AKP iktidarları döneminde övünülerek uygulanan “sağlıkta dönüşüm” programının sonuçlarının sağlık emekçileri ve halk sağlığı açısından yıkım getireceğini uzun yıllardır dile getiriyor ve buna karşı koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği basamaklandırılmış, erişilebilir, ücretsiz, nitelikli ve anadilinde kamusal hizmet sunumu gerektiğini savunuyoruz.
Sağlık emekçilerinin emekliliğe yansıyacak temel ücretlerinde iyileştirme yapılma yerine; angarya ve fazla çalışmayı zorunlu hale getiren performans uygulamalarının yeni versiyonu olan taban ödeme, ek ödeme, teşvik ödeme gibi yeni tip ücret rejimleri hayata geçiriliyor. Kışkırtılan sağlık talebi ile birlikte sanal kuyruklarda aylarca beklemek zorunda olan insanların tepkisini azaltmak için 5 dakikaya bir muayene uygulamaları yetmezmiş gibi şimdide ek randevu uygulamasına geçilmiş durumda.
Sağlık emekçilerine yönelik şiddetle ilgili her gün yeni haber alıyoruz. Şiddetin önlenmesi için sürekli mücadele halindeyiz. 05.10.2022 tarihinden itibaren MHRS üzerinden, aynı saat dilimine iki farklı hastaya (birisi EK RANDEVU açıklaması ile) MHRS randevusu verilmektedir. Normal şartlarda her hastaya 20 dk civarı, özellikli durumlarda daha uzun muayene zamanı ayrılması gerekirken MHRS sisteminde ek randevu oluşturulması hastaları bir biri ile hastayı hekim ve sağlık emekçileri ile karşı karşıya getirmek demektir. Buda daha az zamanda hastalara niteliksiz sağlık hizmeti sunma kadar daha fazla şiddet anlamına gelecektir.
Bu uygulama hasta hakları açısından da, sağlık emekçilerinin insan onuruna yakışır koşullarda çalışmalarına da aykırıdır. Hiçbir derde derman olmayacak aksine daha fazla soruna neden olacak bu uygulamanın bir an önce kaldırılması ve her hastaya 20 dk muayene esas alınarak randevu sisteminin güncellenmesi gerekmektedir.
Diğer önemli bir konu da birçok kamu hastanesi mesai dışı sağlık hizmeti verdiğine dair ilanları afişe etmeye başladı.
Yıllardır performans, döner sermaye, ek ödeme gibi yöntemlerin kaldırılarak, emekliliğe yansıyacak yoksulluk sınırı üzerinde temel ücretin belirlenmesi için mücadele ediyoruz. İşkolundaki tüm emekçiler için yoksulluk sınırı temel ücret için esas alınarak yapılan işin niteliği, eğitim durumu, iş riski, çalışma yılı gibi kriterler ile giydirilmiş ücret skalasının belirlenmesi temel talebimizdir. Bu talep etrafında uzun yıllardır verdiğimiz mücadele son dönemlerde işkolunda örgütlü çok sayıda emek ve meslek örgütünün de desteği ile üst seviyeye çıkmıştı. Bu mücadele karşısında kısmi de olsa düzenleme yapmak zorunda kalan iktidar ve Sağlık Bakanlığı kimseyi memnun etmeyen ve geleceğe dair güvence oluşturmayan yöntemlerle ücretlerimiz üzerinde çıkardıkları yönetmelikler ile oynamaya devam etti.
Bugün kamuda çalışan tüm memurlar yıllık izinlerini kullanırken ücretlerinde herhangi bir kesinti yapılmamaktadır. Yayımlanan yönetmeliklere göre ayda 5 gün, yılda toplamda 12 günden fazla izin kullanıldığında ilgili aylara ait ek ödemeler kesilmektedir. Sağlık emekçilerinin temel ücretleri düşük olduğu için ücretlerini biraz yükseltmek adına daha fazla nöbet tutarak, öncelikli servislerde çalışmak için torpil arayışına girmektedirler. Bu düzenleme ile birlikte ek ödemeleri kesilmesin diye anayasal ve insani olan dinlenme hakkından emekçiler feragat edecektir. Bu yetmezmiş gibi herhangi bir disiplin soruşturmasında uyarı, kınama, kademe durdurma, aylıktan kesme gibi ceza alanların ek ödemelerinin kesileceği yazılmaktadır. Zaten 657 sayılı Kanuna göre ceza alan birinin 2. kez cezalandırılması anlamına gelmektedir. Daha önce de benzer şekilde yönetmeliklere giren bu madde yargı kararları ile çıkartılmıştı.
Son çıkarılan yönetmelikler ile “teşvik” kavramı getirilmiş, sağlık emekçileri mesai dışı çalışma, fazla hasta muayene etme, fazla işlem ve tetkik isteme baskısı ile çalışmak zorunda bırakılmıştır. Hekimler ve sağlık emekçileri de ücretlerinde kısmide olsa bir düzenleme yapılabilsin diye mesai dışı çalışmak zorunda kalmaktadır. Bu da yetmezmiş gibi mesai dışı çalışma uygulamasının TEŞVİK edilmesi ile adeta sağlık emekçilerinin sağlığı ile oynanmaktadır. Özellikle hekim dışı sağlık hizmetleri sınıfında çalışan emekçiler açısından mesai dışı çalışma sisteminde ücret olarak da hiçbir fayda yoktur.
Sorunun çözümü mesai saatleri ya da mesai saatleri dışında sağlık emekçilerini daha fazla çalıştırmak değildir. Üretim-tüketim ilişkisine, kar etmeye odaklanmış, kışkırtılan, şiddet üreten ve gün geçtikçe daha fazla sorun üreten, sağlık emekçileri ve ülkede yaşayan tüm insanları mağdur eden bu sağlık sisteminde köklü değişiklikler yapılmak zorundadır. Halkın sağlık hakkı ve sağlık emekçilerinin özlük hakları bakımında acilen hayata geçirilmesi gereken asgari önerilerimiz:
- Sağlık sistemi; finansman, organizasyon ve yönetim açısından koruyucu sağlık hizmetlerine odaklanarak yeniden inşa edilmelidir. Sağlık hizmetlerini sunanlar ve alanlar örgütleri aracılığıyla hizmetlerin planlanmasından sunulmasına kadar karar alma süreçlerinde yer almalıdır.
- İşkolundaki tüm emekçiler için yoksulluk sınırı temel ücret için esas alınarak yapılan işin niteliği, eğitim durumu, iş riski, çalışma yılı gibi kriterler ile giydirilmiş ücret skalası belirlenmelidir.
- Atama bekleyen yüzbinlerce sağlık emekçisi içinden ihtiyaç olan tüm meslekler için OECD ortalamaları esas alınarak kadrolu güvenceli şekilde atama yapılmalıdır.
Başka bir sağlık sistemi, insani çalışma ve yaşam koşulları mevcut diyoruz. Bu konudaki temel taleplerimizi hayata geçirinceye kadar hukuk mücadelesi ve sendikal mücadeleyi sağlık emek ve meslek örgütleriyle, sağlık hakkı bağlamında da halkın tüm örgütlü yapılarıyla birlikte ayrışmadan, dayanışmayla sürdürmeye devam edeceğiz. 09.10.2022
MERKEZ YÖNETİM KURULU