Bugüne kadar sağlık emek ve meslek örgütleri olarak kamuoyuna ve basına yapmış olduğumuz açıklamalar dikkate alınmamıştır. Sağlık Bakanı’nın başarı tablosu olarak sunduğu tabloda Türkiye halen karalara bürünmüştür. Pandeminin üçüncü yılı dolarken, günlük yaklaşık 60 bin COVID-19 olgusu ve 200 ölüm görülmektedir. Pandeminin baskılanmaya çalışılmasında, bir taraftan bağışıklama sağlanırken diğer taraftan maske-mesafe-havalandırma önlemlerinin uygulanması halen tek çıkış yolumuzdur. Pandeminin başlangıcından bu yana, Sağlık Bakanlığı pandemiyi iyi yönetememiştir. Filyasyon, izolasyon, tanı ve tedavi süreçleri ve nihayet aşılama süreçlerinde meslek örgütlerinin ve bilim insanlarının görüşlerine kulak tıkanmıştır. Başından bu yana gerçekleri yansıtmayan Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 14 milyonun üzerinde yurttaşımız hastalıktan etkilenmiş, 94 binin üzerinde yurttaşımız COVID-19 nedeniyle yaşamını kaybetmiş, 550 sağlık çalışanı salgınla mücadelede hayatını kaybetmiştir.
Ülkemizde, COVID-19 pandemisinin resmen ilan edilmesinin üçüncü yılına girmek üzereyiz. Salgının başından itibaren filyasyon uygulamasındaki yetersizlikler, izolasyon önlemlerinin alınmaması, toplumsal hareketliliğin yeterince düzenlenmemesi, tanı testlerinin yeterince yaygın yapılmaması ve bağışıklık sağlamadaki gecikmeye bağlı olarak yaşanan sorunlar sürerken, diğer ülkelerde ortaya çıkan endişe verici varyantlar ülkemize hızla ulaşmakta ve yayılmaktadır. Hızla yayılan Omicron varyantının son varyant olmayacağı aşikârdır. Aşılama politikalarında küresel bir başarı elde edilememiş, dünya nüfusunun sadece %50 kadarı bağışıklanabilmiştir. Bu da yeni varyantların ortaya çıkmasının en önemli nedenidir.
Diğer ülkelerin önlemlerinde gevşetme örnekleri Türkiye için uygun değildir. Türkiye’de inşaat çılgınlığı ile yapılan yeni binalar havalandırma bakımından çok yetersizdir, test sayıları yetersizdir ve hastaların izolasyonu yeterince yapılmamaktadır. Resmi verilerde üç doz aşılama yapılan nüfus %35 oranındadır. Aşıların etkisinin zamanla azalıyor olması ve Omicron’un bağışıklıktan kaçabilme özelliği nedeniyle hatırlatma dozlarının yapılması çok önemli hale gelmiş ancak bu konuda da gerekli hedefe ulaşılamamıştır. Bilimsel açıdan gerekli hatırlatıcı dozunu, zamanı gelmesine rağmen yaptırmayan kişi sayısı 25 milyondan fazladır. HES kodunun kaldırılması bulaştırıcılığı olan bireylerin toplumla temasını artıracak, COVID-19 olgu sayılarını ve ölümleri artıracaktır.
Tüm veriler bir arada değerlendirildiğinde, 02.03.2022 tarihinde Sağlık Bakanı tarafından açıklanan gevşetmeler, esas olarak COVID-19’a bağlı ölümleri ve olguları artıracaktır. Ülkemizde salgından korunma önlemlerinin yetersizliğinden dolayı zaten her gün yüzlerce önlenebilir ölüm yaşanırken; şu anda aşılama oranı iyi olan ülkelerin aldığı kararlar emsal gösterilerek, tüm önlemlerin dayanağı olmadan kaldırılması bilimsel değildir. Kaldı ki Sağlık Bakanı’nın açıklamasından Bilim Kurulu’nun tümünün bu kararlara katılmadığı anlaşılmaktadır.
Zaten yanlış politikalarla yönetilen pandemi dönemi; bu gevşemelerle korunmasız hedef haline gelen sağlık emekçilerini daha çok vuracak ve yaşamlarını kaybetmelerine neden olacaktır.
Uyarılarımıza rağmen bu yanlış kararları alanlar ve uygulamaya koyanlar ölümlerden sorumlu olacaktır.
Türk Tabipleri Birliği
Türk Dişhekimleri Birliği
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası
Türk Hemşireler Derneği
Türk Psikologlar Derneği
Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği
Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği