4 Kasım Faşizme Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü ilan edilmelidir.
Türkiye’nin geleceği ve demokrasi açısından geri dönülemez bir noktaya doğru ilerlediğimizin göstergesi olan gelişmeler yaşamaktayız. Bu gelişmeler endişe vericidir. Neredeyse Hitler’inkini aratmayacak bir faşizm üzerimize abanıyor. Mecliste onca yolsuzluk fezlekeleri varken, HDP Eş Genel Başkanlarının ve milletvekillerinin gece yarısı operasyonlarıyla gözaltına alınmaları, HDP Genel Merkezinin polis kuşatmasına alınması, Türkiye’deki halkların, ezilenlerin, ötekilerin iradesini yok saymadır. Halkların iradesine ve demokratik siyaset kanallarına yapılan bir darbedir.
4 Kasım Cuma günü, gece geç saatlerde Aralarında HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da bulunduğu HDP’li 11 milletvekili gece yarısı operasyonu ile gözaltına alındı. Baskınlarda, Eş Başkanlar Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, Diyarbakır Milletvekilleri Nursel Aydoğan ve Ziya Pir, Şırnak milletvekilleri Leyla Birlik ve Ferhat Encü, Hakkari Milletvekili Selma Irmak, Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım, Batman Milletvekili Mehmet Ali Aslan, Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken gözaltına alındı.
Gözaltına alınan milletvekillerinin avukatlarına ve yapılmak istenen basın açıklamalarına polis saldırmış, bu açıklamalara basın mensuplarının erişimi engellenmek istenmiştir. Tüm bunların yanı sıra gece saatlerinden itibaren ülke genelinde internet erişimi kısıtlanmış, sosyal medya ve haberleşme uygulamaları durdurulmuş/ yavaşlatılmıştır. Gözaltına alınanlar Meclis’in 3. büyük siyasi partisi olan ve seçimlerde altı milyondan fazla seçmenin oyunu alan Halkların Demokratik Partisi vekilleridir.
15 Temmuz’dan sonra sıkça ifade edilen milli irade söylemi bir yanda dururken gerçekte halkların iradesinin yok sayıldığı birçok örnek yaşanmaktadır. Bugün Türkiye’de demokratik bir işleyişin olmamasının en önemli sebebi AKP’nin tekçi, baskıcı ve faşizan tutumunu alkışlayıp açık ya da örtük biçimde bu tutumu savunanlardır.
Demokratik siyaset kanallarını kapatmak faşizmin ve diktatörlüğün ulaştığı boyutu gözler önüne sermektedir. Faşizm, bütün aygıt ve mekanizmalarıyla toplumu nefessiz bırakmaya, fiili rejimini meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Bu ülkenin geleceği normsuzluğa, hukuksuzluğa ve faşizme teslim edilemez. Çözüm darbe ve sivil darbe uygulamaları değil tam demokratikleşmedir. Gün, daha fazla zaman kaybetmeden demokrasiden yana, faşizme karşı birleşik mücadele günüdür.
Halkın oyu ile vekil seçilenlerin dokunulmazlığı demokratik bir işleyişin temelidir. 15 Temmuz’daki darbe girişimine yaslanarak Meclisi tahakküm altına alan AKP ve Erdoğan’ın uygulamaları emekçilere, kadınlara, halklara karşı darbeye dönüşmüştür. Siyasi tarihimizde 4 Kasım demokratik bir çerçevede açıklanması mümkün olmayan kara bir leke olarak kalacaktır. Uygulanan tüm bu baskıcı, tekçi, faşist saldırılara ve politikalara ve AKP’nin her alandaki saldırılarına karşı emekçiler olarak demokrasi barış ve eşitlik için mücadele etmeye devam edeceğiz. 04.11.2016
BATMAN DEMOKRASİ PLATFORMU