Çanakkale Şubemiz, Biga’daki sağlık emekçileri ile üye ve yöneticilerimize uygulanan baskılara ve sendikal örgütlenmeyi engelleyen tutumlara karşı bugün Biga Devlet hastanesi önünde açıklama yaptı.
Çanakkale Şube Eş Başkanımız Oya Hacat ve Şube Kadın Sekreterimiz Gamze Sunar Yeren tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bugün burada Biga’daki sağlık emekçilerine, üye ve yöneticilerimize uygulanan baskıları, mobbing ve sürgün politikalarını, sendikal örgütlenmeyi engelleyen tutum ve davranışları ifşa etmek için toplandık. Malumunuz olduğu üzere son günlerde Biga Devlet Hastanesi başta olmak üzere Biga’daki sağlık kurumları bilhassa sendikalı hekimlere uyguladığı baskı ve sürgün niteliğindeki geçici görevlendirmelerle gündemdeki yerini koruyor. Bu yaşananların bir kısmı AKP’li Karabiga belediye başkanıyla ilgilidir. Bu belediye başkanının hekimlerle yaşadığı muhtelif tartışmalar neticesinde hekimler hedefe konmaktadır. Politik adreslerden verilen talimatlarla görev yerleri il sağlık müdürlüğü tarafından değiştirilmekte, iki üç aylık geçici görevlendirmelerle Muş, Hakkari gibi illerimize sürülmektedirler. Birkaç örnek vermek gerekirse; AKP’li Karabiga belediye başkanı hekimlere yönelik olumsuz tutumlarını önce Karabiga eski aile hekimlerine karşı sergilemiştir. Daha sonra yerlerine gelen sendika üyemiz Aile Hekimi Cemal Yeren’e karşı da olumsuz tavır ve tutumunu sürdürmüştür. Hastaların yoğun olduğu bir günde gelerek odasında oturup sohbet etmek istemiş, üyemizin hastalarıma bakmam lazım karşılığı vermesi ve sözlü olarak atışmaları üzerine siyasetten aldığı güçle üyemizle uğraşmaya başlamıştır. Bu yetmezmiş gibi vites artırarak eşi Doktor Gamze SUNAR Yeren’le de uğraşmaya başlamıştır. Yönetim Kurulu üyemiz Gamze Sunar Yeren eğitimlerini aldığı ve sorumlusu olduğu Biga İlçe Sağlık Müdürlüğü Verem Savaşı Dispanserinden gerekçe göstermeksizin alınarak, kadrosunun olduğu Eceabat Devlet Hastanesine verilmiştir. Biga’da ikamet eden ve kreşe giden dört yaşında çocuğu bulunan üyelerimizin aile birliği gözetilmemiş, bu yolla cezalandırmaya başvurulmuştur. Açtığı davada mahkemece yürütmeyi durdurma kararı verilmiş, buna rağmen Biga Verem Savaşı Dispanseri yerine Biga Devlet Hastanesi acil servisine verilmiştir. Eğitimini aldığı ve sorumlusu olduğu verem savaş dispanseri yerine açığı ve ihtiyacı olmayan acil servise verilmesi de cezalandırma politikasının sürdüğüne işarettir. Yine, AKP’li Karabiga belediye başkanı bir yakınını Biga Devlet Hastanesi KBB uzmanı Op. Dr. Rukiye Kara’ya randevusuz muayene ettirmek istemiş, hekim arkadaşımız yardımcı olmasına rağmen taşkınlık çıkardığı için hakkında beyaz kod vermiştir. Hekim Birliği Sendikası Biga İlçe Temsilcisi olan Kara velayeti kendinde olan 13 yaşındaki oğluna rağmen bir aylığına Muş’a geçici görevlendirilmiştir. Açtığı davada mahkemece yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir. Bu spesifik örneklerden anlaşılacağı üzere mesleğini layıkıyla ve huzur içinde yapmak isteyen hekimlere ve sağlık çalışanlarına verilmek istenen mesaj şudur: Usulsüz taleplere itiraz etmeyin, ne deniyorsa sorgulamadan yapın, kışkırtılmış sağlık talebine ne olursa olsun cevap verin, hastaların hekimin inisiyatifini hiçe sayacak basınçlarına boyun eğin, işiniz gücünüz hasta ve yakınlarını memnun etmek olsun, sağlık hizmeti üzerinden kentlilere şirin görünme politikalarımıza ket vurmayın, işinizi değil bizim istediğimizi yapın. Yerel seçimler yaklaştıkça bu durum daha da ağır bir politik-psikolojik baskı olarak hissettirilmektedir. Emeğimizin karşılığını hiçbir şekilde vermeyerek, maaşlarımızı enflasyon karşısında sürekli eriterek, motivasyonumuzu, çalışma aşk ve şevkimizi giderek daha çok düşürerek yetersiz personelle yoğun çalıştırma temposu içinde bizleri her gün daha çok tüketerek en ufak hak aramamızı her nevi baskı, mobbing ve sürgünle bizleri sindirmeye çalışan konunun muhataplarına buradan sesleniyoruz: Yandaş muhtarlarınızdan da, partili belediye başkanlarınızdan da, protokol hastalarınızdan da, sağlık çalışanlarına düşman sağlık politikalarınızdan da bıktık! Ama yine de korkmuyoruz, yılmıyoruz, haklarımız için mücadele etmeye devam ediyoruz. Bize sendikal mücadele sınırı çizmeye çalışanlara hatırlatmak isteriz: Bizim tarihimiz, tüzüğümüz ve gücümüz çemberlere sığmaz. Halkın sağlık hakkından, kamusal kaynakların verimli kullanılmasına, emekçilerin özlük, sosyal ve demokratik haklarından, sağlık eğitimi kalitesine kadar her şeyi dert ediyoruz ama dertlenmiyoruz. Umudumuzu ve mücadele azmimizi büyütmeye devam ediyoruz. Sendikamız ve üyelerimiz üzerindeki baskının yoğunlaştığı bugünlerde üyemiz olsun olmasın, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin yanında olduğumuzu, maddi, manevi ve hukuki olarak desteğe her zaman hazır olduğumuzu yineliyoruz. Kimsenin hakkının yenmesine müsaade etmeyeceğiz. Nerde bir adaletsizlik, haksızlık, hukuksuzluk varsa orda olacağız. Yalnız değilsiniz, asla yalnız yürümeyeceksiniz! Yaşasın sendikal dayanışma, yaşasın örgütlü mücadele.”