KESK ve KESK’e bağlı sendikaların MYK üyeleri 29 Mayıs Pazar günü gerçekleştireceğimiz “Emek Bizim Söz Bizim, Sağlık Hepimizin” Mitingi ile dayanışmak için bugün Eğitim-Sen Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısında KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik tarafından kamuoyu ile paylaşılan metin aşağıdadır:
Değerli Basın Emekçileri, Sevgili Yurttaşlar,
Ülke olarak çoklu bir kriz sürecinden geçiyoruz. Ekonomiden, hayat pahalılığından iç ve dış politikaya, temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasından yargının siyasal iktidarın sopasına dönüştürülmesine kadar uzanan bu çoklu krizin faturası emeğin tüm bileşenlerine ve halka kesiliyor.
Ülkede hakim hale gelen çoklu kriz ortamında elimizde kalan tüm alanlar daha fazla tahrip ediliyor, yok ediliyor. Bu alanların başında da sağlık ve sosyal hizmetler alanı gelmektedir.
AKP’nin iktidara gelir gelmez, “sağlıkta devrim” diye pazarlamaya çalıştığı “Sağlıkta Dönüşüm Programı” ile hem sağlığımız ve cebimiz, hem de sağlık emekçileri daha fazla tehdit edilmektedir. Neo liberal politikaların sağlık alanına taşınmasının eseri olan program ile koruyucu sağlık hizmetlerine ve halk sağlığına yönelik politikalar rafa kaldırılmıştır. Daha maliyetli olan tedavi edici sağlık hizmetlerinin ağırlığı artırılmıştır.
Sağlık bütçelerinden ilaç şirketlerine, özel hastanelere, taşeron şirketlere aktarılan aslan payı gittikçe büyümüştür. Buna karşın zorunlu GSS ile halkın sırtına ilave bir sağlık vergisi yüklenmiştir. Tedavinin her aşamasında cepten ödemenin önü açılmış, sağlık hak olmaktan tamamen çıkarılmış, “satın alınan bir hizmete” dönüştürülmüştür.
Değerli Basın Emekçileri,
Sevgili Yurttaşlar,
“Sağlıkta dönüşüm programı” sadece hastaları, vatandaşları değil, sağlık emekçilerini de vurmuştur. Sağlık emekçilerinin çalışma yaşamı güvencesizlik, esnek-kuralsız çalışma, performans, atanma baskısı, her gün tırmanan şiddet ile alt üst edilmiştir.
Yeterli sayıda sağlık çalışanı istihdam edilmediği için uzun nöbetler, birkaç serviste birden çalışma, görevi dışında işler, hizmetler yapma gibi her tür angarya çalışma artmıştır. Örneğin bugün OECD ortalamasına göre her bin kişiye 9 hemşire hizmet verirken Türkiye’de her bin kişiye 2,4 hemşire hizmet vermektedir. Yani Türkiye’de bir hemşire OECD ortalamasına göre neredeyse dört hemşirenin işini yapmaktadır. Yine Türkiye’de bir Doktor OECD ortalamasına göre neredeyse iki doktorun işini yapmaktadır.
Buna karşın Sağlık Bakanlığı Bütçesinde personel giderlerine ayrılan pay dönüşüm programı öncesine göre yarı yarıya düşürülmüştür. Sağlık emekçilerinin mali, sosyal, özlük hakları yok sayılmıştır.
Sağlık çalışanlarının yükü özellikle pandemi dönemindeki özverili çalışmaları katlanmıştır. Bu dönemde sağlık emekçilerine toplumdan alkış isteyen, hakkınızı ödeyemeyiz diyen Sağlık Bakanlığı tam da dediğini yapmış, sağlık emekçilerinin hakkını ödememiştir.
Sağlık emekçilerinin ne özlük haklarında bir iyileşme yapılmış ne de dönüşüm programının en önemli eseri olan sağlıkta şiddeti ortadan kaldırmaya dönük önlemler alınmıştır.
Yüz binlerce sağlık çalışanına yoksulluk sınırına uzak, açlık sınırına yakın maaşlar-ücretler reva görülmüştür. Daha iyi çalışma koşulları için yurt dışına gitmek zorunda kalan veya özel sektöre geçen hekimler bizzat ülkenin Cumhurbaşkanı tarafından “gidiyorlarsa gitsinler” denilerek tehdit edilmiştir.
Değerli Basın Emekçileri,
Sevgili Yurttaşlar,
Tüm bu anlattıklarımızın özeti; sağlık kuruluşlarını, hastaneleri ticarethaneye, hastaları müşteriye, sağlık çalışanlarını güvencesiz istihdamın düşük ücretli kölelerine çeviren, toplumu koruyan değil, hastalık üreten mevcut karanlık tablodur.
Bu karanlığı aylardır beyaz yürüyüşlerle, beyaz forumlarla, beyaz g(ö)revlerle aydınlatmaya çalışan sağlıkçılar mücadelelerine 29 Mayıs Pazar günü Ankara’da düzenleyecekleri BEYAZ MİTİNG ile devam edecekler.
Miting; Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Dişhekimleri Birliği (TDB), üye sendikamız Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık-İş), Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (Tüm Rad-Der), Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUDER), Veteriner Hekimler Derneği (VHD), Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası (BDS) ile üye sendikamız Tarım Orman Çevre ve Hayvancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (Tarım Orkam-Sen) ile tarafından hayata geçirilecek.
Sağlık alanında örgütlü saydığımız sendika, oda ve dernekler günlerdir tüm halka “Emek Bizim Söz Bizim, Sağlık Hepimizin” adını verdikleri Beyaz Mitinge katılım çağrısı yapıyor.
29 Mayıs BEYAZ Mitingi’nin örgütleyicisi, çağrıcısı sağlık alanındaki sendika, oda ve derneklerdir. Ama onların da dediği gibi “Sağlık Hepimizin” dir.
SAĞLIK HEPİMİZİNDİR. ÇÜNKÜ BUGÜN GELDİĞİMİZ NOKTADA:
- Gerçek bir sosyal güvenlik sisteminde mükellef olmamaları gereken en yoksul kesimler elektrik, su faturası öder gibi GSS primi ödemeye zorlanmaktadır.
- Hastane kapısında, koridorunda kuyruk dönemi bitti dediler. O kuyruklar görünür kuyruklardı. Bugün ise hepimizin payına telefon başındaki sanal kuyruklar düşüyor. Bu sanal kuyruklarda üç aydan önce randevu alamıyoruz. Aylarca ameliyat sırası bekliyoruz. Aylar sonrasında randevu alabildiğimizde ise derdimizi bile anlatmaya yetmeyen üç, beş dakikalık muayenelerle geçiştiriliyoruz.
- Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından karşılanmayan ilaç listeleri uzayıp gidiyor. Bedelinin tamamının cepten ödeyerek aldığımız ilaçlar artıyor.
- Her geçen gün artan katkı-katılım farkları ödüyoruz. “Fark ücreti”,” ilave ücret” adına cebimizden çıkan ödemeler artmaya devam ediyor.
- “Teminat paketleri” küçültülüyor, yararlanabildiğimiz sağlık hizmetleri her geçen gün azalıyor.
- Tamamlayıcı sigortaya (özel sigorta) geçmeye zorlanıyoruz. Özel sigorta yaşımıza, cinsiyetimize ve hastalığa sahip olmamıza bakıyor, ona göre primleri yükseltiyor. Yüksek primi versek dahi her hizmeti alamıyoruz.
Kısacası sağlık alanında halkı koruyan değil, hastalık üreten, daha fazla hasta ve hastalık ile kar etmeyi hedefleyen mevcut sistemde hepimiz her gün sağlığımızı, esenliğimizi daha fazla kaybediyoruz.
Biz Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve üye sendikalarımız olarak her zaman halkın ve emeğin yanında, onlara dayatılan karanlığın ise karşısında olduk. Sağlık alanında örgütlü sendika, oda ve derneklerin bu karanlık tabloyu aydınlatmanın bir adımı olarak 29 Mayıs’ta hayata geçirecekleri BEYAZ MİTİNGİ destekliyoruz.
Sadece sağlık emekçilerinin değil, halkın sağlık hakkının yanında olmanın görev ve sorumluluğu ile mitinge elimizden gelen her tür katkıyı sunacağız.
Buradan sağlık ve sosyal hizmet hakkı ortadan kaldırılan tüm vatandaşlara sesleniyoruz. Hem en temel hakkımız olan sağlık ve sosyal hizmet hakkına sahip çıkmak hem de bu hakkımız için gece gündüz demeden ter döken sağlık emekçileri ile omuz omuza vermek için 29 Mayıs BEYAZ Mitingde buluşalım. BEYAZ mitinge renklerimizi katalım.
KESK Yürütme Kurulu