Adana Şubemiz Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi, Adana Şehir Hastanesi ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne bağlı kurumlarda çalışan emekçilerle kahvaltıda buluştu.
Kahvaltıda bir konuşma yapan Adana Şube Eş Başkanımız Muzaffer Yüksel, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin insanca yaşayacak bir ücret istediğine vurgu yaparak, sözlerine şöyle devam etti: “Kamu emekçilerine enflasyon farkları ödenmeli, kamu çalışanlarının maaşları yoksulluk sınırının altında olmamalıdır. Ekonomik krizin yükünü emekçiler ödememelidir. Sağlık bir ekip hizmetidir, yıpranma payından her sağlık çalışanı faydalanmalı, geçmiş hizmetleri de sayılmalı fiili şartı kaldırılmalı, en az 5 yıla 1 yıl kazanmalı, mesleklere, risklere göre kademeli artmalıdır. Her sağlık ve sosyal hizmet emekçisinin emekli maaşlarına zam yapılmalı, emekli olunduğunda da çalışırken aldığı ücret kadar ücret almalı, döner sermaye, sabit ek ödemeleri iki katına çıkarılarak emeklilikte de ödenmelidir. En düşük kamu emekçisinin ek göstergesi 3600 olmak üzere kademeli olarak arttırılarak tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine verilmelidir. Kamuda kreşler oldukça azaldı, her işyerinde kreş olmalıdır. Mevcut kreşlerin ücretleri de kamu emekçilerinin ödeyemeyeceği kadar yüksektir. Sağlık ve sosyal hizmet işyerleri nöbet usulü 7 gün 24 saat çalışmaktadır onun için de kreş olması şarttır her işyerinde 0-6 yaş kreşler açılmalı ve ücretsiz olmalıdır. Şehir hastanelerinde iş yükü arttı, şiddet arttı, personel yetersiz, eğitimsiz taşeronlar çalıştırılıyor, performansa dayalı ücretler azalıyor, onun için sağlık emekçileri çalışmak istemiyor. Emeklisi gelenler emekli oluyor, imkanı olanlar özellere gidiyor, bazıları da başka kurumlara tayin istiyor. Bölümler arasında mesafe fazla, acil müdahalelerde sorun yaşanıyor, engelliler, yaşlılar hizmete ulaşımda zorluklar çekiyor. Hizmette yönetim iki başlı, etkili olan başhekimlik değil şirket yöneticileri. Tıbbı destek hizmetleri şirkette, şirket yöneticileri de sağlık personelinin sorunlarını anlamıyor, dinlemiyor. Laboratuvarlarda yetişmiş eğitimli laboratuvar teknisyenleri yalnız kan alıyor, laboratuvarlarda onların yerine daha az ücrete taşeron çalıştırılıyor, aynı şekilde diğer tıbbı destek hizmetleri görüntüleme, fizik tedavi, rehabilitasyon, radyasyon, onkoloji hizmetleri aynı sistemle çalışıyor, ileri teknoloji ve yüksek maliyet gerektiren hizmetler de şirkete kalıyor. Şehir hastanelerinde yatak başına kapalı alan 287-350 metrekare, enerji, temizlik, bakım onarım giderlerini arttırmakta. Hizmet hastaya, çalışanlara değil inşaat finansörlerine yapılmaktadır. Amaç otelcilik hizmetidir. Hastane asansörleri, merdivenleri yeterli değil, olanlar da servislere, ameliyathanelere, yoğun bakımlara açılmakta dolayısıyla sterilizasyonda aksamalar oluyor. Geçen yıl ki bütçeden şehir hastanelerinin kira ödemelerine ayrılan pay 2.6 milyar TL, bu para ile 150 yataklı 64 hastanenin yapılabileceği hesaplanmaktadır. İlk şehir hastanelerinin inşaatları yapılırken kiraların 1 dolar 1.5 TL olarak ödenmesi kabul edilmişti, şimdi ne kadar? dolar arttı değer kazandı. Döner sermayede öncelik şirketlere yapılacak ödemeler, onun için sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine ödenecek ücretler devamlı azalacaktır. Emekçiler bu uluslararası konsorsiyumun işçisi olacaktır, şirketin borçları hazine garantili, borçları da Sağlık Bakanlığı ödeyecek. Devlet bu hastaneleri Sağlık Bakanlığına almalı, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini de hizmet alan yurttaşları da mağdur etmemelidir. Ekonomik kriz toplum sağlığını bozar, giderler kısılırken sağlık giderlerinde de kısılma olur, o zaman da çalışanların ücreti düşecek, sağlık hizmetinin niteliği düşecek ve işten çıkarmalar artacaktır. Sağlıkta emek gücü maliyeti %50-75’dir, onun için de krizden ilk etkilenecek olan sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olacaktır. Tıbbı ilaca % 26.4 zam yapıldı. Kapatılan SSK ilaç fabrikaları açılmalı, yerli ilaç sanayisi geliştirilmelidir. Sağlıkta katkı katılım payları kaldırılmalıdır. Üniversite ve kamu hastanelerinin borçları azalmamakta, buna bir çözüm bulunmalıdır Krizin faturasını hasta yurttaşlar ödememelidir.”