Van KESK Şubeler Platformu haftalık Covid-19 açıklamasını gerçekleştirdi.
Platform adına açıklama yapan Dönem Sözcüsü Van Şube Eş Başkanımız Figen Çolakoğlu, şöyle konuştu: “İki aydır düzenli olarak her Çarşamba günü yaptığımız basın açıklamaları ile ülke ilimizin gündeminde olan sorunları basın yolu ile kamuoyuna ve yetkililere iletmeye çalıştık. Yine bu süreçte KESK Psikolojik Destek Hattı kurarak üyelerimize ve toplumun diğer kesimlerine bu alanda destek çalışmalarını yürüttük. KESK’in geldiği geleneğe uygun olarak KHK’ler ile ihraç edilen üyelerimiz ile dayanışma içinde olduk. Bilhassa ilimizde vaka sayılarında ki artışlar açık olarak göstermektedir ki: bu salgının yayılmasının önlenmesi için görevli olan kurum ve kişiler görevlerini aksatmış ve gerekli tedbirleri almaktan imtina etmiştir. Maalesef bunların işgüzarlığından kaynaklı ilimizde oluşan tablo bizleri ürkütmektedir. Normalleşme sürecinin de başlayacağı haziran ayında bu eksikliklerden kaynaklı pandeminin etkisinin artarak ağırlaşması kaçınılmazdır. Ancak denetimlerde yapılan eksikliklerin derhal gözden geçirilmesi ve işler bir hale getirilmesi normalleşme sürecinde aynı hataları yapmaktan alıkoyabilir. Bu normalleşme süreci ile beraber işler hale getirilen kurumsal alanlarda denetimlere özen gösterilerek yoğunlaştırılmalı ve takipleri yapılmalıdır. Ülkemizde ilk vakanın tespit edilmesinden bu yana birçok alanda yaşanan eksiklikleri ve çözüm önerilerimizi dile getirdik. Fakat maalesef hükümet yine her konuda olduğu gibi bu süreçte de yine bildiğini okumaya devam etti. Bilim, adalet, hukuk ve akıl ile arasına koyduğu mesafeden dolayı birçok konuda yanıldığını yaparak yaşayarak gördü. Maske dağıtımı konusu bunun en somut örneğidir. Bütün dünyada Covid-19 ile mücadele devam ediyorken ülkemizde hayatlarını riske ederek en ön safta mücadele veren sağlık emekçileri ve diğer kamu görevlilerinin sürgün edilmesi kabul edilemez. Bunun yanı sıra sağlık emekçilerine hala yeterli düzeyde temin edilemeyen koruyucu ekipman ile çalıştırılması tabiri yerinde ise ölüme gönderilmeye devam edilmesi kabul edilir değildir. Sürgün insanlık suçudur. Açıkladıkları ekonomik paketlerle üretene, emekçiye destek vermek yerine patrona ve sermaye sahiplerine destek verdiler. ‘Evde kal’ çağrılarına rağmen sermaye sahiplerini korumak adına emekçiler dışarı çıkmaya mecbur bırakıldı. Büyük bir lütufmuş gibi duyurdukları kısa çalışma ödeneği insan onuruna yakışmayacak düzeyde ve açlık sınırının çok altında kalmıştır. İşsizliğin rekor seviyelerde olduğu son yıllarda işten çıkarılmalarının yasak olduğu pandemi sürecinde işsizlik yine kat be kat artmıştır. Yine bu süreçte ataması yapılıp göreve başlatılmayan 20 bin öğretmen de, hala gelirden yoksun bir şeklide yüzüstü bırakılarak ekonomik ve psikolojik baskı cenderesinde ezdirilmektedir. Özel sektör için işten çıkarmayı yasaklarken kendisi, işsizlik ile tehdit ederek; ülkemiz eğitim sisteminin mevsimlik işçileri olarak çalıştırılan ücretli öğretmen ve usta öğreticilere belli olmayan bir zamanda çalıştırma karşılığında ödenen ücret ile geleceklerini ipotek altına almıştır. EBA uygulaması ve uzaktan eğitim ile eğitimdeki fırsat eşitsizliği derinleştirilmiştir. Haziran ayı içerisinde yapılması planlanan merkezi sınavlar ile öğrenci ve öğretmenlerin hayatı tehlikeye atılmaktadır. Sınavların bilim insanlarının öngörüsü ile pandeminin etkisinin azalacağı tahmin edilen eylül ayına kadar ertelenmesi toplum sağlığı açısından elzemdir. Hükümet emekçilerin sağlığını hiçe sayarak kendi propagandasına dönüştürdüğü sosyal yardımları PTT kanalından ödeyerek emekçileri pandeminin pençelerine emanet etmiştir. Böylesi bir dönemde PTT emekçileri yeterince alınmayan önlemler altında yoğun bir şekilde adeta köle gibi çalıştırılmaya devam edilmektedir. Ülkemizde kolluk görevleri cezasızlık ilkesini de kötüye kullanarak çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere insanlara şiddet uygulamaya devam etmektedir. Bu şiddetin boyutu parklarda oynayan çocuklardan, evlerinin bahçesinde oturan insanlara, okul bahçesinde çalışan öğretmenlere ve hatta iş gereği çalışmak için dışarda olan emekçilere kadar ulaşmıştır. Bilinmelidir ki; pandemi bile emek ve demokrasi cephesinde yer alan bizlerin, takipçisi olduğumuz emek ve toplum alanındaki yetersizlikleri ve hukuksuzlukları ifşa etmemizi engelleyemeyecektir. Yaşasın emek ve demokrasi mücadelemiz, yaşasın KESK.”