Gazeteci (!) Murat Alan Akit TV’de katıldığı bir programda sağlık emekçilerini hedef gösteren haksız açıklamalarda bulunmuştur. Özellikle pandemi sürecinde sağlık emekçilerinin en küçük hak alma taleplerini birçok basın ve yayın kuruluşu adeta talimat almışçasına çeşitli yöntemlerle manipüle etmeye çalışmaktadır. Bu nedenle bugün Murat Alan şahsında gerçekleri çarpıtan bütün basın kuruluşlarına cevabımız aşağıdaki gibidir:
Sağlıkta ve kamuda dönüşüm programının temeli 1980 askeri darbesi ile yaşama geçirilen 24 Ocak kararları, DB, GATS gibi anlaşmalara dayansa da bunların uygulanması 2003 yılında AKP iktidarlarının başladığı sürece dayanmaktadır. Sağlıkta dönüşüm programı ile koruyucu sağlık hizmetlerinin gerilemesi, tedavi edici hizmetlere yönelim, katkı katılım payları, ilave ücretler gibi vergiler dışında birçok kalemde halkın cebinden para çıkma uygulamaları yaşanmaya başlandı. Yine sağlık emekçileri açısından temel ücret yerine performans uygulaması, emekliliğe yansımayan ücret, taşeron çalıştırma usulleri ile kadrolu güvenceli istihdam modeli terk edildi. Bu dönemin en önemli özelliklerinden biri de sağlık alanı kar edilmesi gereken bir alan olarak değerlendirilip muayenenin esas alındığı, kışkırtılmış bir sağlık talebi yaratıldı.
Sağlıkta talep kışkırtıldıkça ve yetkililerin sağlık emekçilerini hor gören, köle gibi gören açıklamaları ve yaklaşımları arttıkça sağlıkta şiddet de arttı. Onlarca sağlık emekçisi basının bu tür yaklaşımları ve iktidar yetkililerinin söylemleri nedeniyle hedef haline gelerek görevleri başında katledildi. Her gün sağlık emekçilerine yönelik şiddet haberleri duyuyoruz. “Şiddet Sona ERSİN” diye işyerlerimizin önünde defalarca eylemler, açıklamalar yaptık. Beyaz Grev’ler örgütledik. Yetkililere, parlamentoya yasa tasarıları sunduk. Ama şimdiye kadar şiddetin önlenmesi için gerekli tedbirler ve kararların alınmasını sağlayamadık. En önemli tedbir elbette ki sağlık emekçilerine yönelik dil ve üslubun değişmesi ve meslekleri ile kişiliklerine hürmetle başlar.
Maaş meselesine gelince sağlık hizmetleri sınıfı, teknik hizmetler sınıfı, yardımcı hizmetler sınıfı, taşeron, süreli işçi sınıfı vb hiç kimse Murat Alan’ın dediği gibi 6 bin TL’nin üzerinde ücret almamaktadır. Yeni yılda memura verilen %3 zam ve enflasyon farkı kadar sağlık emekçileri de zam almıştır. İşe yeni başlayan bir hemşireden, 30 yıldır görevde olan bir hemşireye kadar tamamının maaşı 4 bin TL’nin altındadır. Emekliliğe yansımayan sabit ek ödemeler ile birlikte ellerine geçen maaş toplamda 6 bin TL’nin altındadır. Yoksulluk sınırı 8 bin TL’nin üstündedir. Açlık sınırı 2500 TL civarıdır. Sağlık emekçileri yoksulluk sınırının çok altında, açlık sınırının az üstünde maaş almaktadır. Emeklilik hakkı gelen sağlık emekçileri asgari ücret civarı emekli maaşı alacağı için ölünceye kadar çalışmak zorunda kalmaktadır.
14 Ocak 2021 Perşembe gecesi Murat Alan gibi sağlık emekçilerinin maaşlarını yüksek gösteren basın yayın kuruluşları için maaş bordrolarımızı e-devletten çıkarıp saat 21.01’de #YalancınınMumu hashtag’i ile teşhir ettik. İsteyen basın yayın kuruluşlarına yeniden gönderebiliriz.
Bugüne kadar sağlık ve sosyal hizmet emekçileri sendikası ve üyeleri ile sağlık alanındaki emek ve meslek örgütleri olarak ekonomik, özlük ve demokratik taleplerimizi iyileştirmek, halkın sağlık ve sosyal güvenlik hakkına sahip çıkmak, korumak ve geliştirmek için her dönemde eylemde olduk. Alanlarda, işyerleri önünde, bakanlık önünde sözümüzü söyledik. Yeri geldi GREV’ler yaptık. Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya gelerek beyaz mitingler örgütledik.
Pandemi sürecinde yüzlerce sağlık emekçisi hayatını kaybetti. 150 bin civarı sağlık emekçisi Covid’e yakalandı. Az personelle çok iş yaptık. Aylarca ailelerimiz ile görüşemedik. Çocuklarımızla kucaklaşamadık. Mahkemeler tehlikeli iş yapıyoruz diye çocuklarımızın velayetini bizden alıp sağlıkçı olmayan ebeveynlerine verdi. Filyasyon ekiplerine, nöbetli çalışanlara verilen yemek bile utanç kaynağı oldu. GREV’i, iş bırakmayı, çalışmama hakkımızı kullanacağımız en meşru ve haklı dönemde olmamıza rağmen halkımızın sağlık hizmetine olan ihtiyacını gözeten bir yerden sosyal medya etkinlikleri, işyerleri önü basın açıklamaları, kısa oturma eylemleri şeklinde ve bordrolarımızı yakarak taleplerimizi dile getirmeye çalıştık. Ama bıçak kemiğe dayandı, dayanacak gücümüz kalmadı.
Bu kadar zorlu koşullarda çalıştığımız böylesi bir dönemde Murat Alan gibilerin söylemleri ile topluma hedef gösteriliyoruz. Sağlık emekçisine yönelik şiddetin temel nedeni Murat Alan gibi toplumu manipüle eden ayrıştırmaya çalışan kişilerdir. Murat Alan suç işlemiştir. Sağlık emekçilerini halka hedef göstermektedir. Ayrıca sağlık emekçileri arasında ayrıştırıcı dil kullanarak bizleri bölmeye çalışmaktadır. Bu tutumları nedeniyle Murat Alan’ı kınıyoruz. Yaşanacak her şiddet olayında kendisinin de payının olacağını hatırlatıyoruz.
Bir kez daha basın yayın kuruluşlarına yalan haber yapmamaları için çağrıda bulunuyor, Murat Alan gibi açıklamaları ile insanlık suçu işleyenleri programlarına çağırmamaya davet ediyoruz. Bu suça ortak olmayın diyoruz. Bordro isterseniz göndeririz. Sorunlarımızı dinlemek isterseniz anlatırız. İktidara yaranmak için halka yalan söyleyenlerin değil, emekçilerin sesi olun. 17.01.2021
Merkez Yönetim Kurulu