Mersin Şubemiz son günlerde Mersin’de artış gösteren Covid-19 vakalarıyla ilgili basın toplantısı düzenleyerek, “Vaka artışı ve panik durumlarından daha güçlü ve sağlıklı çıkabilmek için, İl Pandemi Kurulunun daha aktif, daha katılımcı, daha şeffaf, daha güvenilir karar ve tedbirler geliştirecek şekilde yeniden yapılandırılması gerekmektedir” açıklamasında bulundu.
Şube Yönetim Kurulu adına açıklama yapan Mersin Şube Eş Başkanımız Özge Göncü şöyle konuştu: “Son günlerde meslektaşlarımız sağlık çalışanlarından aldığımız bilgiler ve basına da yansıyan haberlerden Mersin’de Covid-19 vaka sayılarının ciddi biçimde arttığını gözlemliyoruz. Maalesef son iki haftadaki vaka sayısının, pandeminin ilk iki ayında ilimizde gözlenen toplam vaka sayısından fazla olduğu yönünde ciddi veriler var. Vakaların yaş ortalamasının genç olması ve çoğunun asemptomatik ve yoğun bakım seviyesinde bir tıbbi desteğe ihtiyaç duymaması sevindirici bir bilgi olarak kaydedilirken, teşhislerin çoğuna hastane bilgi sistemlerinde ‘covid19’ yerine ‘bulaşıcı hastalık’ kodu girildiği yönündeki bilgiler ve kamuoyunun şeffaf bir şekilde bilgilendirilmemesi de kaygı yaratmaktadır. Ayrıca son haftalarda Karayolları ve MESKİ gibi kamu kuruluşu çalışanlarında şüpheli ve teyitli vakalar bulunması da Mersin’deki sürecin yoğunlaştığını ve daha da yoğunlaşabileceğini açıkça göstermektedir. Mersin’in turizm potansiyeli ve çevre illerden aldığı göçlerin tetiklediği düşünülen bu vaka artışı durumunun, İstanbul ve Ankara illerindeki şehir dışına çıkma kısıtlamasının kalkmasının ardından daha da artma ihtimali bizi endişelendiriyor. Vakalardaki bu artışın sebebinin son bir haftadır yaşanan ‘normalleşme süreci’ olup olmadığı da akıllarda bir soru olarak belirmektedir. Normalleşme sürecinin hastalığın seyri göz önüne alınarak ve toplum sağlığı gözetilerek mi yoksa ekonomik krize karşı halkın sağlığını tehlikeye atarak mı başlatılmış bir süreç olduğu halkımızda kaygı yaratmaktadır. Ayrıca sokağa çıkma yasakları konusunda çıkan farklı yaklaşım ve haberler halkta bir ciddiyetsizlik hissi ve güven sorunu yaratmıştır. Normalleşme süreci adı altında yaşadığımız bu dönemde hükümet eğer sürü bağışıklığı politikasını uygulamaya soktu ise, bunu, Türkiye halkları ile açık şekilde, avantajları ve dezavantajlarını açıklayarak paylaşmalı ve olası vaka yüksekliği ve buna bağlı panik durumları için vatandaşların güvende hissetmesini sağlamalıdır. Enfekte kişi sayısı, normalleşme sürecine bağlı olarak artarsa vatandaşların psikolojilerinin ve buna bağlı ekonomik dalgalanmaların da öngörülmesi gerekmektedir. Bilindiği gibi ilimizde de Valilik bünyesinde oluşturulmuş bir İl Pandemi Kurulu bulunmaktadır. Bu kurul yapısı gereği sağlık meslek örgütü olan TTB’yi kapsamak ve il bazında özgün karar ve önlemleri belirlemekle yükümlüdür. Katılım açısından yalnızca meslek örgütlerinin değil, sağlık çalışanlarının iradeleri olan sendikaların ve kentte yaşayanların sesi olan diğer sendika ve demokratik kitle örgütü ve hatta platformların da bu kurulda bulunmasının gerekli olduğu görüşünü hem kamuoyu ile hem de Valilik ile pandeminin ilk günlerinden itibaren paylaşmıştık. Pandemi kurulu, şu an itibari ile toplanıp toplanmadığını bilemediğimiz, kararlarından haberdar edilmediğimiz bir kuruldur. Olası vaka artışı ve panik durumlarından daha güçlü ve sağlıklı çıkabilmek için, İl Pandemi Kurulunun daha aktif, daha katılımcı, daha şeffaf, daha güvenilir ve özgün karar ve tedbirler geliştirecek şekilde yeniden yapılandırılması gerekmektedir.”