekte hem de randevu bekleyen hastalarla, sağlık emekçilerini karşı karşıya getirmektedir.  Sağlıkta şiddetinin önemli nedeni de burada yatmaktadır.
  • Ağız ve diş sağlığı hizmetlerinde kullanılan malzemelerin kalitesinin düşüklüğü; hem hekimleri hem de toplum sağlığını doğrudan etkilemektedir. Uzun yıllardır sadece erişilebilir sağlık hizmeti sunma hedefinde olan Sağlık Bakanlığı kamusal, erişilebilir, nitelikli ve anadilinde sağlık hizmeti görevini yerine getirmelidir.
  • Alt yapı ve öğretim üyesi olmadan açılan üniversiteler; diş hekimlerinin yeterli eğitimi almadan meslek hayatına başlamalarına neden olmaktadır. Meslek içi eğitimlerle diş hekimlerin eğitim ihtiyacı piyasanın insafına bırakılmıştır. Kamunun, hekimlerin mesleki eğitimi ile ilgili nitelikli eğitim planlanması yapması gerekmektedir.
  • Ağız ve diş sağlığı hizmetlerinde tedavi edici hizmetler; emeğin yoğun olduğu bu hizmetler aynı zamanda çok fazla bütçeye gereksinim duyar. Koruyucu sağlık hizmetleri perspektifiyle ağız ve diş sağlığı politikası yeniden elen alınmalıdır. Bu planlama yapılırken sağlık emekçileri ve toplumun katılımını artıracak bir yöntem izlenmelidir. Ağız diş sağlığı merkezlerinin yaygınlaştırılması ve bu alanda koruyucu sağlık hizmetlerinin yeterli düzeyde verilmesi toplumsal bilinci yükselteceği gibi iş yükünü ortadan kaldıracaktır.
  • Popülist sağlık hizmeti sunumları; sağlık turizmi uygulamaları ile paralı hale getirilen, emekçileri ve halkı sömüren hizmet anlayışından vazgeçilmelidir. Bu ülkede yaşayan herkes için ağız ve diş sağlığı hizmetleri ücretsiz hale getirilmelidir.
  • Ağız ve diş sağlığı birimlerinde eksik istihdam; tüm meslek gruplarını etkilemektedir. Nitelikli sağlık hizmeti önünde en büyük sorunlardan olan eksik istihdam çalışanların iş yükünü arttırdığı gibi iş barışını da bozmaktadır. Bu nedenle kamu ağız ve diş sağlığı merkezlerinde çalışmak, ekonomik, özlük ve demokratik haklar açısından cazip hale getirilmelidir. Kamu ağız ve diş sağlığı kurumlarında diş hekimi ve ağız diş sağlığı teknikerleri başta olmak üzere kadrolu ve güvenceli istihdamla meslek mensuplarının sayısı arttırılmalıdır.
  • Mesleki gelişimin desteklenmemesi; teknolojinin giderek yaygınlaştığı, bilimsel bilginin giderek güçlendiği günümüzde diş hekimlerinin mesleki gelişimlerinin önündeki engeller kaldırılmalı sürekliliği olan kamusal eğitim programları yaygınlaştırılmalıdır.
  • Ücretlerde adaletsizlik; eksik tıbbi malzeme ve cihazlara rağmen artan hasta sayısı ile iş yükü artan sağlık emekçilerinin maaşlarında da adil bir düzenlemeye ihtiyaç duymaktadır. Aynı işi yapmalarına rağmen ADSM’ler ve ilçe devlet hastaneleri başta olmak üzere kamu da farklı kurumlarda farklı ücretlendirmelerle karşı karşıya kalan emekçiler arasındaki bu farklı ücretlendirmeler ortadan kaldırılmalıdır.
  • Yönetici baskısı, mobbing ve angaryalar, disiplin sopası; ağız ve diş sağlığı birimlerinde emekçiler liyakatsiz yöneticilerin baskı ve mobbingine maruz kalmaktadır. Disiplin cezalarıyla hem maaştan hem teşvikten kesinti yapılması çalışanlar için tehdit oluşturacak boyuttadır. Yine belirli rapor ve yıllık izin günleri üzerinde yapılan kesintiler bir performans baskısı olarak karşımıza çıkmaktadır.
  • Sağlık hizmetleri ağır ve tehlikeli işler sınıfındadır; ağız ve diş sağlığı hizmeti sunulan mekanlar yeterli, standart ve güvenli çalışma koşullarını sağlamamaktadır. Özellikle ortez, protez vb. üretimlerin yapıldığı mekanların birçoğu da emekçilerin sağlığını tehdit eder boyuttadır. Bu nedenle ağız ve diş sağlığı hizmeti sunulan bütün birimlerin işçi sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uygun hale getirilmesi ve işçi sağlığı ve güvenliği komitelerinde emekçilerin örgütlü yapıları aracılığıyla temsiliyetinin sağlandığı, denetimlerin yapılabildiği demokratik mekanizmaların oluşturulması gerekmektedir.
  • Mesai kaydırma, mesai dışı vb. esnek çalışma modelleri, son zamanlarda yaygınlaştırılmaya çalışılmaktadır. Emekçilerin her gün yeniden nitelikli ve güvenli ağız diş sağlığı hizmeti üretebilmesi dinlenme hakkı ile sağlanır. İyi bir sağlık sistemi için bağımsız ve mesleki açıdan, sosyal ve hatta kültürel açıdan kendini geliştirme olanaklarına sahip meslek mensuplarının varlığı kritik önemdedir. Bunun içinde yeterli dinlenme, kendine zaman ayırabilme ve ekonomik açıdan da rahat bir yaşama ihtiyaç vardır. Bu nedenle esnek çalışma modellerinden vazgeçilmelidir.

Sağlıkta dönüşümle geldiğimiz nokta da tüm sağlık emekçileri gibi ağız ve diş sağlığı hizmetlerinde çalışan emekçilerin de özlük, ekonomik ve demokratik hakları engellenmekte, sorunları görülmemekte, talepleri karşılanmadığından üretimden gelen güçlerini kullanmaktan başka çareleri kalmamıştır.

Bu inançla; halka nitelikli ağız ve diş sağlığı hizmeti sunma mücadelesi veren ağız ve diş sağlığı emekçilerinin ekonomik, özlük, demokratik haklarını korumak, iyileştirmek için başlattığımız fiili ve meşru eylemlerimiz artarak devam edecektir.  Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]

×