Adana Seyhan Devlet Hastanesi Acil Servisinde görevli Dr.Hüseyin DEDECAN’a yönelik bir hasta tarafından uygulanan fiziksel şiddet üzerine; SES Adana Şubesi ve Adana Tabip Odası, “Sağlıkta şiddete hayır” diyerek Seyhan Devlet Hastanesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
SES Adana Şubesi Eş Başkanı Belgin Işık’ın okuduğu açıklamada şu sözler dile getirildi:
DEĞERLİ BASIN EMEKÇİLERİ VE SEVGİLİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ
Son zamanlarda sağlık ve sosyal hizmet kuruluşlarında çalışan üyemiz olan veya olmayan arkadaşlarımızdan, kimi zaman hasta veya hasta yakınının cinsiyetçi küfürlerine, nefret söylemlerine, fiziksel saldırı girişimlerine, kimi zaman da yöneticilerin mobbingine maruz kalındığına ilişkin şikayetler almaya başladık ve bu konuyla ilgili neler yapabiliriz derken, ne yazık ki 15 Şubat 2024 tarihinde, akşam saatlerinde, şu anda önünde bulunduğumuz Seyhan Devlet Hastanesi Acil Servisinde görevli Doktor Hüseyin DEDECAN’ın bir hastanın fiziksel şiddetine maruz kaldığını öğrendik. Buradan doktor arkadaşımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Toplumun bütün alanlarına pandemi gibi yayılan, kimi zaman yaralanmalarla kimi zaman da ölümlerle sonuçlanan şiddet, sağlık alanına da sirayet etmiştir. Neredeyse önlenmek istenmiyormuşçasına içinden çıkılmaz hale gelen sağlıkta şiddet, bir halk sağlığı sorunudur ve gücünü sağlıkta dönüşüm adı altında kışkırtılmış sağlık taleplerinden, sağlık emekçilerinin köle gibi gösterilmesinden, hastaların müşteri olarak görülmesinden, ‘giderlerse gitsinler’ gibi söylemlerle değersizleştirilen mesleklerimizden, siyasilerin ve idarecilerin sağlık emekçilerine yönelik olumsuz yaklaşımlarından, kullandıkları zehirli dil ve söylemlerden ve liyakatsız yöneticilerin mobbinginden almaktadır. Yani 20 yılı aşkın süredir bu iktidarın uyguladığı, dayattığı sağlık politikalarının sonucunda oluşan ve acı veren bir durumdur şiddet.
Sağlıkta Dönüşüm adı altında cilalanmış isimlerle öyle bir sistem kurdular ki, manipüle ederek, işleyişteki aksaklıkların, sistemdeki tıkanmanın sorumlusu sanki sağlık emekçileriymiş gibi onları hedef tahtasına oturttular ve hasta ile hasta yakınlarının hedefi haline getirdiler.
Kurdukları bu sistem sağlık emekçileri ve halk için sağlıksızlık üretmektedir. Bu gerçeğin sağlık emekçileri ve halk tarafından fark edilerek hedefi doğru belirlemenin, asıl sorumluları görmenin ve önlem alınması talebini yükseltmenin artık zamanı gelmiştir.
Sorumlular belli, Sağlık Bakanı başta olmak üzere bu iktidarın sağlık belirleyicilerine etki eden her alandaki yöneticileridir. Şiddeti doğuran, besleyerek büyüten sebepler ortadan kaldırılmadıkça hiçbir sağlık emekçisi güvende olmayacaktır. Yetkilileri bir an önce sağlık emekçilerine yönelik şiddetin önlenmesi konusunda işin kaynağına dönmeye, sağlıkta piyasacı değil halkçı politikaların uygulanması ve yaşam hakkımızın korunması için göreve çağırıyoruz.
Sağlıkta kriz giderek derinleşirken kamu otoritelerine sesleniyor ve sorumluluklarını hatırlatmak istiyoruz;
-Bir tek doktorun bir tek sağlık emekçisinin dahi şiddete maruz kalmasına tahammülümüz yok.
-Yaşanan bu sorunların kaynağının uygulanan sağlık politikalarının sonucu olduğunu biliyoruz.
-Sağlıkta yaşanan sorunlara geçici, çözüm olmaktan uzak, günü kurtaran ve şiddeti besleyen politikalardan vazgeçin.
-Sağlıkta Dönüşüm Programı hemen terk edilsin.
-Etkin ve caydırıcı sağlıkta şiddet yasası çıkarılsın.
-Güvenli çalışma alanları oluşturulsun.
-İdareciler belirlenirken liyakat esas alınsın.
Burada durmayacağız;
-“Herkes her şeyden sorumludur“ yaklaşımını temel alarak, tüm toplumu sağlıkta şiddetin diğer alanlarda yaşanan şiddet kadar önemli olduğunu görmeye ve bu konuda birlikte mücadele etmek için sorumluluk almaya davet ediyoruz.