BASINA VE KAMUOYUNA
Değerli sağlık emekçileri, emek dostları ve sesimize ses olan basın emekçileri, hepinizi sendikamız SES adına saygıyla selamlıyorum.
Her zaman olduğu gibi basın açıklamamıza can verirken canından olan, pandeminin başından bugüne kadar hayatını kaybeden 550 sağlık emekçisi arkadaşımızı anarak, tedavi altında olanlara da acil şifalar dileyerek başlamak istiyoruz.
Cumartesi günü sabaha karşı 4 sularında görevi başında bu hastanede, bu acil serviste şiddete uğrayan arkadaşımıza da hepinizin huzurunda bir kez daha geçmiş olsun diyoruz.
Bugün burada hangi sendika, oda, dernek adına ya da hangi pankartın arkasında durduğumuzun hiçbir önemi yok. Bugün buraya biz hepimiz sahada aktif olarak çalışan sağlık emekçileri olarak şiddete uğrayan arkadaşımızın yanında olduğumuzu göstermek için bir araya geldik. Bu günlerde susanlar bir daha hiç konuşmasın çünkü artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Sağlıkta şiddet biz sağlık emekçilerinin en büyük sorunu olmuştur. Artık sen ben demeden, unvanına, mesleğine bakmadan, farklı adlar ve meslekler adı altında çalışsak da hepimizin sağlık emekçisi olduğu bilincine vararak, ortak olan sorunlarımıza ortak refleks göstererek tepki koymamızın zamanı geldi de geçiyor bile. Birleşe birleşe kazanacağız. Bizlere şiddet uygulayanlar unvanlarımıza, mesleklerimize, sendikalarımıza bakmıyorlar. Bundan dolayıdır ki bizim de, biz sağlık emekçilerini bölüp parçalamaya yönelik söylem ve eylemde bulunanlara itibar etmeden ortaklaşa hareket etmemiz lazımdır.
Sizlere az önce arkadaşımızın bu hastanede, bu acil serviste şiddete uğradığından bahsettim. Aynı zamanda bu hastane, bu acil benim de görev yaptığım yerdir ve A.İlhan Özdemir bakanlığında açıkladığı üzere Türkiye’de en yüksek vaka sayısına sahip iller arasında yer alan Giresun’da pandemi hastanesi olarak da hizmet vermektedir. Yani sağlık emekçisi arkadaşımıza saldıranlar, en zor anında buraya gelerek tıbbi yardım almak isteyenlerin öyle ya da böyle tedavi olma hakkına da saldırmışlardır. Bundan dolayı sağlık emekçilerine yönelik şiddete de en başta sağlık hakkı engellenen halkımızın karşı çıkması gerekmektedir.
Hemşire arkadaşımızı kimin darp ettiği, o, bu, şu olmuş çok da önemli değil zaten. Önemli olan görevi başında bir sağlık emekçisinin şiddete uğramasıdır. Failler yakalanır, asıl önemli olan sorunu kökünden çözmektir. Oysa çözüm gayet basittir. Sağlık emekçilerine şiddet uygulayanlara yönelik cezaların arttırılması ve herkese ayrımsız uygulanmasıdır. Mevcut haliyle verilen cezalar tutuklama sınırının altında kaldığından, şiddet olaylarında saldırganlar eğer yeterli kamuoyu baskısı yaratılamamış ise tutuksuz yargılanmaktadır. Talebimiz gayet basit ve de nettir. Sağlık emekçilerine yönelik şiddet olaylarında cezaların arttırılarak, tutuklamaların zorunlu hale getirilmesidir.
8 Şubatta yine bu hastanenin önünde basın açıklaması yaparak İstanbul’da çalıştığı Aile hekimliğinde başından silahla vurularak öldürülen Ömür hemşireden bahsettik, Ankara’da bıçakla uğradığı saldırı sonucu cerrahlık yapması tehlikeye giren ve istifa eden Dr. Ertan İskender’den bahsettik, 6 aylık hamile olmasına rağmen ve kendisine saldıranlara ‘ Durun ben hamileyim ‘ demesine rağmen darp edilen Gülhan hemşireden bahsettik, Urfa’da darp edilen hemşirelerden, Denizlide hastanede odaya kilitlenerek darp edilen doktorlardan bahsettik, peki bahsettik de ne oldu ? 8 Şubattan bu yana Gebze Fatih Devlet hastanesinde 5 sağlık emekçisi darp edildi ve 2 hemşirede kafa kırıkları ile travmalar oluştu, Ümraniye Eğitim Araştırma hastanesinde bir doktorun burnu kırıldı, Haseki Eğitim Araştırma hastanesinde 30 bin dolarlık tomografi cihazına silah ile ateş ettiler, Karabük eğitim araştırma hastanesinde bir hekim hakkında soruşturma açılınca intihar etti, Antalya’da doktor darp edildi, bir sene önce Covid-19 dan ölen bir hekimin telefonu ilçe sağlık müdürlüğü tarafından aranarak greve katılıp katılmadığı sorgulandı, Ankara eğitim araştırma hastanesinde Dr Ebru Ergin hastasından ilacını yazmak için raporunu istemesi yüzünden kafası birçok kez masaya ve duvara vurularak darp edildi. Zanlı ise sosyal medya baskısı ile ancak tutuklanabildi. Akhisar Devlet Hastanesinde nöroloji uzmanı kolluk kuvveti gözetiminde bulunan tutuklu tarafından darp edildi ve 5 gün önce Bingöl’de göğüs hastalıkları uzmanı Dr Ali Durmaz hasta ve yakınları tarafından darp edilerek yerde tekmelenmesinden sonra istifa etti. Ve son olarak Cerrahpaşa’da Dermatoloji kliniğinde görevli hekimler darp edildi.
Sağlık emekçilerinin sorunları basit ve de nettir. Tıpkı çözümlerinin de olduğu gibi. Sorunlarımız Sözlü ve fiziki şiddet, yanlış kurgulanmış malpraktis yasası, yetersiz maaşlar, emekliliğe yansımayan ve düzensiz ve nerdeyse artık hiç olmayan ek ödemelerdir. Aşırı hasta yükü hariç istense diğerleri 1 günde çözülebilecek sorunlardır. Buradan sağlığı yönetenlere SES’leniyoruz. Biz sağlık emekçileri yaşamak ve yaşatmak istiyoruz. Sağlıkta şiddeti önleyecek etkin bir yasanın çıkarılması en öncelikli talebimizdir.
Son olarak da sağlık emekçisi arkadaşlarımıza seslenmek istiyoruz. Biz sağlık emekçileri etten kemikten insanlarız ve acı çekiyoruz. Yaşam hakkımız elimizden alınıyor, ürettiğimiz bütün iyilikler elimizden alınıyor. Biz sağlık emekçileri buna sahip çıkmak zorundayız. Geleneğimiz, varlığımız yok edilmek isteniyor ve biz sağlık emekçilerinin bunu anlayıp karşı çıkması gerekiyor. Burası bizim, bu hastaneler, bu aciller bizim.
SES’iniz olsun.
Bir SES çıkarın.
Katılımınızdan dolayı herkese çok teşekkür ederiz.