Ordu Şubemiz, sendika binasında yaptığı basın toplantısıyla 3600 ek gösterge kampanyasını başlattı.
Şube Yönetim Kurulu adına açıklamayı yapan Ordu Şube Eş Başkanımız Ferit Ceylan, şöyle konuştu: “2018 yılında sağlık ve sosyal hizmetler toplumun ihtiyaçları yerine sermayenin ve egemenlerin ihtiyaçları temelinde planlanmış ve yürütülmüştür. Sağlık ve sosyal hizmet alanında uygulanan politikalar ve bunun bir yansıması olarak ortaya çıkan emek rejimi ise emekçilerin sömürüsünü derinleştirerek intiharları ve ölümleri artırmıştır. Savaş, çatışma, ötekileştirme ve baskı ile toplum yönetilmeye çalışılırken, yaratılan ekonomik kriz gerekçe yapılarak toplumun rıza gösterilmesi istenilmektedir. Ancak tüm baskılara rağmen ülkenin dört bir yanından yükselen irili ufaklı direnişler bu duruma olan itirazı gösterirken, emekçilerin haklarından vazgeçmeyeceklerinin önemli bir göstergesi olarak karşımızda durmaktadır. Yine bu itirazlar ne anti demokratik yönetim anlayışını ne de krizin bedelinin kabul edilmeyeceğini dile getirmektedir. Ekonomik krizin faturası gerek zamlarla, gerek ekonomi ve istihdam politikalarındaki düzenlemelerle emekçilere çıkarılmaya çalışılırken seçim vaatlerine de yansıyan haklı taleplerimizden kriz gerekçesiyle vazgeçmemiz isteniliyor. Ne yazık ki bazı yandaş sendikalar da bu duruma çanak tutuyorlar. Ancak krizin bedelini ödemeyeceğiz diyen emekçiler, KESK’in öncülüğünde “Yoksulluğa, İşsizliğe, Güvencesizliğe Karşı Birlikte Mücadele” kampanyası çerçevesinde düzenlediğimiz İzmir, Samsun, Adana, Diyarbakır ve İstanbul bölge mitinglerinde bir araya geldi. Bu bölge mitinglerinde ve öncesinde sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak işyeri işyeri çalışmalar düzenleyerek, sorunlarımızı tespit ettik, taleplerimiz konusunda ortaklaşarak 2019 yılında yürüteceğimiz mücadele programını da oluşturduk. Sağlık ve sosyal hizmet alanında yaşanan sorunlar yığınla ve bütün sorunlarımızın ortadan kalkması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Ancak öncelikli taleplerimizin arasında yer alan ve geçmiş yıllardan beri mücadele yürüttüğümüz talepleri 2019 yılında da gündemimizin başında yer alacaktır: Bu taleplerimiz; 1-İnsanca Yaşamayı Sağlayacak Temel Ücret; Çünkü performans uygulaması ile temel ücretlerimiz yok sayıldı. Döner sermayeler de sudan bahanelerle ödenmiyor. Ödenen ek ödemeler de emekliliğimize yansıtılmıyor. Yandaş sendikalarla yapılan “satış sözleşmeleri” ve enflasyon ile birlikte ücretlerimiz iyice eridi. Kriz bahane edilerek elektrik, doğalgaz, gıda, ulaşım gibi temel ihtiyaçlarımıza yapılan zamlarla geçinemez duruma geldik. Maaş hesaplamalarımız Sayıştay’ın da ifadesi ile “çok karmaşık” olması ve TÜİK’in Eylül 2018 için açıkladığı yoksulluk sınırı 6.167 TL, Türk İş’in Aralık 2018 için açıkladığı yoksulluk sınırı 6.322 TL olması nedeniyle sağlık ve sosyal hizmet işkolunda çalışan bir emekçinin alması gereken en aztemel ücret 6.500 olmalı ve tüm ödemeler emekliliğe yansıtılmalıdır. 2-Fiili Hizmet Süre Zammı(Yıpranma Payı); Yaptığımız işin niteliği ve çalışma koşullarından kaynaklı olarak sağlığımız bozuluyor ve yıpranıyoruz. Bundan dolayı yıpranma payımız en temel haklarımızın başında gelir. Geçmişten bu güne bu talep sürekli olarak gündemimiz oldu. 2011 yılından bu yana da SES’in de içinde yer aldığı Sağlık Emek ve Meslek Örgütleri yıpranma payını temel gündem yaptık. Hazırladığımız yasa tasarısı ile talebimiz sürekli gündemde tuttuk. 3 Ağustos 2018 Resmi Gazete’de yayınlanarak çıkan torba yasa; sağlık ve sosyal hizmet emekçilerin taleplerini karşılamayan, MHP-AKP ve yandaş sendikaların onayıile de emekçilere yutturulmaya çalışıldı. Ancak sağlık ve sosyal hizmet emekçileri 20 Eylül 2018 tarihinde başlattığımız İmza kampanyasına katılarak 3 Ağustos 2018 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren fiili hizmet yasa maddesinin taleplerimizi karşılamadığını ve buna kanmayacaklarını bir kez daha ifade ettiler. Fiili hizmet süresi zammına ilişkin çıkarılan yasal düzenlemenin, fiili çalışma süresinin kaldırılarak, geçmiş çalışma sürelerini kapsaması ve tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin dahil edilerek yeniden yasal düzenleme yapılmalıdır. 3- 3600 Ek Gösterge; İktidarlar ve siyasi partiler sürekli olarak emekçilerin haklı ve meşru taleplerini seçim malzemesi haline getiriyorlar. 24 Haziran seçiminde de birçok talep bu şekilde seçim malzemesi oldu. Bunların başında da ek göstergeydi. Ancak seçimin üzerinden yaklaşık olarak 6 ay geçti bu konuda bir düzenleme yapılmadı. Cumhurbaşkanlığı ikinci 100 günlük eylem programında ise sadece eğitim emekçilerine 3600 ek gösterge verileceği ifade edilmiş, ancak sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin ek gösterge talepleri gündeme dahi alınmamıştır. Hakkımız olan 3600 ek göster talebimiz yeni bir seçim malzemesi yapılmasına izin vermeyeceğiz. O nedenle de; “3600 ek gösterge hakkımız” talebiyle tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini kapsayacak bir imza kampanyası ile çalışmalarımıza başlıyoruz. 09 Ocak 2019 tarihinde tüm şube/temsilciliklerin yapacağı basın açıklamaları ile imza kampanyası başlayacaktır. Kampanya 09 Şubat 2019 tarihine kadar devam edecektir. Kampanya boyunca illerde başta ek gösterge olmak üzere temel üç talebi öne çıkaracak etkinlikler yapılacaktır. MYK üyelerimiz de illerde yapacağımız çalışmalara katılacaktır. Toplanan imzalar 13Şubat 2019 tarihinde illerde yapılacak açıklamalarla genel merkeze gönderilecektir. İmzalar daha sonra belirlenecek bir tarihte TBMM Başkanlığına teslim edilecektir. Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin haklı ve meşru taleplerini 2019 yılında elde edeceğimize olan inancımızla, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini ve halkımızı mücadelemize omuz vermeye çağırıyoruz. 3600 ek gösterge sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine de verilsin, enflasyonla eriyen ücretlerimizdeki kayıplar giderilsin, sağlık ve sosyal hizmet iş kolunda çalışan emekçilerin en düşük temel ücreti 6.500 TL olarak belirlensin ve tüm ödemeler emekliliğe de yansıtılsın, fiili hizmet süresi zammı (yıpranma payı) sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin tamamını kapsasın, geçmiş çalışma yılları dahil edilsin ve fiili çalışma şartı kaldırılsın. 2019’da yukarıda belirttiğimiz taleplerimiz için mücadeleyi kararlılıkla yürüteceğimizi kamuoyuna saygı ile duyururuz.”