03.06.2016 tarihinde hastanemiz doğum servisinde gece nöbeti tutan hemşire üyemiz Neşe ÇAKIROĞLU’ nun hiç bir haklı neden olmaksızın,hasta yakınları tarafından darp edilişini ve yine aynı gün dahiliye servisinde görevli hemşire arkadaşlara sözlü sataşmayı şiddetle kınıyoruz.
Daha önce SES olarak hastane idaresine doğum servisinin sorunlarını ve bu sorunların çözümü ile ilgili yazılı olarak sunmuş olduğumuz önerilerimizin hastane idaresi ve kuzey hastaneler birliğince bir an önce dikkate alınıp gerekli çözümün hemen sağlanması istiyoruz.
Daha önce de 15.12.2014 tarihinde çocuk servisinde görevli bir hemşire arkadaşımız, 23.08.2014 tarihinde de bir uzman hekim arkadaşımız hasta yakınları tarafından sözlü ve fiziki saldırıya uğradı. Sözlü hakaret ve küfürler ise sıradanlaştığı için kanıksanmış ve artık istatistiklere dahi kaydedilmemektedir. Modalaştırılan deyimle fıtratımızda var gibi algılanır hale getirilmiştir.
Birkaç yıl önce hastane içerisinde bir kaç kişinin de yaralandığı bir silahlı çatışma dahi yaşanmıştır. Büyük umutlar bağlanan beyaz kod uygulaması da tam bir fiyasko haline gelmiştir.
Bütün bunları, bu saldırıları kınamak ve sesimizi duyurmak için yaptığımız basın açıklamalarında; sağlık emekçilerine yönelen bu şiddet sağlıkta dönüşüm fiyaskosunun ve sağlıkta özelleştirmenin sonucudur demiştik. Bu şiddette Neo liberal serbest piyasa ekonomisi anlamına gelen politikaları benimseyen, özelleştirmeyi birincil hedef olarak önlerine koyan ve yıllarca sağlık emekçilerine karşı vatandaşı kışkırtan, bu durumun tetikçiliğini yapan kampanyaları yürüten hükümetlere sorumlu sizsiniz demiştik. Hastalar müşteri sağlıkçılar tüccar değil diye seslenmiştik.
Tekrar ifade etmek istiyoruz: sağlık çalışanına yönelik şiddet tehlikeli boyutlardadır ve giderek artmaktadır. Sağlık Bakanlığı yetkililerinin bu tabloyu doğru olarak gördüğü şüphelidir. Bugüne kadar yaşananlardan ders çıkaramayan iktidar, henüz bu kaos ortamını ortadan kaldıracak yasal değişikliklere gitmemiştir. Gitmemekle birlikte adeta” Performans, Mobing ve kadrolaşma” ile bu kaos ortamına çanak tutmuştur. Siyasilerin, idarecilerin üslubu, siyasilerin idareciler üzerindeki hegamonik dayatmaları ve yanlış sağlık politikaları gün geçtikçe sağlık çalışanını daha fazla hedef haline getirmektedir.
Hastayı müşteri, sağlık emekçilerini tezgahtar olarak gören mevcut sağlık politikaların mağdurları olan bizi ve hastalarımızı bilinçli bir şekilde karşı karşıya getirmelerinin sonucunda sağlıkta şiddetin artarak devam ettiğine inanıyoruz. Devam ederken de Türkiye’nin il ve ilçelerinden gün geçmiyor ki kavga, yaralanma, taciz ve ölüm haberleri gelmesin.
Biliyoruz ki her geçen gün artan ve canımızdan can alan sağlıktaki bu şiddet olaylarını önlemek için pek çok şey yapılabilirdi. “Her şiddet olayını haklı-haksız bağlamında gerekçelendirenlerin, niyetleri, hedefleri, planları sağlıktaki şiddeti önleme yönünde olsaydı, katledilen sağlık emekçileri bugün önlükleri ile hastane koridorlarında halkımızın sağlığı için koşturmaya devam ediyor olacaklardı.
Yetkililere daha ciddi ve samimi olma, sağlık çalışanlarına yönelik her türlü şiddete karşı daha kararlılıkla mücadele etme çağrımızı tekrarlıyoruz.
Yine halkımıza da buradan sesleniyoruz. Sağlıkta yaşanan sorunların kaynağı sağlık emekçileri değildir. Kapitalist piyasacı sistemin temsilcisi olan siyasal iktidarların uyguladıkları yanlış sağlık politikalarıdır. 2000’li yılların başında başlatılan “Sağlıkta Dönüşüm” fiyaskosu maalesef ki; sağlıkta yıkım, dayak, taciz ve ölüm haline dönüşmüştür. Tüm bunların sonucunda bozulan bir sağlık sistemi, tedavi olamayan hastalar, sağlık emekçilerine yönelmiş öfke ve şiddet var. Bu şartlarda iyi bir sağlık hizmeti verilemeyeceğini bile bile ve tüm olumsuz şartlara rağmen tek düşüncesi, en iyi sağlık hizmetini vermek olan sağlık emekçileri, bu zulmü hak etmemektedir.
Sağlıkta gün be gün artan şiddete artık yeter diyoruz.Acil taleplerimizi ilettik görmediler.Türk ceza kanununa ek maddeler önerdik yok saydılar.basın açıklamaları,eylemler,toplantılar yaptık,sağlık bakanlığının kapısını aşındırdık,meclis komisyonuna sunumlar yaptık dikkate almadılar.
Hastanın müşteri, hekimin tüccara dönüştüğü, çalışanların güvencesiz kölelere dönüştürüldüğü bu sağlık sistemine daha fazla kurban vermemek için; hastası, hekimi, ebesi, hemşiresi, sağlık teknisyeni, sekreteri, taşeron sağlık işçisi dahil olmak üzere; birlikte mücadele etmeye kararlıyız.
Parası olanın değil, herkesin ulaşabileceği, herkese eşit ve ücretsiz, nitelikli, sağlık hizmeti sunmak için taşeronun ve performans sisteminin kaldırılmasını istiyoruz. Herkese iş güvencesi, can güvencesi, gelir güvencesi ve gelecek güvencesi istiyoruz.
Sağlık emekçileri ile halkı karşı karşıya getiren sağlıkta yıkım politikalarından derhal vazgeçilmesini talep ediyor tüm sağlık emekçilerini haklı mücadelemizde
SES ÇATISI ALTINDA BİRLEŞMEYE DAVET EDİYORUZ.
SES BERGAMA TEMSİLCİLİĞİ