Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlık emekçilerinin tüm ülkede yükselen hak taleplerine karşı şöyle demişti; “Giderlerse gitsinler!”, ardından da ekledi, “asistan doktorlarımızla biz bu yola devam ederiz”

Bugün 5 Nisan Asistan Hekimler Günü. Asistan hekimlerin gününü kutluyor, eğitim hakları ve insanca yaşamak için verdikleri mücadelenin yanında olduğumuzu belirtiyoruz.

Sağlıkta dönüşümle birlikte kışkırtılan sağlık talebine cevap olmaya çalışırken bir taraftan da yetersiz sayıda bulunan idari personellerin işlerini de sırtlanan, 36 saate varan nöbetlerle kimi kliniklerde ayda 15’e varan nöbet tutan, iki güne bir evlerine sadece uyumaya gidebilen gencecik hekimlerin hevesleri de hayatları da kırılıyor, karartılıyor. İnsani olmayan bu koşullarda maalesef eğitim de olmuyor. Uzmanlık eğitiminde yeterli eğitim alamadan köle gibi çalıştırılan asistan hekimler bu düzene itiraz ettiklerinde ise mobinge uğrama kaygısı taşıyor.

Öncelikli görevi uzmanlık eğitimi olması gereken asistan hekimler angaryayla tüketiliyor. TUS’ta cerrahi branşlar ve nöbet yoğunluğu fazla olan dahili branşların puanları hızla düşüyor, kontenjanlar boş kalıyor. Hekimler ya istifa ediyor, tekrar TUS çalışıp nöbeti az olan bölümlere geçmeye çalışıyor ya da hayatını yurtdışında kurmanın peşine düşüyor. Genç hekimleri bu sıkışmışlıkla baş başa bırakan idarecilerin ısrarla bu sorunu görmezden gelmesi demek ülkenin, toplumun, sağlık sisteminin iyiliğini istememek demektir. Eğitim adı altında angarya çalıştırılmaya son verilmelidir. Asistan hekimlerin biricik ve vazgeçilmez görevi uzmanlık eğitimidir. Nitelikli uzmanlık eğitimi verilmelidir.

Ancak Cumhurbaşkanının sözleriyle de cisimleştiği gibi günümüzde asistan hekimler ucuz iş gücü olarak görülmektedir. Yeterli eğitim alamayan, kışkırtılmış sağlık talebiyle korkunç boyutlara ulaşmış iş yükünün altında ezilen, yönetmeliğe göre 3 günde 1’den daha sık nöbet yazılamaz denilmesine rağmen 36 saate varan nöbetler tutturulan ve nöbet ertesi izinleri gasp edilen, şiddete maruz bırakılan asistan hekimlerin çalışma koşulları ölüme sebep oluyor. Melike Erdem, Ece Ceyda Güdemek, Emre Bakırlı, Mustafa Yalçın ve Ankara Şehir Hastanesi’nde Kadın Doğum Kliniği’nde asistan hekim olarak çalışmakta iken nöbet ertesi geçirdiği kazada hayatını kaybeden Dr. Rümeysa Şen ve adını bile duyamadığımız pek çok can, hevesle, istekle başladıkları mesleklerinin henüz başında, hayatlarının baharında ölüme sürüklendiler.

Asistan hekimler artık bu duruma yeter diyor. Beyaz yürüyüşe, 15 Aralık, 8 Şubat, 14-15 Mart iş bırakmalarına çok güçlü asistan hekim katılımı oldu, üstelik bu katılım görevleri olan eğitimi vermekten imtina eden kimi hocalarının greve katıldıkları koşulda cezalandırma tehdidine rağmen gerçekleşti. Çünkü asistan hekimler haykırıyor; böyle gidemez, bıçak kemikte.

Asistan Hekimler;

İnsanca mesai saatleri,

Nöbet ertesi izin hakkı,

Nitelikli uzmanlık eğitimi,

Hastanelerde can güvenliğinin sağlanması,

Mobbing, baskı ve atamalarda güvenlik soruşturmaları vb isimler adı altında baskıya son verilmesi,

Performans sisteminin kaldırılarak yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret,

Taleplerinin bir an önce gerçekleştirilmesini istiyorlar. Ve ekliyorlar; “bizler bu topraklarda hekimlik yapmak için beyaz önlüğü giyenler, hiçbir yere gitmiyoruz, buradayız, bu yolu düzeltmeye, mesleki onurumuzla, halk sağlığını önceleyen bir sağlık sistemi için mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız.”

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]