Konfederasyonumuz KESK’in çağrısıyla 18 Aralık İzmir ve Diyarbakır’da gerçekleştirilen mitingin ardından 19 Aralık’ta da İstanbul Kartal’da ve Ankara Tandoğan Meydanı’nda on binlerce kamu emekçisi iktidarın ekonomi politikalarına ve  krize karşı meydanlara çıktı. Emek ve demokrasi güçlerinin de destek verdiği ‘Geçinemiyoruz’ şiarıyla gerçekleştirdiğimiz mitinglere “hükümet istifa” çağrısı damgasını vurdu.

Mitinglerimizde KESK Eş Genel Başkanları Mehmet Bozgeyik ve Şükran Kablan Yeşil’in gerçekleştirdiği konuşma ile miting fotoğrafları aşağıdadır.

Üretenler, okutanlar, yazanlar, inşa edenler, toprağı yeşertenler,

Emeği İle Geçinemeyenler,

Ev İçi Emeği Yok Sayılan, Ucuz İşgücü Olarak Görülen Kadınlar,

Açlık Sınırı altında Maaşa Reva Görülen Emekliler,

İşsizliğe Mahkûm Edilen Milyonlar,

Özelleştirme Politikalarıyla Güvencesiz Çalışma, Düşük Ücret Kıskacına Alınan Kamu emekçileri,

Gelecek Umudu Çalınan, Barınamayan Gençler,

Ağır Vergi Yükü altında Ücretleri Her Gün Eriyen Asgari Ücretliler,

Rant Uğruna Yağmalanan Ormanına, toprağına, Deresine Sahip Çıkanlar,

Hukuksuz, Keyfi Bir Şekilde İhraç Edilen Kamu emekçileri,

Kepenklerini Açamayan Esnafımız,

Farklılıklarıyla Kardeşçe Bir Arada Yaşamak İsteyenler,

Eşit, Özgür, Adil Ve Demokratik Bir Gelecek İçin Alanları Dolduranlar,

MERHABA,

HOŞGELDİNİZ…

Bizler her gün biraz daha yoksullaşırken, onlar “korku, açlık, mallardan, canlardan, ürünlerden biraz eksiltme ile sınandığımızı” söyleyip sabretmemizi söylüyorlar.

Onlar sırça saraylarda lüks ve şatafat içinde yaşarlarken, sadece bir dakikalık elektrik giderleriyle onlarca işçi, emekçi geçinebilecekken bu duruma da şükretmemizi istiyorlar.

Onlar iğneden ipliğe yurt dışından tüm ithalatı dolar ile yaparken “devletin verdiği parayı dolara çevirenler ahlaksızdır” diyorlar!

Oysa biliyorlar ki, bizlerin dolara yatıracak bir kuruş parası yok. Bırakalım paramızı dolara çevirmeyi, elimize geçen parayla ay ortasını bile göremiyoruz.

Kimin ahlaksız, vicdansız olduğunu dünya âlem biliyor.

Ahlaksız olanlar, ülkenin kaynaklarını talan edenlerdir!

Ahlaksız olanlar milyar dolarlık servetlerine rağmen vergi vermemek için offshore şirketler üzerinden servetlerini yurt dışına kaçıranlardır!

Faize karşıyız deyip bütçeden faize kaynak aktaranlardır ahlaksız olanlar.

Ahlaksız olan aşımıza, ekmeğimize göz koyanlardır.

Ahlaksız olan kapitalizmin kendisidir!

DOSTLAR, SEVGİLİ EMEKÇİLER,

GEÇİNEMİYORUZ DEMEK İÇİN BU KIŞ GÜNÜNDE ALANI DOLDURANLAR,

Baskıyla, yasaklarla, yeni cezaevleri ile gözümüzü korkutarak, sokağa çıkamaz hale getirerek iktidarlarının ömürlerini uzatabileceklerini sanıyorlar.

Gelecek hayali ile kazandıkları üniversitelerde yurt bulamadıkları için okula gidemeyen gençlerimiz seslerini duyurabilmek için geçen hafta Ankara’da yaka paça, darp edilerek gözaltına alındılar.

Aynı gün Antalya mitingimizi yasakladılar.

Ülkenin neredeyse tüm illerinde aylardır, hatta yıllardır anayasal hakkımız olan toplantı ve gösteri hakkımızı kullanmamızı engelliyorlar.

Kayyum marifetiyle kadına yönelik şiddetle mücadele eden merkezler, dernekler, sığınma evleri kapatılıyor. Kadın mücadelesi yürütenler haksız hukuksuz bir şekilde gözaltına alınıp tutuklanıyor. Erkek egemenliğini yücelterek, erkek yargıyı daha da etkin hale getirerek, kadınları aile içine hapsederek, ev içi emeği, hasta-yaşlı-çocuk bakımını kadınların sırtına yükleyerek kadınları dört duvar arasına hapsetmek istiyorlar.

KHK zulmünden en çok etkilenenlerin başında da kadınlar, kadın emekçiler geliyor. Birkaç gün önce KHK ile işten atıldığı için maddi zorluklar yaşayan bir kadın sağlık emekçisi arkadaşımız Fatma yıldırım yaşamına son verdi. Bu intihar değil apaçık bir cinayettir.

“Asmayıp besleyelim mi” zihniyeti bir kez daha işbaşında, cezaevlerinden her gün bir cenaze çıkıyor! Devletin güvencesi altındaki cezaevlerinde baskılar, şiddet, hatta taciz, tecavüz iddiaları ciddi boyutlara ulaştı. Geçen hafta yaşadığı şiddet, taciz ve istismarı gündeme getiren kadın tutuklu Garibe Gezer yetkililerin duruma seyirci kalması sonrasında yaşamına son verdi. Cezaevinde yaşamını korumadıkları gibi cenazesi için bir aracı dahi çok gördüler! Toplumsal değerlere göre yas tutma, defnedilme ve ölüyü anma hakkını ayaklar altına aldılar.

Dostlar,

Gençler,

Kadın yoldaşlar,

“Bizden önce kuyruklar vardı” diye övünüyorlardı! Şimdi cebinde parası olmayan markete, pazara gidemeyen, çocuğuna mama, süt alamayan milyonlar var. Marketlere girenler filenin yarısı boş dönüyor. Marketlerde temel ihtiyaç maddelerinin bulunduğu rafların çoğu boşalmış durumda.

İşsizler ordusu büyüyor!

Enflasyonunun, zam fırtınasının, döviz kasırgasının hızına kimse yetişemiyor!

Bizler her gün biraz daha yoksullaşırken, borçlarımızı borçla kapatmaya çalışırken mutlu azınlığın, sermayenin serveti dünya zenginleri ile yarışıyor!

Arkadaşlar,

Dostlar,

Yoldaşlar,

Geçinmek için, bütçedeki payımızı istiyoruz.

Geçinmek için, kamunun tasfiyesine, özelleştirme soygununa son verilmesini istiyoruz.

Geçinmek için, kamudan, emekten, halktan yana bir bütçe istiyoruz.

Çok kazanandan az, az kazanandan çok anlayışıyla sırtımıza yüklenen adaletsiz vergi dilimleri nedeniyle yılın ortasına varmadan maaşlarımız eriyor, cebimize girmeden çıkıyor. Geçinmek için, gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesini istiyoruz.

Diğer bütçelerde olduğu gibi 2022 yılı bütçesinde de kadınlara yer yok! Kadın istihdamının önündeki engelleri kaldırmak, cinsiyetçi ayrımcı politikalara son vermek için Toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bütçeleme istiyoruz.

Yandaş konfederasyonla el ele yapılan satış sözleşmeleriyle taleplerimiz görmezden gelindi, haklarımız gasp edildi. Alım gücümüz her geçen gün eridikçe eriyor. Geçinmek için, satış sözleşmelerine son verilmesini, demokratik, grevli gerçek bir toplu sözleşme istiyoruz.

Dostlar,

Çalışan işçilerin yarısına yakın asgari ücretle çalışıyor. Asgari ücrette dolar bazında Afrika ülkelerinin de gerisinde kaldık.  Ocak 2021’de 2.825 TL asgari ücretle 384 dolar alınabiliyordu. Bugün ancak 195 dolar alınabiliyor. 2022 yılı itibariyle ise o kadar allayıp pullayarak, tarihi artış diyerek algı yaratmaya çalıştıkları 4.250 TL ile ancak 275 dolar alınabiliyor. 109 dolarlık erimenin tarihi artış diye sunulması ancak AKP gibi rakamlara takla attıran, Ali Cengiz oyunlarında master yapan, yandaş medya üzerinden algı operasyonlarında ustalaşan bir iktidara nasip olurdu, onu da yaptılar.

Asgari ücrette açıklanan artış eriyen alım gücümüzün yarısını bile karşılamıyor. O yüzden yıl bitmeden derhal insanca yaşayacak bir asgari ücret tutarının belirlenmesini,  en düşük emekli aylığının asgari ücret düzeyine çıkarılmasını istiyoruz.

Ülkemizde bulunan insanlara temel ihtiyaçlarını karşılayacak düzenli ve koşulsuz bir gelir kapsamında belirlenecek bir tutarın, Temel Gelir Güvencesi olarak verilmesini istiyoruz.

Parası bizim cebimizden çıkan, yandaşlara aktarılan hazine garantilerine son verilmesini istiyoruz.

Temel gıda ürünlerinde KDV’nin sıfırlanmasını, pandemiden bu yana yapılan zamların geri alınmasını istiyoruz.

Her türlü güvencesiz istihdama son verilmesini,

Kamunun tasfiyesi anlamına gelen özelleştirme politikalarına son verilmesini istiyoruz.

Kamusal, sosyal güvenlik emeklilik sisteminin güçlendirilmesini istiyoruz.

Hukuksuz ihraç edilen arkadaşlarımızın derhal işlerine iade edilmesini istiyoruz.

Geçinmek, insanca yaşayacak bir ücret için kaynakların silah harcamalarına, savaş politikalarına aktarılmamasını, barış ve demokrasi için kullanılmasını istiyoruz.

 

Dostlar, Yoldaşlar,

Geçinemiyoruz Diyenler,

Demokratik yöntemlerle ülkeyi yönetemediklerinden kendi yarattıkları ekonomik krizi gerekçe göstererek fiilen uyguladıkları OHAL’i yeniden resmileştirme, KHK’lar eliyle yönetme niyetlerini gizlemiyorlar. Son günlerde basın yoluyla kamuoyunu buna alıştırmaya, hazırlamaya çalışıyorlar. Buradan uyarıyoruz, zerre kadar akıl kalmışsa böylesi bir yola girmesinler!

Gidiyorlar, gidecekler… Telaşları, tehditleri, korkuları bundandır.

Ne yaparlarsa yapsınlar, artık bıçak kemiğe dayandı.

Sırtını sermayeye yaslayan, emeğe, emekçilere düşman bu düzen böyle gitmez.

Biliyoruz ki, bu düzen kendiliğinden değişmeyecek.

Üzerimize çöken karanlık bulutları dağıtarak emeğin, barışın, özgürlüğün, eşitliğin, kardeşliğin dünyasını yakınlaştıracak, laik, demokratik bir ülkeyi kuracak yegâne güç bu meydanları dolduran bizleriz.

Emeğimizi hedef alan saldırıların dalga kıranı bizleriz. Emeğin birliği ve halkların kardeşliği, bilimden yana, aydınlık bir gelecek için umut emekçilerdir, üretenlerdir.

Yağmanın-talanın değil eşitliğin,

Savaşın değil barışın,

Baskıların değil eşitliğin ve özgürlüğün,

Tekçiliğin değil çoğulculuğun, diyalog ve demokrasinin,

Tek Adam Rejiminin Değil Demokratik Bir Cumhuriyetin,

Karanlığın değil aydınlığın,

Egemen olduğu bir ülke için,

UMUT BİZİZ, UMUT SİZLERSİNİZ!

UMUT örgütlü mücadeledir!

Yeter ki, kol kola omuz omuza olalım. Yeter ki dünyanın en büyük ailesi olarak bizi bölmeyi, parçalamayı hedef alan oyunları boşa çıkaralım, birbirimize daha fazla kenetlenelim.

Yeter ki, yaşadığımız bu güzelim coğrafyaya özlenen baharı, beklenen aydınlığı getirmek için birlikte mücadele edelim.

Sözlerimi sonlandırırken özgürlük, demokrasi ve barış için yüreği çarpanlara, KESK’li tutsaklara buradan, emeğin kürsüsünden selam gönderiyoruz.

Bu soğuk kış gününde sesinizi, taleplerinizi duyurmak için alanları dolduran sizlere bir kez daha teşekkür ediyoruz. Sevgili Vedat Türkali’nin dediği gibi, “Boşuna çekilmedi bunca acılar”!

Biliyoruz ki bugün bu meydanda birleşen sesimiz çoğalarak aydınlık ve umut dolu bir geleceği inşa edecek…

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]

×