Bilindiği gibi her yıl 15 Mayıs itibari ile 4688 sayılı yasa gereği iş yerlerinden başlayarak il ve Türkiye geneli kamu görevlilerinin sendikalara üye sayıları tespit edilerek iş yeri, il ve ülke geneli yetkili sendikalar belirlenmektedir.
Türkiye’de sağlık emekçilerinin ilk sendikası 1965 yılında kurulan Türkiye Sağlık Personelleri Sendikası’dır. Aynı yıllarda sağlık hizmetleri alanındaki sendikalar, dernekler ve meslek örgütleri bir araya gelerek “sağlık hizmetleri güç birliği” deneyimlerini açığa çıkarmış ve 6 Ocak 1971’de yaygın iş bırakma deneyimleri başlatmışlardır.
1980 askeri darbesi örgütlü yapıların ve hak arama mücadelesi veren tüm toplumun üstünden bir silindir gibi geçmiş olsa da işkolumuzda sendikalaşma sürekli gündemde olmuştur. 90’lı yıllara işkolumuzda çeşitli dernekleşme çalışmaları ve sendikal çalışmalar sürekli gündem olmuştur.
26 Ekim 1990 yılında Sağlık Sen (Sağlık Emekçileri Sendikası)
11 Ocak 1991 tarihinde Tüm Sağlık Sen (Tüm Sağlık Çalışanları Sendikası)
19 Şubat 1991 tarihinde Genel Sağlık İş (Genel Sağlık İşkolu Kamu Görevlileri Sendikası)
19 Ekim 1992 Sosyal Hizmet Sen Kuruldu.
Bu sendikalar işkolumuzda fiili ve meşru temelde kurulan haklar yasalardan önce gelir diyen demokratik sendikalardı. Sendikalaşma süreci elbette kolay olmadı. Sendikalarımızın kapılarının mühürlenmesi, binlerce sürgün, gözaltılar, yüzlerce işten atılma, on binlerce soruşturma ve onlarca faili meçhul cinayete rağmen öncüllerimiz bu mücadeleden vazgeçmedi ve sendikalarımızı kurdu. Bugün itibari ile işkolumuzda bulunan 42 sendika da şunu bilmelidir ki bugün sendikalar bu kadar rahat kurulabiliyorsa yukarıda adı geçen sendikaları kuran emekçilerin ödediği bedeller sayesindedir. İşkolumuzda kurulan bu dört sendika 1 Ağustos 1996 yılında birleşme genel kurulu ile sendikamız SES’i kurdular.
Sendikamız SES de, mirasını devraldığı sendikalar gibi uğradıkları hukuksuzluklara, ayrımcılık ve baskılara rağmen devletten, işverenden ve siyasi partilerden bağımsız karar alma mekanizmaları ile emekçilerin gerçek ve demokratik örgütü olmayı bugüne kadar başarmıştır. 2016 darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL sürecinde 12 bine yakın sağlık ve sosyal hizmet emekçisi gece yarısı KHK’leri ile ihraç edildi. İhraç edilenlerin 796’sı SES üyesi idi. Bunun dışındakilerin tamamı şu anda yetkili olan yandaş sendika ve devlet güdümlü sendikanın üyeleri idi. SES tüm eksikliklerine rağmen ihraçlarının üyeliklerinin devamını, seçme ve seçilme haklarının korunması yanında; maddi-manevi dayanışma, hukuksal mücadele, eylem etkinlikler ile haklarını arama yollarından vazgeçmemiştir. Diğer sendikalar ise KHK ile işlerinden haksız hukuksuz şekilde ihraç edilen üyelerinin sendikalarının kapısından dahi girmelerine izin vermemiştir.
Sendikal haklarımızı engelleyemeyen sistem bir gecede kendi güdümlü sendikalarını kurmuş ve büyütmeye çalışmışlardır. Yine 2002 yılında çok az sayıda üyesi olan yandaş sendika ise 2003 yılında AKP’nin iktidar olması ile dünyada görülmeyen örgütlenme rekorları kırmaya başlamıştır. Demokratik sendikalara karşı yandaş sendikalar; idareciler, bürokratlar, müdürler eliyle örgütlenmeye çalışmıştır. Fakat bu gün geldiğimiz aşamada sendika ve idare, işveren temsilcisi, emekçilerin temsilcisi olma ayırımları tümden ortadan kalmıştır. Hatta iktidar partileri ile yandaş ve güdümlü sendikalar bir sarmal gibi iç içe geçmişlerdir. Çünkü işkolumuzda idarecileri sendika belirlemekte, sendika yönetimlerini yöneticiler ve parti belirlemektedir. Tüm bu hukuksuzluğa ve iç içe geçmişliğe rağmen istedikleri üye sayısına ulaşamadıkları için önce sendika aidatının devlet tarafından ödenmesi kararı alındı. Sendikamız ve Konfederasyonumuzun etkili muhalefeti ile ismini değiştirip “toplu sözleşme primi yaptılar” özellikle son TİS ile birlikte emekçilerin artan tepkisi ve yaşadıkları üye kaybını gidermek için sendika üyelerine ödenen toplu sözleşme primini 500 TL’ye yaklaştırdılar. Enflasyon ve ekonomik kriz karşısında ücretleri eriyen emekçiler azda olsa bir gelir olsun diye sendika üyesi olmaya zorlanmış oldular.
2022 yılı Mayıs yetki öncesi işyerlerinde tüm idarecilerin çeşitli baskı mekanizması ve vaatlerle birlikte sendika yönetimleri ile ortak çalışarak emekçileri yandaş ve güdümlü sendikaya üye yapma çabalarını tüm iş kolu emekçileri bilmektedir. Göreve yeni atanan iş kolu emekçilerine işe başlama yazıları ile birlikte bu sendikaların üye formları doldurulmaktadır. “Herkes sendikalara üye oluyor 3 ayda bir 500 TL maaşınız artacak” gibi yaklaşımlara insanların sendikaları tanıma ve tercihte bulunma hakları da ellerinden alınıyor. 2021 yılındaki TİS masasına Hükümet ortaklarının iz döşümü gibi ortak talepler ile giden yandaş ve güdümlü sendika emekçileri baskı, mobbing, tehditler ve çeşitli vaatler ile sendikalarına üye yapmaya bu dönemde devam ettiler.
Onlar tehditle, şantaj ile üye yapa dursunlar sendikamız ise son bir yılda; 2021 Ağustos TİS öncesi yaptığımız mücadele, 2022 yılı bütçesine müdahil olmak için yürütülen mücadele, 2022 Mart sağlık haftasına kadar yapılan faaliyetler ve en son 29 Mayıs beyaz miting gibi onlarca iş bırakma, bölge mitingleri, yüzlerce iş yeri önü eylemleri ile sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin yegâne örgütü olduğunu bir kez daha göstermiştir.
O nedenledir ki SES’e üye olanlar tüm baskılara rağmen gönüllü üye olanlardır. SES üyeleri mücadele etmek için aramıza katılırlar.
Geçen yıl 19.973 ile kapattığımız üye ile kapattığımız Mayıs yetki sayımız bu yıl 25.580’e yükselmiştir. Geçen yıldan bu yıla kadar sendikamız, yönetici ve üyelerimize yönelik yaşatılan baskılara rağmen yüzde 25’in üzerinde büyümemizi sağlayan ve aramıza yeni katılan altı bin sağlık ve sosyal hizmet emekçisine teşekkür ediyoruz. Bu örgütlenmede katkısı olan her bir üyemize, aktivistimize, iş yeri temsilcimize ve yönetim kademelerinde yer alan arkadaşlarımıza Merkez Yönetim Kurulu adına teşekkür ediyoruz.
Biz de, üyelerimiz de ve iş kolundaki tüm emekçiler de biliyor ki SES’in 26 bin üyesi ile yürüttüğü mücadele 120 bin üyeye ulaşan güdümlü sendika ile 260 bin üyeye ulaşan yandaş sendikanın kat ve katıdır. 10 katımız üyesi olan sendikaların hak almada zerre kadar katkısı olmadığı gibi emekçileri sürekli geriye götüren anlaşmaların sahibidirler. İşyerlerinde çalışan ve zorunlu üye olan her bir emekçi bunu bilmektedir.
Emekçiler gerçek örgütlerinin SES olduğunu bilmektedir. Üye olmasa da ya da başka sendikaya üye bile olsa SES’in eylem etkinliklerine katılım göstermektedirler. Çünkü SES’e güvenmektedirler. Bu destek üyeliklere de son bir yıl içinde daha fazla yansımıştır.
Şimdi yandaş ve güdümlü sarı sendika yüklerimizden kurtulma ve SES’i daha fazla büyütme zamanıdır. Şimdi SES’li olma zamanıdır.
Tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine sevgi ve saygıyla… 03.06.2022
MERKEZ YÖNETİM KURULU