Pamukkale Üniversitesi’nde Halk Sağlığı Uzmanı olarak görev yaparken barış bildirisine imza attığı için ihraç edilen ve hakkında dava açılan üyemiz Prof. Dr. Mehmet Zencir beraat etti.
Dün Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Merkez Yönetim Kurulu Üyemiz Fikret Çalağan, Denizli Şube yöneticilerimiz, meslek örgütleri, siyasi partiler, sendikalar ve kitle örgütlerinden temsilciler katıldı.
Berat kararı sonrası hakimin son sözünü sormasına karşılık “Barış kazansın” diyen Mehmet Zencir, duruşmada ise şöyle konuştu: “Bir vatandaş olarak, bir hekim olarak, toplum sağlığını öncelik gören bir halk sağlığı uzmanı olarak, yine bir akademisyen olarak ülkemizde süren çatışmaların son bulması ve toplumsal barışın inşa edilmesi konusunda fikirler üretmenin ve bununla ilgili çalışma yürütmenin sorumluluğumuz olduğunu düşünüyorum. İmzaladığım metinde özetle; sokağa çıkma yasağı bulunan ve çatışmaların olduğu yerlerde yaşayan insanların yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı başta olmak üzere, hukuk ile koruma altına alınmış olan tüm hak ve özgürlük ihlâllerinin ortadan kaldırılması, ihlâle neden olan sorumluların tespit edilerek yargılanıp cezalandırılmaları, vatandaşların uğradığı maddi ve manevi zararların tespit edilerek tazmin edilmesi, kalıcı bir barış için çözüm yollarının kurulması talep edilmiş, bu talepler yerine gelene kadar siyasi partiler, meclis ve uluslararası kamuoyu nezdinde temasların sürdürüleceği belirtilmiştir. Söz konusu metindeki imzam, ülkemizde barış içinde ve insancıl koşullarda yaşam hakkının tesis edilmesi, bunun için hukuk içinde bütün çabaların gösterilmesi düşüncesinin dışavurumudur. Toplumsal barışı savunmam ve yaşanan savaş/çatışma olaylarına karşı çıkmam bu ülkede yaşayan duyarlı bir vatandaş olmanın yanında hekim olma, Halk Sağlığı Uzmanı bir akademisyen olma sorumluluğumdan kaynaklanmaktadır. Tüm hekimlerin görevi toplumun ve insanların sağlıklarını korumak ve geliştirmektir. Hekimler her zaman yaşamdan yana olmuşlardır. Dahası halk sağlığı uzmanı olmam ayrı birçok sorumluluğu da yanında getirmektedir. Halk sağlığı uzmanları sağlığı bütüncül ele alma, toplumsal olarak değerlendirme ve toplumun bütününü sağlık için en üst düzeye çıkarma rol, görev ve sorumluluğuna sahiptir. Halk sağlıkçılar eğitimleri bağlamında edindikleri birçok vasıfları ile savaşların önlenmesinde öne çıkan bir uzmanlık disiplinidir. Dünya hastalık yükünde savaşların üst sıralara tırmanması nedeniyle öncelikli bir halk sorunu olarak ele alınmış savaşların önlenmesine yönelik Dünya Sağlık Örgütü tarafından yürütülen “Health as a Bridge Peace-Barış İçin Bir Köprü Olarak Sağlık” programı, “Peace through Health-Barıştan Sağlığa” çalışması, McMaster Üniversitesi tarafından geliştirilen “Sağlık-Barış insiyatifi” vb. birçok çalışma gündeme gelmiştir. Halk sağlığı profesyonellerinin siyasal bilimcilerle işbirliğini artırmaları önerilmiştir. Dünya deneyimleri göstermiştir ki, temel toplumsal sorunların çözümü için ciddi çalışmalar yapılmadığında savaş/çatışma kısır döngüsü varlığını sürdürmektedir. Dahası her geçen gün savaşa neden olan sorunların daha da kökleşmesine, içinden çıkılmaz hale gelmesine yol açmaktadır. Bu nedenlerle savaşların önlenmesinde temel nedenlerin ortadan kaldırılmasına odaklanılması gerektiği vurgulanmıştır. Akademiler ve akademisyenlere hem mevcut kuşak, hem geçmiş hem de gelecek kuşaklar bağlamında savaşların önlenmesinde öncü roller düşmektedir. Bilimsel literatürde yer alan hekimlere, halk sağlığı alanında çalışacaklara yüklenen bu misyonlar görmezden gelinemez. Halk Sağlıkçılar olarak sağlık sorunlarını korunma düzeylerine göre ele alırız. En büyük sağlık sorunu olan savaş/çatışma olaylarında birincil korunma mevcut çatışma halinin durdurulması ve en az hasar ile tamamlanmasıdır. Bununla birlikte savaş/çatışmaya yol açan nedenlerin, özellikle kök nedenlerin bulunması ve bunlara yönelik çözümlerin yaşama geçirilmesidir. Bu görev ve sorumlulukla akademi ve meslek örgütüm olan TTB ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nda çok sayıda faaliyete katkı sağladım. 2017 yılında gerçekleştirilen Ulusal Halk Sağlığı Kongresi’nde ‘Barış Epidemiyoloji’ konferansı verdim. Bu konferansta özellikle temel ve birincil korunma düzeylerinde halk sağlıkçılara düşen sorumlulukları meslektaşlarımla paylaştım. Toplumsal barışın inşa edilmesine hizmet etmesi adına çok sayıda yerde konuşmalar yaptım ve yazılar yazdım. Tüm bu faaliyetleri sürdürmeye devam ediyorum, devam edeceğim. Son söz olarak toplumsal barışın inşasının çok önemli olduğunu ve “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisinin buna hizmet ettiğini düşündüğümü belirtmek istiyorum.”