Adana Şubemiz, sağlıkla ilgili değişikliklerin yer aldığı kanun hükmündeki kararnamelerin tam bir hayal kırıklığı yaşattığını açıkladı.
Açıklama yapan Şube Eş Başkanımız Muzaffer Yüksel, “Torba yasa teklifinde yer alan ve karşı çıktığımız maddeler SES ve TTB’nin gerçekleştirdiği eylem etkinliklerle, muhalefet partileriyle yaptıkları çalışmalarla geri çektirildi” dedi.
Torba yasanın 15 Kasım tarihinde kabul edildiğini belirten Yüksel, sözlerine şöyle devam etti: “Sonuçta ne getiriyor, ne götürüyor? Sağlık hizmetlerinde yaşanan şiddetin önlenmesi için bir düzenlenme bulunmamaktadır ancak failler cumhuriyet savcılığına sevk edilecek şiddete uğrayanın ifadesi iş yerin de alınacak işe devam edecek deniyor. Sağlık emekçileri kendini savunamayacak. Bizce sağlıkta şiddetin önlenmesi için şiddete başvuru sebepleri önlenmeli, sağlığı kışkırtılmış bir talep haline getiren, özelleştiren ticarileştiren piyasaya açan metalaştıran sağlıkta dönüşümden vazgeçilmeli, hekimleri, sağlık emekçilerini itibarsızlaştıran hedef yapan dilden, söylemden vazgeçilmeli, katkı katılım payları, cepten ödemeler kaldırılmalı, TBMM’de grubu bulunan partilere sunduğumuz caydırıcı bulduğumuz 2-4 yıl arasın da hapis cezası v.s. maddeleri içeren şiddeti önleme yasa tasarısı kabul edilmelidir. Bu yasa sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin canını toplumun sağlığını önemsemediğini göstermektedir. OHAL KHK ile kamudan ihraç edilen hekimler, güvenlik soruşturması ile kamuya alınmayan hekimlerden mecburi hizmeti olanlar, alınmama tarihi itibari ile 450 gün sonra olmak üzere hekimler SGK ile sözleşmeli özel sağlık kurum ve kuruluşlarda vakıf üniversitelerin de çalışabilecekler, rapor verebilecekler. Bu 450 gün için de uzmanlık ve yan dal ihtisasları yapamayacaklar. Bu durum çok tehlikeli gizli tanıklar, işbirlikçiler idarelere sevmediklerini şikayet edebilir, ilgili kişilerin sorgusuz sualsiz işine son verme yolu açılıyor. KHK ile ihraçlar yargılanıp hemen göreve başlatılmalıdır, meslek icrasını yasaklayan bir suç mahkeme kararı yoksa kamuda çalışabilmeliler. Güvenlik soruşturma kriterleri artırılmıştır. Yine bu durumdaki hekimler bir nevi ucuz emek olarak çalıştırılacaklar, itibarsızlaştırılacak. En kısa zaman da bu yanlışlardan dönülmelidir. 72 yaşına kadar çalışabilecek kamu görevlisi olmayan aile hekimleri iş feshinde işsizlik sigortasından faydalanabilecekler. Aile hekimliği uzmanlık eğitimi veren vakıf üniversiteleri aile sağlığı merkezi açabilecek, asistan doktorlar üye nüfus kaydı yapabilecek, gerekli ödeme vakıf üniversitesi döner sermayesin den yapılacak. Sağlık Bakanlığı coğrafi duruma dayandırarak aile hekimlerini, nüfusunu değiştirebilecek. Aile sağlığı merkezi giderleri için yapılan ödemeden aile hekimi personel çalıştırabilecek, işveren olabilecek. Bu durumda aile hekimleri güvencesiz çalıştırılacak, muayenehane hekimliği statüsü ile birinci basamak özelleştirilerek koruyucu sağlık ta piyasaya açılarak ticari bir alan haline geliyor. Aile hekimleri, aile sağlığı çalışanları hak kaybına uğruyor. Dışarıdan Türk Eczacılar Birliği ilaç getirirken artık SGK ve Sağlık Bakanlığı’nın yetki verdiği kurum ve kuruluşlar da ilaç getirebilecek, ileride şehir hastaneleri kendi ilacını da kendi getirerek ilaç kullanımında da söz sahibi olabilecek. Eczacı olmayanlar da eczacı mesul müdür atayarak eczane açabilecek, eczaneler de büyük sermayeye geçecek. Hekimler ve diş hekimleri birden fazla yerde çalışmak için odadan onay almayacak, böylece odaların etkinliğini kırmaya çalışılmaktadır. Ortak kullanım sağlık tesislerinde bir den fazla üniversite ile anlaşma yapılabilecek. Sağlık Bilimleri Üniversitesi mütevelli heyetine sağlık bakan yardımcısı, Sağlık Bakanlığı’nın seçeceği bir üye ve Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı yönetim kurulu tarafından seçilecek bir üye katılacaktır. Bu yasa kimseyi memnun etmemiştir. Başta SES ve Türk Tabipleri Birliği başta olmak üzere tüm sağlık ve meslek örgütleri ile ortaklaşa hazırlanacak bir yasa yapılmalıydı. Biz SES olarak tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçileri ile mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu dönem siyasi iktidar sağlıkla ilgili yasaları arkası arkasına TBMM’ye getirdi, ama bildiğini okudu. Yıpranma payı yasasını getirdi 9 yıla bir yıl yıpranma verdi, herkese vermedi. Yalnız sağlık sınıfında olan hekim, diş hekimi, hemşire, sağlık teknisyeni faydalandı. Geçmiş yıllar sayılmadı, çalışma hizmeti değil fili hizmet çalışmasını dikkate aldı. Yıpranma payından tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçileri kademeli olarak faydalanmalı, çalışılan tüm yıllar sayılmalı, fiili çalışma şartı kaldırılmalı, en az beş yıla bir yıl yıpranma olarak yeni bir yasa çıkarılmalıdır. Emeklilik yasası çıkarıldı. 657’li hekimler ve diş hekimlerinin emeklilik ücretlerine 1500.00 TL, uzman hekimlere 2000.00 TL zam yapıldı. Onda da SGK sözleşmeli yerlerde çalışmaya devam edenler, Bağ-Kur ve SSK emeklileri alamıyor, diğer personel hiç almıyor. Emekli maaşlarında sağlık hizmeti bir ekip hizmetidir, öncelikle her sağlık ve sosyal hizmet emekçisine sabit döner sermaye ek ödemeleri emeklilikte de ödenmelidir. Yaşa takılan sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin emeklilik teklifi reddedildi. Hizmet süresini tamamlayanlar yaşın dolmasını beklememeli, çünkü onlar işe girerken bu şartlarla girmişti. Seçim meydanlarında söz verilen 3600 ek gösterge halen TBMM’ye gelmedi. Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin en alt kademede memurun ek göstergesi 3600 olmak üzere meslekleri ve eğitimine göre kademeli olarak arttırılmalıdır Hiçbir yasa teklifi sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin lehine değildir, insanca yaşayacak ücret için can güvenliği, iş güvencesi, mekan güvencesi için, yurttaşlarımızın sağlığı için, herkese sağlık ücretsiz eşit ulaşılabilir nitelikli kamusal sağlık için, katkı katılım paylarının cepten ödemelerin kaldırılması için, sağlıkta dönüşümden vazgeçilmesi için SES, sağlık ve sosyal hizmet emekçileri ve sağlık hizmeti alanlarla mücadeleye devam edecektir.”