Hemen her güne yeni zamlarla başlıyoruz.
Sadece son bir ayda et, peynir, yumurta başta olmak üzere temel tüketim maddeleri ortalama %20 zamlandı. 6 Şubat’ta yaşadığımız depremlerden sonra kiralar ortalama %50 arttı.
Her zaman olduğu gibi rakamlara takla attıran TÜİK’e göre ise enflasyon aylık sadece %2,29 yıllık %50,51 arttı.
TÜİK bugün resmi enflasyon verilerini açıkladı.
Buna göre enflasyon Mart ayında bir önceki aya göre %2,29, son üç ayda %12,52, yıllık %50,51 ve on iki aylık ortalamalara göre %70,20 arttı.
Üstelik TÜİK’e göre son bir ayda endekste yer alan 143 temel başlıktan 111’inde artış yaşanmıştır. Buna rağmen aylık enflasyon sadece %2,29’de kalmıştır.
Bu verilere, baz etkisi ile artış hızı düşen TÜİK yıllık enflasyon rakamlarına dayanarak “enflasyonu düşürdük” demek halkı aldatmaktır.
Çünkü iğneden ipliğe zam yağmuru hız kesmeden devam etmektedir.
- Et ve süt ürünlerinin, gıda maddelerinin fiyatları özellikle ramazanla birlikte hızla tırmanmıştır. Bir kilogram kuru soğanın fiyatı dahi marketlerde 30 TL’ye, pazarlarda 25 TL’ye ulaşmıştır.
- Mevsimlik sebzelerden kerevizin kg fiyatı 25 TL’ye, pırasa, ıspanak ve karnabaharın kg fiyatı 20 TL’ye çıkmıştır.
- Mart ayının başında ortalama 240 TL olan bir kg kuşbaşı bugün ortalama 300 TL’ye çıkmıştır. Dar gelirliler kırmızı eti çoktan unutmuştur.
- Ancak dört ay önce asgari ücretle 42 kg kuşbaşı alınabildiğini iddia edenleri unutmamıştır. Onların hesabına göre bile bugün asgari ücretle alınabilen kuşbaşı miktarı sadece dört ayda 14 kg azalarak 28 kilograma inmiştir.
- Açlık sınırı 10 bin, yoksulluk sınırı 32 bin TL’yi aşmıştır.
- 6 Şubat depremlerinden sonra 1 milyona yakın vatandaşımız işsiz kalmıştır. Dolayısıyla hem açlık sınırının altında bir gelirle yaşam mücadelesi verenlerin sayısı hem de işsiz sayısı katlanmıştır.
- TÜİK’in bugün açıkladığı verilere göre Yine özelikle 6 Şubat depremlerinden sonra kiralar adeta uçuşa geçmiş, kiralar İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerde katlanmıştır.
Kısacası milyonların maruz bırakıldığı zamlar ve koşullar TÜİK rakamlarının yalan yoksulluğun gerçek olduğunu fazlası ile ispatlamaktadır.
Bu koşullarda maaşları-ücretleri TÜİK’in sanal rakamlarına göre artırılan ama tüketirken hayatın gerçek enflasyonuna maruz bırakılan,
Gelir vergisi ile dilim dilim soyulan emekçilerin, emeklilerin yoksulluğu seçim yatırımına dönüştürülen geçici önlemlerle, vaatlerle çözülemeyecek kadar derinleşmiştir.
KESK olarak bu sömürü ve yoksulluk düzenin mağduru tüm kesimleri insanca yaşamaya yetecek bir ücret, adil bir vergi sistemi için birlikte mücadeleye çağırıyoruz.
KESK Yürütme Kurulu