Bilindiği gibi kamu görevlilerinin aylık ücretleri bankalar yoluyla ödenmekte ve anlaşma yapılan bankalar yatırılan maaşlar karşılığında promosyon ödemeleri yapmaktadırlar. Maaşlar birkaç gün öncesinden bankalara yatmakta ve maaşların tamamı birkaç günlüğüne, ayın 15’inde çekilmeyen maaş ve bankalarda kalan kısımları üzerinden de daha uzun süreli değerlendirmeler ile bankalar karlarına kar katmaktadırlar. Yine maaş alınan bankalardan alınan krediler, kullanılan kredi kartları vb.. birçok uygulama ile hem müşteri sayısı artmakta, hem de bu etkinlikler ile bankalara bağımlı hale gelmekteyiz. Tüm birikimlerimiz ve parasal işlemlerimiz ağırlıklı olarak maaş aldığımız bankalar üzerinden gerçekleşmektedir. Bir kurumun maaş ödemesi için sözleşme imzalayan bankalar böylelikle gelirlerine daha fazla gelir katmaktadır. Açıklanan verilere göre bankalar bu ekonomik kriz ortamında bile karlarını yüzde 400-500 arası arttırdığı görünmektedir.
Sendikalar işçilerin emekçilerin temsilcisidirler. Doğal olarak promosyon anlaşmaları işveren/devlet tarafından değil emekçilerin örgütleri tarafından yapılmalıdır. En azından işveren ve emekçilerin örgütleri işçiden emekçiden yana bir uzlaşma zemini içinde kolektif bir çalışma ile bankları belirlemelidir. Ayrıca emekçilerin örgütleri aracılığıyla istedikleri bankayı seçme hakları olmak zorundadır.
2021 yılının sonlarına doğru ciddi şekilde hissedilmeye başlanan ekonomik kriz karşısında yapılan banka promosyon anlaşmalarının revize edilmesi için şube/temsilciliklerimiz; 2021 yılı sonlarında ve 2022 yılı başından itibaren imzalar toplanarak iş yerlerine iletilmesi, iş yerinde idarecilerle görüşme, basın açıklamaları gibi bir dizi eylem etkinliği planlamış ve hayata geçirmişti. Ancak konunun tüm işkolu emekçileri açısından önemi ve bütünlüklü olarak daha fazla Türkiye çapında gündemleşmesi için 2022 Temmuz ayından itibaren de Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile YÖK’e Türkiye geneli topladığımız imzaları gönderdik. Yine genel merkez olarak ilgili kurumlara talepleri içeren yazıları gönderdik. Bu konuda çok sayıda eylem/etkinlik ve basın açıklamaları gerçekleştirdik. Sosyal medya hesaplarımız ve web sitemiz bu konu hakkında yapılan eylem ve etkinlikler ile doludur. Böylelikle bir yıldır yürüttüğümüz mücadele ile emekçilerin ve tüm sendikaların gündemine promosyon ile ilgili çalışmayı sokmuş olduk. Bu konudaki mücadelemiz halen devam etmektedir.
Promosyon anlaşmalarında;
En fazla 3 yıllığına yapılması,
6 ayda bir enflasyon oranlarının sözleşmeye yansıtılması,
Bankaları korumaya yönelik tek taraflı sözleşmeler yerine emekçilerin de fesih hakkının olduğu demokratik sözleşmeler yapılması,
Bankalar lehine emekçileri zora sokacak cezai şartlar konulmaması,
Bankaların kar oranını göz önünde bulunduracak, ekonomik kriz ve enflasyonu da gören makul rakamların belirlenmesi,
Emekçilerin tüm örgütlü yapıları (sendikaları) aracılığıyla sözleşmeye taraf olması temel taleplerimiz arasındaydı.
Bu süre içinde özellikle şube/temsilciliklerimizin yürüttüğü kararlı mücadele sonucu özellikle üniversite hastaneleri başta olmak üzere bazı illerde başarılı anlaşmalar gerçekleştirildi. Ancak Sağlık Bakanlığına bağlı kurumlarda henüz resmi bir açıklama yapılmamış olmasına rağmen yetkilendirilmiş sendika tarafından Sağlık Bakanlığı ve Ziraat Bankası arasında anlaşma yapıldığı haberleri çarşaf çarşaf müjde ve kazanım olarak dolaşmaktadır.
Bu açıklamalardan anladığımız kadarıyla 25.200 TL nakit ödeme,3800 TL de para puan olarak kredi kartlarına taksitler halinde aktarılacağı belirtilmektedir.
SES olarak yapılan bu anlaşmayı kabul etmemiz mümkün değildir. Çünkü;
- Bu anlaşma herhangi bir ihale usulüne uygun olarak yapılmadığı gibi temsil ettiğimiz üyelerimiz adına sözleşmede taraf olarak ta kabul edilmedik. Bizim gibi işkolunda örgütlü hiçbir sendikanın taraf olarak kabul edildiği sözleşme masasına oturduğuna dair elimizde veri de yoktur. Yetkilendirilmiş sendikanın bile yapılan sözleşmede imzası olmadığını düşünmekteyiz.
- Yapılan anlaşmanın bizlere yetkilendirilmiş sendika tarafından müjde gibi yansıtılan rakamları dışında anlaşmanın içeriğine dair bilgimiz bulunmamaktadır. Yapılan anlaşma eski anlaşmalarda olduğu gibi bankaları mı korumaktadır? Emekçilere fesih hakkı vermekte midir? Emekçileri zora sokacak cezai şartlar var mıdır? Dönemsel enflasyon farkı yansıyacak mıdır? Bu anlaşma süresi dolmayan illerdeki emekçileri de kapsamakta mıdır? Yoksa anlaşma süreleri bittikten sonramı il il ayrı olarak mı hayata geçecektir? Tüm bu soruların cevabını henüz bilmiyoruz.
- Para puan ödemeleri ile herkesi kredi kartı kullanma zorunluluğu getiren uygulama ne kadar etiktir? İnsanları kapitalizmin en önemli kurumları olan bankalara ve kredi uygulamalarına mahkum etme politikasını kabul etmemiz mümkün değildir.
- Yine bu anlaşmadan Bakanlığın karı ne olmuştur? Sadece emekçileri düşünerek mi imzalanmıştır? Soruları taraf olarak kabul edilmediğimiz için aklımızı kurcalamaktadır. Çünkü biliyoruz ki eski dönemlerde emekçilerin maaşları üzerinden yapılan anlaşmalardan kurumlara makam araçları vs gibi ve farklı uygulamalara sıklıkla tanık olmuştuk.
Buradan yetkilendirilmiş sendikaya da bir şeyler söylemek istiyoruz.
Bu banka ile yapılan anlaşmada işkolu emekçilerini temsilen sözleşmede imzanız var mı?
Daha Haziran ayında illerde il sağlık müdürlükleri üzerinden bankalar ile yapılmaya çalışılan ihalelerde bile aylık 1.000 TL gibi teklifler telaffuz edilirken 2023 Ocak maaş zamlarının da ekleneceği ücretlerimizin bankaya yatırılması üzerinden Haziran aylarında teklif edilen rakamların çok üstünde bir rakam ile anlaşma yapılması gerekmez miydi?
Yapılan bu sözleşmeyi kazanım gibi sunmaktan gerçekten ar etmiyor musunuz? Hangi mücadeleyi verdiniz? Bürokratlar, idareciler eliyle örgütlenmek, işe yeni başlayanların evrakları arasına üye formu koyarak imzalatmak, parti sendikası haline dönüşerek işyerlerinde idarecileri ve servis sorumlularını bile belirlemek, yandaşlık ilişkileri üzerinde görüşmeler yapmak mıdır mücadeleniz?
Buradan tüm işkolu emekçilerine ve örgütlerine sesleniyoruz.
Söyleyecek sözümüz, değiştirecek gücümüz var!
Bizler birlik olursak bu oyunu bozabiliriz. Birlik olursak;
- Maaşımızı alacak bankayı kendimiz belirleyebiliriz. Maaşlarımız üzerinden kazandırdığımız kara denk promosyon alabiliriz.
- Taleplerimizi kabul etmeyen ve Bakanlıkla tek taraflı sözleşmeye imza atan Bankaya ve Bakanlığa da; tüketimden gelen gücümüzü kullanarak bize zorla dayatılan bankalarda ek hesap açtırmama, kredi kartlarını kullanmama, ayın 15’ini bir gün geçirmeden o bankalarda kuyruğa girip tüm maaşımızı çekme gibi eylemler ile geri adım attırabiliriz.
Tüm iş kolu emekçilerine emeğin özgürleşeceği demokratik bir Türkiye yaratacağımıza olan inancımız ve saygılarımızla birlikte mücadele çağrımızı yineliyoruz. 23.12.2022
Merkez Yönetim Kurulu