Son günlerde giderek artan sayıda sağlık emekçisi kadının çığlığını duyuyoruz. Israrlı takibe maruz bırakılan, cinsel istismarla tehdit edilen, öldürülen kadınların sesini duyuyor, seslerine ses oluyoruz. Ne Rabia, ne Büşra ne de Hacer yalnız değil. Hep birlikteyiz.
İstanbul Sözleşmesi iktidar tarafından uygulanmadığı gibi hala tartışma konusu yapılmaya devam ediliyor. Bu tartışmalar sürdükçe de her yeni güne yeni bir kadın katliamı ile uyanıyoruz. Dilan bir sağlık emekçisi ve dün Van’da, gardiyanlık yapan bir erkek tarafından katledildi. Hayatının baharında yaşamını yitiren Dilan için ve tacize, tecavüze ve şiddete maruz bırakılmış tüm kadınlar için, bu şiddet son bulsun diye fiili ve meşru mücadele hattında yürümeye devam edeceğiz.
Bütün bu kadına yönelik suçların failleri gerekli cezayı almıyor, Twitterda binlerce kişinin tepkisi sonucunda yapılan göstermelik gözaltılar bir kaç saat sonrasında failin tekrar aramıza dönmesiyle, bu suçu duyuran kadınların ölüm korkusunu daha derinden yaşamasıyla, sosyal medya hesaplarını kapatmak zorunda kalmalarıyla sonuçlanıyor. Kabul etmiyoruz! Kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran dil ve politikalar değişinceye, failler gerekli cezaları alıncaya, İstanbul Sözleşmesi layıkıyla uygulanıncaya kadar susmuyoruz.
Tüm sağlık ve sosyal hizmet kurumlarında, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini tepkilerini göstermeleri için 2 Eylül Çarşamba gününden 4 Eylül Cuma gününe kadar üç gün boyunca siyah kurdeleyle çalışmaya, 4 Eylül Cuma günü akşamı ise genel merkezimiz tarafından başlatılacak hashtag çalışması kapsamında sosyal medya paylaşımları yapmaya davet ediyoruz.
Merkez Yönetim Kurulu