NEMALARDA DEVLET KATKISINI ALMAK İÇİN AÇILACAK DAVA DİLEKÇE ÖRNEĞİ

Facebook
Twitter
WhatsApp

Nemalarda Devlet Katkısını Almak İçin Açılacak Davanın Dilekçe Örneğidir.

 

………………. (NÖBETÇİ) İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA,

 

DAVACI :
ADRES :
DAVALI :Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı-ANKARA
D. KONUSU :../../2005 tarihinde 3417 sayılı Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair Kanun gereğince biriken ve tarafıma ödenmeyen Devlet katkılarının nemalan ve yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemimin reddine ilişkin Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın ……………… tarih ve ……………….sayılı işleminin iptaline ilişkindir.
TEBLİĞ TARİHİ : (Ret yazısının tebliğ edildiği tarih)

AÇIKLAMALAR :
……..Tarihinden bu yana kamu görevlisi olarak çalışmaktayım. Halen …………………………………………………………………………………………….de …………………………….. olarak görevime devam etmekteyim.
1988 yılında çıkan Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair 3417 sayılı Kanun gereği ücretimden belli oranda kesinti yapılmaya başlandı. Tasarruf Teşvik Fonu numaram ……………………..dır.
……………………tarihinde, kendi isteğimle sistemden ayrıldım. Ancak ayrıldığımda tarafıma sadece aylığımdan yapılan kesintiler ödenmiş, Devlet katkıları ve nemaları ödenememiştir.
Konuyla ilgili olarak, mülga 3417 sayılı Kanunun 2. maddesinde, kamu görevlilerinin aylık ve ücretlerinden tasarruf kesintilerinin yapılacağı, 3. maddesinde, tasarruf miktarının ilgililerin aylık ve ücretlerinden yapılacak %2 nispetindeki tasarruf kesintileri ile ilgililerin aylık ve ücretlerinden %3 ‘ü nispetinde Devlet katkısı veya işverence sağlanacak katkı toplamından oluşacağı, 6. maddesinin birinci fıkrasında, emeklilik veya ölüm halinde biriken tasarruf kesintileri ile Devlet ve işveren katkıları ile nemalarının 3/5’inin ödeneceği, üçüncü fıkrasında, en az 6 yıl tasarrufta bulundukları takdirde sadece tasarruf kesintilerinin ödeneceği, son fıkrasında da en az 2 yıl tasarrufta bulunanlara istedikleri takdirde tasarruf kesintilerinin, Devlet ve işveren katkıları toplamı üzerinden tahakkuk edecek nemalarının 1/3’ünün her yıl ödeneceği öngörülmüş idi.
Yukarda kısaca özetlenen ve çalışanlar aleyhine hükümler içeren 3417 Sayılı Yasa sıkça Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmiş ve Anayasa Mahkemesi çalışanlar lehine, Kanunun bir çok maddesini Anayasa’ya aykırı bularak iptal etmiştir.
Anayasa Mahkemesi, 18.11.1998 tarihli, E:1997/59, K:1998/71 sayılı kararı ile 6 yıldan fazla tasarrufta bulunduktan sonra üyelikten ayrılanlara Devlet katkısı ile nemalarının ödenmesine engel teşkil eden 3417 sayılı Kanunun 6. maddesinin üçüncü fıkrasını, 10.12.2001 günlü, E:2000/23, K: 2001/361 sayılı Kararı ile de, 3417 sayılı Kanunun 6. maddesinin ikinci fıkrasının yanı sıra, üçüncü fıkrasının 6 yıldan daha az tasarrufta bulunup 3417 sayılı Kanunun ikinci maddesi kapsamından çıkanlar dışındakilere ilişkin hükümlerinin Anayasaya aykırı olduğu ve anlatılan hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle dördüncü fıkranın uygulama olanağı kalmadığı gerekçesiyle bu fıkranın da iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi’ne göre; (18.11.1998 tarihli, E:1997/59, K:1998/71 sayılı karar) ” Mülkiyet hakkı kişiye, sahibi olduğu şey üzerinde, yasalar çerçevesinde dilediği gibi tasarruf olanağı verir. Toplum yararına aykırı olmamak kaydıyla malik, sahibi olduğu şeyi dilediği biçimde kullanır. Bu nedenle, çalışanların aylık ve ücretlerinden 3417 sayılı Kanun uyarınca kesilen ve “Tasarrufu Teşvik Hesabı”nda toplanan tasarruf tutarları üzerinde kişilerin mülkiyet hakkı bulunmaktadır.
Mülkiyet ve miras hakları Anayasada güvence altına alınmış, bu hakların sadece kamu yararı amacıyla sınırlanabileceği kabul edilmiştir. Ancak bu sınırlama, Anayasanın 13. maddesinde öngörülen biçimde demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olamaz ve öngörüldüğü amaç dışında kullanılamaz. Demokrasiler, temel hak ve özgürlüklerin en geniş ölçüde sağlanıp güvence altına alındığı rejimlerdir. Temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunup tümüyle kullanılamaz hale getiren sınırlamalar, demokratik toplum düzeni gerekleriyle uyum içinde sayılamaz. Özgürlüklerin yalnızca ne ölçüde kısıtlandığı değil, kısıtlamanın koşulları, nedeni, yöntemi, kısıtlamaya karşı öngörülen kanun yolları, hep demokratik toplum düzeni kavramı içinde değerlendirilmelidir. Özgürlükler, istisnai olarak ve ancak demokratik toplum düzeninin sürekliliği için zorunlu olduğu ölçüde sınırlandırılabilirler.
Yasanın 2. maddesi kapsamından çıkarılanlara kendilerinden kesilen zorunlu tasarruf kesintilerinin ödenmemesi mülkiyet hakkın ortadan kaldırmaktadır.”

Daha sonra da Anayasa Mahkemesi’nin 10.12.2001 gün ve E:2000/42, K:2001/361 sayılı kararı ile de 3417 sayılı Yasanın ödemeleri düzenleyen 6. maddesinin 2. , 3. ve 4. fıkraları da iptal edilmiştir. İptal kararı 28.12.2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Karar gereğince çalışanların tasarruf kesintilerini, Devlet ve işveren katkılarını neması ile birlikte alabilmeleri için emeklilik veya ölüm halinin beklenmesi ya da belli yıllar tasarrufta bulunma zorunluluğu ortadan kalkmıştır. (Ekte sunulan, Danıştay 10. Dairesinin E:2003/3791, K:2005/1673 sayılı kararı ve E:2003/4163, K:2005/169 sayılı kararları da bu yöndedir. )
Anayasa Mahkemesinin 10.12.2001 tarihli, E:2001/425, K:2001/361 sayılı kararında da yine benzer gerekçelere yer vermiştir: “… mülkiyet hakkı kişiye sahibi olduğu şey üzerinde, yasalar çerçevesinde dilediği gibi tasarruf olanağı verir, toplum yararına aykırı olmamak kaydıyla malikin sahibi olduğu şeyi dilediği biçimde kullanma hakkı bulunmaktadır. Tasarrufu teşvik hesabında ilgili kişi adına toplanan tasarruf tutarları yanında bu kişiler için Devletin ve İş Kanunu hükümlerine göre işçi çalıştıran işverenlerin hesaba yasa gereği yapmak zorunda oldukları “katkı” ve “nema” üzerinde de ilgilinin mülkiyet hakkı bulunmaktadır.
….Bu durumda, itiraz konusu düzenlemelerle anılan miktarın sistemden çıkan kişilere verilmesini engelleyerek haksızlığa uğratılması Anayasa’nın 2. ve 5. maddelerinin amacına aykırıdır.”
Bu arada, 25.08.1999 tarih ve 4447 Sayılı İşzislik Sigortası Kanununun 62. maddesinin 3. fıkrası ile, 3417 Sayılı Kanun’un 2 ve 3. maddeleri yürürlükten kaldırılmış, 01.06.2000 tarihinden itibaren tasarruf kesintisi yapılmasına son verilmiştir.
Anayasa mahkemesi’nin iptal kararlarından sonra yasal boşluğu doldurmak ve çalışanların haklarını sağlamak amacıyla 4853 sayılı Çalışanların tasarruflarını Teşvik Hesabının Tavsiyesi ve Bu Hesaptan Yapılacak Ödemelere İlişkin Kanun 29.4.2003 tarih ve 25093 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Ancak bu kanun yapılırken Anayasa Mahkemesi’nin yukarda açıklanan gerekçeleri dikkate alınmamış ve 2. madde düzenlemesiyle, kendi isteği ile üyelikten ayrılanlar kapsam dışı bırakılmıştır. Böylece yeniden Anayasa’ya aykırı olarak mülkiyet hakkım ihlal edilmiş ve Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan “İnsan haklarına saygılı hukuk devleti” ilkesine aykırı hareket edilmiştir.
Bu ihlal halen devam etmekte olup Anayasa mahkemesi kararlarına karşın, tasarruf hesabıma yatırılan Devlet katkısı ve nemaları, bu güne kadar tarafıma ödenmemiştir. Bu nedenle ……………….. tarihli dilekçe ile Başbakanlık Hazine Müsteşarlığına yaptığım, 3417 sayılı Kanun uyarınca biriken ve tarafıma ödenmeyen Devlet katkılarının nemaları ve yasal faizi ile tarafıma ödenmesi istemli başvurum da reddedilmiştir.
Yukarıda yer alan açıklamalar ışığında, hesabımda biriken Devlet katkılarının ve nemasının yasal faiziyle birlikte, mülkiyet hakkı kapsamında tarafıma ödenmesi gerekirken, aksi yönde tesis edilen işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Nitekim aynı konuda açılan davalar, davacılar lehine neticelenmiştir.
Davacı lehine sonuçlanan davalardan birisi Ankara 7. İdare Mahkemesi tarafından 2003/1470 Esas, 2004/551 Karar Sayılı dosyadır. Bu dosyada, Mahkeme, “Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu bilindiği halde görülmekte olan davaların, Anayasa’ya aykırılığı saptanmış hükümler dikkate alınarak çözümlenmeleri Anayasanın üstünlüğü ve hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayacağından” denilerek Devlet katkısı ve nemaları ile ödenmesine karar vermiştir. (Bu karar davalı Hazine Müsteşarlığı tarafından temyiz edilmiş, temyiz sonuçlanmamış olmakla birlikte, davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi, Danıştay 10. Dairesi tarafından 2004/10058 Sayılı dosya üzerinden 25/8/2004 tarihinde reddedilmiştir.)
Davacı lehine sonuçlanan Ankara 10. İdare Mahkemesi 2002/1488 Esas 2003/379 Karar sayılı davada da, Hazine Müsteşarlığının temyiz istemi Danıştay 10. Dairesi tarafından reddedilmiştir. Danıştay 10. Dairesi E:2003/3791, K:2005/1673 sayılı kararında;
“Anayasa Mahkemesi’nin hak sahiplerinin; tasarruf kesintisi, Devlet veya işveren katkısı ve nemalarını alabilmeleri için belirli sürelerde tasarruf etme zorunluluğuna bağlayan yasal düzenlemeleri yürürlükten kaldıran yukarda anılan kararları sonucu, hak sahiplerinin üzerlerinde mülkiyet hakkına sahip oldukları tasarruf kesintisi, Devlet katkısı ve nemalarını belirli sürelerde tasarruf etme şartına bağlı olmaksızın isteyebilme hakları doğmuştur” denilerek belirli süre şartı aranmaksızın herkese ödemenin yapılması gerektiği hüküm altına alınmış bulunmaktadır.
Bu nedenlerle, idarenin işlemi ile mülkiyet hakkım ihlal edildiğinden, hesabımda biriken Devlet katkılarının nemaları ve yasal faizi ile birlikte tarafıma ödenmesi gerekmektedir.

DELİLLER :Başvuru örneği, ilgili Anayasa Mahkemesi kararları, ilgili İdare Mahkemesi ve Danıştay kararları, her tür yasal delil.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Dava konusu işlemin İPTALİ ne,
2-Parasal hakların yasal faizi ile birlikte ödenmesine,
3- Yargılama giderlerinin davalı idareye yükletilmesine, karar verilmesini saygılarımla dilerim.

DAVACI

EKLER:

1. Danıştay 10. Dairesine ait 1 karar örneği,
2. Ankara 7. İdare Mahkemesi karar örneği.
3. Hazine Müsteşarlığı'nca verilen olumsuz cevap (red) metni

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]

×