Ankara Şubemiz, Özel Hastaneler Birliği Başkanının açıklamasına dikkat çekerek, “Özel hastaneler gemiyi ilk terkeden oluyor, özelleştirme sağlığa zararlıdır” açıklamasında bulundu.
Şubemizin açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Özel Hastaneler Birliği Başkanı Reşat Bahat Covid-19 pandemisi nedeniyle gelirlerinde %80 düşme gerçekleştiği gerekçesi ile devletin özel hastanelerin giderlerini karşılaması talebinde bulunmuş aksi durumda hizmeti sürdüremeyeceklerini belirtmiştir. Açıklamasında önemle üzerinde durulması gereken bir başka nokta ise; özel sağlık sigortalarının Covid-19 pandemisinin tedavisinin poliçe kapsamı dışı olması nedeniyle giderleri ödememesi vurgusudur. Son bir haftalık süreçte özel hastanelerde Covid-19 pozitif hastaların tedavilerinin yapılmadığı, personele ücretsiz izin baskısı yapıldığı ve SGK’nın ödemeleri geciktirmesine yönelik açıklamaları basına yansımıştır. Bu süreçte Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı talimatla bütün sağlık tesislerinde pandemi kapsamında teşhis ve tedavi yapılmasına yönelik yayınladığı talimatın özel hastaneler tarafından tam olarak yerine getirilmediği görülmektedir. Özel sağlık kuruluşlarının hizmetten çekilme tehdidi ne kadar gerçekçidir? 2002 yılında özel hastanelerin tüm hastanelerdeki payı %23 iken toplam yatak sayısındaki payı %8’di. AKP’nin iktidarları döneminde özelleştirmeye yönelik politikaları özel hastanelerin tüm hastanelerdeki payını %36’ya, yatak sayısındaki payını ise %21’e çıkarmıştır. Yani sağlık kuruluşlarındaki her 100 yatağın 21,6’sı özel hastanelerin elindedir. Özel hastanelerin yoğun bakım yataklarındaki payı %41, ventilatör cihazlarındaki payı %43’tür. Kısaca dünyayı sarsan pandemide kamu ve üniversite hastaneleri özveriyle ve tüm kadrosuyla sorumluluklarını fazlasıyla yerine getirirken, özel hastanelerin hükümete ya giderlerimizi karşılarsınız yada biz bu işte yokuz iması, yatak ve tıbbi ekipman gücünü baskı unsuru olarak kullanma çabasıdır. 20 yıllık süreçte SGK kaynak aktarımı ve cepten ödemeler ile genişleyen özel sektörün, 2018 yılı verilerinde görüldüğü üzere, elde ettiği kar ve payla ekonomik olarak üç aylık pandemi ile batmayacağı görülmektedir. 2018 yılında SGK, üniversite hastanelerine 10.792.632tl ödeme yaparken, Sağlık Bakanlığı hastanelerine 29.047.743tl, özel hastanelere ise 9.426.962tl ödeme gerçekleştirmiştir. 2018 yılında özel sağlık sigorta şirketleri 700.835tl kar elde etmiş, büyük kısmı özel sektör hastanelerine olmak üzere 3.968.742 bin TL ödeme gerçekleştirmiştir. Özel hastanelerin gelirlerinin büyük bir kısmını cepten harcamalar ve sağlık turizmi kapsamındaki gelirler oluşturmaktadır. Pandemi ile birlikte gelirlerin sağlık turizmi başta olmak üzere en aza inmesi özel hastanelerin telaşının nedenidir. Kazanç kaygısı söz konusu olduğunda özel hastaneler de ilk gözden çıkarılanların sağlık emekçilerinin olması sağlık hizmeti sunumunda kamusallığın önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Özel sağlık kuruluşlarının kamu kaynakları ve halkın kaynakları ile yüksek kar ettikleri yıllardan sonra daha salgının ilk ayında biz bu işi bu şartlarda götüremeyiz tehdidi aslında sendikamızın özelleştirilmeye karşı tavrımızın ne kadar haklı olduğunu ortaya koymaktadır. Bu süreç bir kez daha göstermiştir ki sağlık hizmeti devletin asli ve süreklilik göstermesi gereken, kamusal ve stratejik bir hizmettir. Gelinen süreçte üç olasılık öngörülmektedir; ya hükümet Koronavirüsle Mücadele Eşgüdüm Toplantısı yaparak özel hastanelere kaynak aktarılacak ya özel hastaneler gemiyi ilk terk eden olacak ya da özel hastaneler kamulaştırılacaktır. Her şekilde özel hastanelerin bu tavrı durumun önemini kavramaktan ziyade gücü kötüyü kullanma teşebbüsü olarak kabul edilmeli ve özel hastaneler kamulaştırılmalıdır. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak geldiğimiz nokta da nitelikli, erişilebilir, ücretsiz sağlık hakkı mücadelemizin ne kadar hayati bir mücadele olduğunun öneminin altını bir kez daha çiziyoruz. Özelleştirme sağlığa zararlıdır!”