Mersin Sağlık Hakkı Meclisi, Mersin Şehir Hastanesi Poliklinikleri önünde açıklama yaparak 15 Mart’ta Ankara’da yapacağımız Büyük Beyaz Miting’e çağrı yaptı.
Mersin Şubemiz, Mersin Tabip Odası, Mersin Eczacı Odası, MAHDER ve Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik Dayanışma Sendikası’nın içinde yer aldığı Mersin Sağlık Hakkı Meclisi adına ortak açıklamayı yapan Tabip Odası Başkanı Mehmet Antmen şöyle konuştu: “Ülkemiz ciddi bir kaos ortamından geçiyor, geçtiğimiz günlerde yaşanan ve 36 askerin hayatını kaybetmesiyle devam eden savaş ortamı hepimizin canını yakıyor. Ülkemizde gerek genel anlamda şiddet ve gerekse de sağlıkta şiddet bitmek bilmiyor. Sağlıkta şiddet ortamının 20 yıla yakın bir süredir süren sağlıkta dönüşüm ile arttığını daha önce defalarca anlatmaya çalıştık. Ancak belki biz yeterince anlatamadık, belki idareciler bizi duymazdan geldiler ve bugüne dek bu konu ile ilgili hiçbir önlem alınmadı. Bu nedenlerle başta, her gün ortalama 40 sağlık çalışanının yaşadığı fiziksel, psikolojik ve sözel şiddetin sona ermesini, TBMM’de bekleyen “sağlıkta şiddeti önleme yasa tasarısının” yasalaşmasını, yeni ölümler yaşanmadan önerdiğimiz acil tedbirlerin alınmasını sağlamak için, her geçen gün değersizleştirilen ve piyasanın sıradan bir unsuru, maliyet kalemi haline getirilmeye çalışılan emeğimizin karşılığını alabilmek için, hekim, diş hekimi, eczacı, veteriner, psikolog, biyolog, hemşire, laborant, sosyal hizmet uzmanı, diyetisyen, sağlık memuru, ebe, acil tıp teknisyeni, anestezi teknisyeni, radyoloji teknisyeni, çevre sağlığı teknisyeni, onkoloji teknisyeni, optisyen, fizyoterapist, aile sağlığı çalışanı, tıbbi sekreter ve sağlık hizmet sunumunda yer alıp burada adını anamadığımız bütün mesai arkadaşlarımızla ve sağlık hakkına sahip çıkıp sağlıktaki şiddetin kendisine ve hastasına da zarar verdiğini düşünen yurttaşlarımızla birlikte 15 Mart Pazar günü Ankara’da Beyaz Miting’de buluşacağız. Bu etkinliğe rağmen sorunlarımıza bir çözüm üretilemezse 17 Nisan’da tüm Türkiye’de (eczaneler hariç) iş bırakma etkinliği yapılacaktır. Bizler bugüne dek bu açıklamaları değişik hastanelerde yaptık ve her seferinde ayrı konulara değinmeye çalıştık. Bugün bu açıklamayı burada yapmamızın nedeni de Şehir Hastanelerinin sorunlarına bir kez daha dikkat çekmektir. Zira şehir hastaneleri hem çalışanlar için, hem halkımız için sorun üretmeye devam etmektedir. Çalışanlar tükenmişlik sendromu yaşamaya, sorunlarla baş edememeye ve iş güvenceleri açısından ciddi kaygılar taşımaya devam ederken, halkın sağlık hakkına ulaşımı da her geçen gün biraz daha zorlaşmaktadır. Bu anlamda şehir hastaneleri için aşağıdaki önlemlerin bir an önce alınmasını talep etmekteyiz; hastanelerdeki çalışma ortamları bir an önce düzeltilmeli, bugüne kadar açılan şehir hastaneleri Sağlık Bakanlığı’na devredilmeli, yapım aşamasında olan KÖİ finansmanlı hastanelerin genel bütçeden finanse edilmesi sağlanmalı, şehir hastanelerinin başlangıcından bu yana gerçekleştirilen tüm kamu zararları talep edilmeli, şehir hastaneleri ihale şartnameleri kamuoyuyla paylaşılmalı, dünyada reddedilen büyük ölçekli hastane yapımından vazgeçilmeli, kapatılan hastanelerin tekrar hizmete açılması için çalışmalar başlatılmalı, yeni açılacak hastaneler halkın sağlık hizmetine kolayca ulaşacağı yerlere yapılmalı, bu süreçte büyük zarar gören uzmanlık eğitimlerinin telafisi biran önce sağlanmalıdır.”