Mayıs ayı resmi enflasyon verileri açıklandı. Siyasi iktidarın aparatı haline gelen TÜİK vasıtası ile açıklanan verilere göre resmi enflasyon, Ali Cengiz oyunları ile takla attırılan rakamlara rağmen son yirmi beş yılın en yüksek seviyesine çıkmış bulunuyor.
Halkın, emekçilerin yaşadığı gerçek enflasyon ise en hız kesmeden devam eden zam sağanağı ile TÜİK verilerini katlamaya devam ediyor.
Yaşanan gerçek enflasyonun en az %130 olduğu mevcut koşullarda tüm işçiler, asgari ücretliler, emekliler gibi kamu emekçileri olarak bizler de hakkımız olanı istiyoruz. Tüm kamu emekçilerini insanca yaşamaya yetecek bir maaş için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.
Resmi Enflasyon Son 25 Yılın Rekorunu Kırdı!
Bugün Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre enflasyon Mayıs ayında; aylık % 2,98 beş aylık % 35,64, yıllık ise % 73,5 artmıştır.
Ulaştırma enflasyonundaki artış yıllık %107,62 olurken özelikle kamu emekçileri olarak aralarında bizlerinde bulunduğu dar gelirli tüm kesimler için en önemli kalem olan gıda enflasyonu ise yıllık %91,63’e tırmanmıştır.
Bugün açıklanan yıllık %73,5 oranlı enflasyon 1997’deki %99,09 yıllık enflasyonundan bugüne son 25 yılda ulaşılan en yüksek resmi enflasyon rakamıdır. Üstelik bu rekor; halkın maruz bırakıldığı gerçek hayat pahalılığı ile ilgisi olmayan masa başı sanal rakamlarına, enflasyonu düşürmek için başvurulan hilelere rağmen kırılan bir rekordur.
Nitekim 6 milyon kamu emekçisine ve emeklisine Temmuz ayında ödenecek olan altı aylık “enflasyon farkını” düşük tutmak için her yıl oynan oyun tekrar sahneye konmuştur. Zamların hız kesmeden sürdüğü koşullarda aylık enflasyon sadece %2,98 artışla sınırlanmış, “enflasyon beklentilerin altında kaldı, memurların enflasyon farkı %28’e çıktı ” manşetleri atılmıştır.
Zam Sağanağı Devam Edecek!
Bugün açıklanan TÜİK verilerine göre sadece tüketici enflasyonu değil, üretici enflasyonu da rekor üstüne rekor kırmaktadır.
Üretici Enflasyonu (Yİ-ÜFE) aylık %8,76, yıllık %%132,16 artmıştır.
Elektrik-Gaz-Buhar ana kaleminde yıllık üretici enflasyonu tam %360,3, enerji ana kaleminde ise tam %300,16 artmıştır. Üretici enflasyonundaki bu olağanüstü artış tükettiğimiz her şeyin önümüzdeki günlerde daha zamanlaması demektir.
Halkın, Emekçilerin Enflasyonu Çok Daha Yüksek!
KESK olarak en başından beri TÜİK vasıtası ile açıklanan resmi enflasyon verileri ile çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyon arasındaki uçuruma dikkat çekiyoruz.
En çok tükettiğimiz ürünlerden sadece bir kısmına yer verebildiğimiz aşağıdaki tablo son bir yılda yapılan zamlar sonucu yaşanan gerçek enflasyon ile resmi enflasyon arasındaki uçurumun gün geçtikçe daha derinleştiğini ortaya koymaktadır.
Çözüm Hiçbir Kamu Emekçisinin Yoksulluk Sınırı Altında Kalmaması İçin Birlikte Mücadelede!
Hem yukarıdaki tablo hem de bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAGRUP) bugün açıkladığı aylık %5,46 yıllık %160,76 enflasyon verileri TÜİK resmi enflasyonun gerçek hayat pahalılığını yansıtmaktan çok uzak olduğunu fazlası ile ispatlamaktadır.
Araştırma birimimiz KESK-AR verilerine göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 6 bin 74 TL’ye, yoksulluk sınırı ise 19 bin 785 TL’ye ulaşmıştır.
Buna göre:
- Bugün itibari ile ortalama 4 bin 674 TL olan ortalama kamu emekçisi emeklisi maaşı çoktan açlık sınırı altında kalmıştır.
- 623 TL olan ortalama kamu emekçisi maaşı ile açlık sınırı arasındaki makas kapanmıştır.
- 6 milyon kamu emekçisi ve emeklisi yıla sadece %7,5 maaş artışı ile başlamıştır. Beş aylık resmi enflasyon % 35,64 olsa da halkın aynı dönemde yaşadığı hayat pahalılığı en az %70’tir.
Tüm bunlara rağmen siyasi iktidar 6 milyon kamu emekçisine ve emekliye Temmuz ayında verilecek “enflasyon farkını” düşük tutmanın, rakamlara takla attırmanın derdindedir. Oysa gittikçe ağırlaşan koşullarda “Memura müjde, şimdiden %28 enflasyon farkı alacaklar” safsatalarının hiçbir karşılığı yoktur.
Öte yandan kimi “sendikacıların” ağır tablodan çıkış yolu olarak Eşel Mobil sistemine geçilmesini, yani maaşların aylık ya da üç aylık resmi enflasyona göre artırılmasını önermesini şaşkınlıkla izliyoruz.
Oysa yaşadığımız gerçek enflasyonun resmi enflasyonu katladığı mevcut koşullarda söz konusu sistemi önermek daha baştan kaybetmeyi kabullenmek, maaşlarımızın sanal rakamlara göre artırılmasına razı olmak demektir.
Hem “resmi enflasyon rakamları gerçekçi değil, enflasyon oranında zam sıfır zamdır” gibi doğru cümleler kurup hem de maaşların aylık resmi enflasyon oranlarına göre artırılmasını talep etmek milyonlarca emekçiye ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışmaktan öteye geç(e)memek demektir.
Çözüm kamuda en düşük maaşın yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmasından geçmektedir.
Bunun için;
- Eşi çalışmayan, iki çocuklu, en düşük maaşı alan kamu emekçisinin geliri maaşının yansı sıra eş ve çocuk yardımı, kira yardımı, ulaşım yardımı, yiyecek yardımı, ikramiye, yakacak yardımı gibi kalemlerde artışlarla bugün 19 bin 785 TL yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır.
- Tüm tüketim maddelerine yapılan zamlar geri alınmalı, KDV tamamen kaldırılmalıdır.
- Tükettiğimiz her şeye zam olarak yansıyan akaryakıt ürünlerinde ÖTV ve KDV sıfırlanmalıdır.
- Halkın, emekçilerin cebinden alıp, beşli çeteye, yandaşlara aktarmanın aracı olan Kamu Özel İş birliği Projeleri, Döviz Garantili İhaleler sonlandırılmalıdır.
Hangi sendikaya üye olursa olsun, ya da bir sendikaya üye olmasın, tüm kamu emekçilerini insanca yaşamaya yetecek bir maaş talebine sahip çıkmaya, emeğin haklarını korumak için birlikte mücadele etmeye, “Gerçek Sendikacılığın Evinde” KESK’te birleşmeye davet ediyoruz.
KESK Yürütme Kurulu