Diyarbakır Şubemiz, Diyarbakır Tabip Odası, Diyarbakır Eczacılar Odası, Diyarbakır Diş Hekimleri Odası, Diyarbakır Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği ve Mezopotamya Psikologları İnsiyatifi’nden oluşan Diyarbakır Sağlık Platformu, Dicle Üniversitesi Hastanesi’nde 4D kadrosunda çalışan hemşirenin nöbetteyken intihar etmesi ve sağlık çalışanlarının kötü çalışma koşullarına ilişkin hastane önünde basın açıklaması yaptı.
Hastane çalışanları, Diyarbakır KESK Şubeler Platformu, Diyarbakır Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, HDP ve CHP il yöneticilerinin de katıldığı eylem, yaşamını yitiren sağlık emekçileri için 1 dakikalık saygı duruşu ile başladı.
Eylemde ilk sözü alan Diyarbakır Tabip Odası Başkanı M. Şerif Demir, tüm sağlık çalışanlarının ortak talepleri etrafında kenetlenmesi gerektiğini ifade etti.
Platform adına ortak açıklamayı yapan Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu Üyemiz Gülhan Tekin ise şöyle konuştu: “AKP iktidarının bu ülkeye getirdiği Sağlıkta Dönüşüm Programı ile birlikte sağlık hizmetlerinin toplum yararından daha çok işletme mantığının öne çıktığı bir anlayışla verilmesi ve sağlık alanının güvencesizleştirilmesi sonucunda sağlıkta artan intiharları ve nedenlerini sürekli gündeme getiriyoruz. Sağlıkta dönüşüm programı sorunları gidermiyor aslında artırıyor. Genelgeler yönetmenlikler ve yöneticilerin keyfi kararları artık biz çalışanları yaşayamayacak duruma soktu. Pandemi sürecinde sağlık emekçilerinin çalışma koşullarının daha da kötüleşmesinden kaynaklı psikososyal risklerin daha da artması, tükenme, mobbing, kronik yorgunluk, iş yeri stresi ve şiddetle birlikte sağlık emekçilerinin intiharları saklanamayacak kadar büyük bir gerçeklik olarak değerlendirilmelidir. İktidar, sağlık hizmeti sunumunda sağlık emekçilerinin yaşadığı sorunları görmezden gelmeye devam ediyor. Dün bu hastanede hematoloji biriminde çalışan hemşire arkadaşımız, nöbette olduğu sırada intihar ederek yaşamına son verdi. Bu kaybın derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Çocuğunu bırakacak 7/24 hizmet veren bir kreş yoktu. Yıllardır talep ettiğimiz her işyerine kreşler sağlanmış olsa idi arkadaşımızın en azından bu sorunu giderilmiş olacaktı. Kendisi gibi hemşire olan eşi, Covidten kaynaklı izoleydi ve Covid pandemisi nedeniyle yakınlarını göremeyen milyonlarca sağlıkçılardan biriydi. Bu intiharları iş kazası ve iş cinayeti olarak görüyoruz. Bu duruma ilişkin yetkilileri, yöneticileri adım atmaya çağırıyoruz. Çalışma hayatının insani koşullara göre yeniden düzenlenmesi için verilecek mücadelede ve insani koşullarda yaşamayı sağlamak için biz sivil toplum örgütlerine iş düştüğünü biliyoruz. Bir arada durarak, konuşarak, tartışarak ve birlikte taleplerimizi haykırdığımızda daha güzel bir yaşamın bizi beklediğini biliyoruz. Kadın sağlık emekçilerinin toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yanında güvencesiz koşullarda çalıştırılması, ekonomik ve özlük haklarının sürekli tırpanlanması, çalışma koşullarının her geçen gün ağırlaşması ve iş yükünün artması yaşamlarından vazgeçmelerine neden oluyor. Dicle Üniversitesi Hastanesi’nde Mart ayından itibaren Covid tanılı ve şüpheli hastaların tedavileri yapılıyor. Covid servislerinde 14 günlük çalışma ve sonrasında yedi günlük izolasyon hakkımız elimizden alındı. Hastanede Covid hastalığından kaynaklı riskli olmayan çalışanların tümünün çalışması gerekirken üç ay içerisinde çalışanların tekrardan görevlendirilmeleri yapılarak 30 günlük çalışma oluşturulmuştur. Covid servisleri görevlendirilmesi sonrasında izolasyon izni ve pcr testi yapılmadan başka servislerde çalışmamız istenmektedir. Biz biliyoruz ki Covid hastalığında aseptomatik geçirenlerin sayısı %50 den fazladır. Aseptomatik geçiren başka birisine bu bulaşı geçirebilir ve bu kişide daha ağır seyredebilir. Bu durumun tekrar değerlendirilerek tüm çalışanların Covidte çalışması sağlanarak eski çalışma sisteminin devam etmesi için hastane yöneticilerine talebimizi yeniliyoruz. Dünya Sağlık Örgütü’nün Covid -19 ile ilgili pandemi ilan edilmesi ile beraber biz de, Dicle üniversitesi hastanesi çalışanları olarak Mart ayından itibaren canla başla mücadele ettik ve etmeye devam edeceğiz. Covid pandemisi ilan edildikten sonra Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan üç aylık tavandan performans ödemelerinin dağıtılacağı vaadi sadece söylemde kaldı. Dicle Üniversitesi idari personelleri tavandan ödeme alamamıştır. Bu durum hastanede iş barışını bozmuştur. Çalışanların adalet duygusunu zedelemiştir. Haziran ayı ve sonrası için nasıl bir ödeme olacağı ile ilgili de bir netlik yoktur. Sağlığın bir ekip işi olduğunu ve bu ekibin tümüne pandemi döneminde çift maaş, yıpranma payı ve bir derece verilmesi talebimizi tekrarlıyoruz. Hem kendi sağlığımızı hem de toplumun sağlığını korumak için bizler varız. Hastanede çalışanları; hastane çalışma koşullarının gittikçe kötüye gittiği, emeğinin görülmediği, itibarının görülmediği, mobbinge maruz bırakıldığı, torpil ile işlerinin döndüğü, yer değişikliği için sendikasına bakılıp ona göre işlem yapılan bir iş yerinde çalışmak istemiyor. Aynı işi yapıp farklı statülerde çalışanların kadroya alınmasını bekliyoruz. 4/D 4/C 4/B ayrımı olmadan tüm çalışanlara güvenli iş güvenli gelecek sağlansın. Artık 4/D hemşirelerin sesini duyun ve bu arkadaşlarımızın sözleşmeye alınmasını sağlayın. Adaletsiz, eşitsiz ve iş barışını bozan uygulamaların sona erdirilmesi için hastane ve rektörlük yöneticilerinin, alınan kararları tekrardan değerlendirmesini ve ivedilikle olumlu kararların alınmasını bekliyoruz. Artık bir can daha kaybetmek istemiyoruz. Arkadaşımızın ailesine ve tüm sağlık emekçilerine başsağlığı diliyor, emekçilerin haklı taleplerinin karşılanması için mücadelemize devam edeceğimizi belirtiyoruz.”
Şube yöneticilerimiz ve platform temsilcileri açıklamanın ardından Dicle Üniversitesi Hastanesi Başhekimini ziyaret ederek, hastanede yaşanan sorunları görüştü.