Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) olarak “Covid-19 pandemisinin kamu emekçilerinin çalışma düzeni, ücretleri ile ev içi iş yükü üzerindeki etkileri araştırması”nı yayınladık.
23 Şubat – 9 Mayıs 2021 tarihleri arasında, Türkiye genelinde, 76 ilde farklı işkollarında çalışan 2.333 kamu emekçisi ile gerçekleştirilen araştırmada Covid-19 Pandemisi ile ilgili kamu çalışanlarının çalışma düzenleri, ücretleri, sosyal hakları ile ev içi iş yükleri, kadın ve erkek çalışanlar üzerinden ayrı ayrı değerlendirildi.
Dünya genelinde 3 milyonunun üzerinde, Türkiye’de ise resmi verilere göre yaklaşık 48 bin kişinin COVID-19 pandemisi nedeniyle hayatını yitirdiği pandemi, sadece insan sağlığı üzerindeki sonuçları açısından değil, sosyal ve ekonomik sonuçları açısından da tarihi etkiler bırakmıştır.
Araştırma sonuçlarına göre:
Devletin, gerekli destekleyici önlemleri almaması; emekçileri işsizlik, esnek çalışma ve sadece kendisinin değil, sevdiklerinin sağlığını da tehlikeye atma pahasına çalışmaya devam etme seçeneklerine mahkum etmiştir. Sanayi sektöründe emekçiler işini veya sağlığını kaybetmekle karşı karşıya kalmış, kamu sektöründe de milyonlarca kamu emekçisi olağanüstü koşullarda, büyük bir özveri ile çalışmaya devam etmiş; onların arasında da binlerce sağlığını ve daha kötüsü hayatını kaybedenler olmuştur.
Siyasal iktidarın, insan sağlığını ve kamu yararını değil; çarkların dönmesini önceleyen yaklaşımlarına rağmen, emekçiler sağlık ve diğer kamu hizmetlerinin kesintisiz bir şekilde sürdürülebilmiştir. Bu başarı tümüyle kamu emekçilerinin insanüstü gayretleri, çabaları ve özverileri sayesinde mümkün olmuştur. Bu özveriye, çabaya ve fedakarlığa karşın, iktidar, pandemiyi meslek hastalığı statüsüne almaya uzun süre ayak diremiştir.
Pandemi süreci kamu emekçilerinin çalışma düzenini etkiledi!
Kamu emekçilerinin %90’ı Covid-19 pandemisinin çalışma düzenlerini etkilediğini, yüzde 53’ü bu süreçte evden çalıştığını, yüzde 64’ü ise uzaktan çalıştığını ifade etti.
“Mesai mefhumu yok oldu! Özel alan kalmadı! Evde olduğumuz için… bir mesai saatimiz yok artık. Evden çalışırken iş hiç bitmiyor ”
Kamu emekçileri pandemi sürecinde uzaktan çalışırken yalnızlaştılar. Kendilerini tükenmiş hissediyorlar!
- %94 “sosyalleşme olanaklarım azaldı, yalnızlaştım.”
- %88 “mesai mefhumu kalmadı.”
- %87 “çalışmadığım zamanlarda da kafam işle ilgili sorunlarla meşgul oluyor.”
- %78 “uzaktan çalışmak iş verimimi düşürdü.”
- %76 “tek başıma çalışmak yalnız hissettiriyor.”
- %77 “evden çalışırken işe konsantre olmakta zorlanıyorum.”
- %75 “günün sonunda kendimi tükenmiş hissediyorum”
- %74 “iş arkadaşlarımın desteğine ihtiyaç duyuyorum.”
- %73 “ev işleri ve çocuk/yaşlı bakımı ile ilgili benden beklentiler ve iş yüküm arttı.”
- %70 “işim yüzünden sevdiklerime zaman ayıramıyorum.”
- %68 “işleri yetiştirme bakımından sıkışmış hissediyorum.”
- %65 “son iki hafta içinde işimi bitirmek için serbest zamanlarımda da çalıştım.”
- %64 “pandemi sürecinde çalışmakla işe yarar biri olduğumu hissediyorum”
- %49 “Yöneticilerin beni desteklemediğini hissediyorum.”
Kamu çalışanlarının iş yükü arttı; yaşlı ve çocuk bakım yükümlülükleri çoğaldı, hane içi ilişkiler pandemi sürecinde bozuldu!
Çalışma düzeni esnekleşti, kreşler kapandı, uzaktan eğitim ile birlikte hane içi ilişkiler olumsuz etkilendi, çocukların bakımı ve eğitimi aksadı.
Pandemi sürecinde kadın kamu çalışanların ev içi iş yükü daha da arttı.
Kadın kamu çalışanları evden çalışırken bir yandan da yaşlı ve çocuk bakımının yükünü üstlenmek durumunda kaldılar.
Kamu emekçileri pandemi sürecinde gelir kaybı yaşadılar ve yoksullaştılar!
Kamu çalışanlarının da reel ücretleri enflasyon karşısında eridi. Bunun yanı sıra pandemi sürecinde benimsenen yeni çalışma düzeni nedeniyle fazla mesai ücreti, ek ders ödemesi vb. ek ödemeler kesildiği için kamu çalışanlarının reel gelirleri azaldı. Buna karşın evden çalışma nedeni ile ev içindeki harcamaları arttı.
Kamu emekçileri pandemiyle ilgili istatistiklere güvenmiyor, bir an önce aşı olup işine dönmek istiyor. Gelecekten ise umutsuz!
Araştırmaya katılan kamu emekçilerinin yüzde 96’sı normalleşmenin çok uzun zaman alacağını, yüzde 79’u sağlık sisteminin mevcut sorunla baş etmekte yetersiz kaldığını, yüzde 65’i açıklanan ilgili istatistiklerin güvenilir olmadığını, yüzde 72’si “çocukları için iyi bir gelecek beklentisi içinde olmadığını” düşünüyor; yüzde 79’u ise “Bir an önce aşı olup işine dönmek” istiyor.
Açık uçlu sorulara verilen yanıtlarda sık geçen terimlerden birisi ise depresyon:
“Kendime zaman ayıramadım, çok çalışmaktan depresyona girdim.”
“Çok çalışmaktan depresyona girdim.”
“Ailem yuvam dağılmak üzere… Evde 3 cihaz var. 4. Cihazı alacak gücüm ve param yok. Evde günlük canlı ders yapmak zorunda olan 5 kişiyiz. Çocuklarımızı nöbetleşe derse sokuyoruz. Anne baba yani biz ebeveynler canlı derste iken çocuklarımız kontrolsüz kalıyor. Youtube bağımlısı oldular. Biz dersteyken onlar da boşta olan TV’den YouTube’a bağlanıyor. Derse giren gizlice dersten çıkıp biz kontrol edene kadar oyun oynuyor. Ailecek tam bağımlı olduk. Hepimizin psikolojisi bozuldu…”
Raporun tamamına ulaşmak için tıklayınız