Birinci basamak sorun yumağına dönmüş durumdadır ve emekçilerin sorunları da her geçen gün artmaktadır. En başından beri yaptığımız ikazların haklı çıktığını üzülerek görmekteyiz. Birinci basamak alanında yumak haline gelmiş sorunları yapılan her mevzuat değişikliği çözmek bir yana daha da içinden çıkılmaz hale getirmektedir. Üstelik bunca sorunu çözmeye değil arttırmaya yönelik adımlar atılmakta, son çıkarılan yönetmelikle Aile Sağlığı Merkezi çalışanları cezalandırılmaktadır.
Birinci basamak sağlık hizmetleri kötüye gitmekte, sağlık emekçileri daha fazla sömürülmektedir;
- Sağlık emekçilerin çalışma koşulları kötüleşmiş, iş güvencesi her yıl yenilenip yenilenmeyeceği belirsiz olan sözleşmeye dayalı istihdamla ortadan kalkmış, iş yükü ve şiddet tehdidi, bütün bunlara bağlı olarak da emekçiler açısından kendini değersiz hissetme duygusu artmıştır. Bireysel ve tek taraflı sözleşmelerle ücretlerin ve çalışma süresinin belirlenmesi ücret ve iş güvencesizliği yaratmaktadır. Ceza puanına bağlı sözleşme feshi ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Yine kamu dışı sağlık emekçisi istihdamı bu kişilerin hemen her durumda işinden olma kaygısı yaşamasına sebep olmaktadır. Öyle ki hastalık ve doğum izni kullanmaktan bile imtina edilir hale gelinmiştir.
- Ücretler giderek erimektedir. Ekonomik krizin kendini iyiden iyiye hissettirdiği günümüzde kamuya ait olmayan ASM’lerin kiralarında dudak uçuklatan yükselmeler olmasının yanında sarf malzemelerde de yine enflasyon oranında artış söz konusuyken cari ödemelerdeki artış memur maaş zammıyla aynı oranda kalmakta, göreli olarak gelirlerde azalmaya yol açmaktadır. Dahası cari ödemelerin sık sık geç ödenmesi/ödenmemesi sorunu da yaşanmaya başlanmıştır. Özel mülkler için talep edilen yüksek kira ücretleri sağlık hizmeti sunumuna elverişsiz, personel dinlenme alanına sahip olmayan yerlerin kiralanmasına neden olmaktadır. Aile Hekimleri sağlık hizmetini yerine getirmekten çok sınırlı imkanlarla standart yakalamaya ve korumaya çalışan işletmecilere dönüştürülmektedir. Asgari ücrete yapılan zamla birlikte hekimlere biçilen işveren rolü de sorgulanmaya açılmış, hekimler hiç istemeseler de kendilerini böyle bir cenderenin içinde bulmuş durumdadır. Tüm giderlerin, bina kiralarının ve emekçilerin ücretlerinin genel bütçeden karşılandığı kamusal bir ödeme sitemine dönülmelidir.
- Çalışanlar izin kullanımı konusunda sorun yaşamaktadır. Yerine başkasını bulma görevi Aile Sağlığı Merkezi çalışanının kendi sorumluluğundan çıkarılmalı, en temel hak olan dinlenme hakkını kullanmak ücret kaybına neden olmamalıdır. İzin kullanımı ASM’lerin tümünde ancak özellikle tek birimli olanlarda ciddi bir sorun oluşturmaktadır. Bununla birlikte son çıkarılan ceza yönetmeliğiyle birlikte entegre kurum çalışanları “geçerli mazaretleri olsa bile” izin kullanamaz hale getirilmişlerdir.
- İş yükünün büyük bir kısmını prosedürlerin tamamlanması oluşturmaktadır. Her türlü rapor düzenleme işinin ASM’lere verilmesi iş yükü artışının yanında görev-yetki karmaşasına neden olmaktadır. Bütün bunlar yetmezmiş gibi son çıkarılan ceza yönetmeliğinde getirilen yeni sorumluluklar iş yükü altında ezilen ASM’lere ek yükler getirmektedir. Bir hekim ve bir aile sağlığı çalışanından ibaret olan ekip her geçen gün yenisi eklenen görevlerin yükü altında ezilmektedir. İş yükü yoğunluğu nedeniyle koruyucu sağlık hizmetleriyle ilgili görevlerin tümü aile sağlığı çalışanı tarafından yürütülmektedir. Görev tanımlarının net olmaması sağlık emekçilerinin meslekleri dışında çalıştırılmasına yol açmakta, mesleğin değersizleşmesine, az kişiyle çok işin kotarılmasına neden olmaktadır. Yine iş yükünün fazlalığı ve görev tanımlarındaki belirsizlikler çalışma barışını bozmakta, TSM ile ASM arasında, aile hekimi ile aile sağlığı çalışanı arasında gerilimlere sebep olmaktadır. Denetim gibi yönetsel işlemlerin eğitim değil cezalandırma temelli olması, cezaların iş güvencesini belirlemesi bu gerilimleri beslemektedir.
Yanlıştan dönülmeli, birinci basamak alanı aşağıdaki önerilerimiz doğrultusunda yeniden düzenleyen adımlar atılmalıdır:
- Birinci Basamak Sağlık Hizmetlerin toplum yönelimli ve bölge tabanlı sunulmalıdır.
- Koruyucu sağlık hizmetlerin tüm giderleri kamudan karşılanmalıdır. ASM giderlerinin cari hesaplar kaleminden değil bütçeden karşılanmalıdır. ASM’lerin tümü uygun standartlarda ve donanımda kamu binası olarak yapılmalıdır.
- Mobil hizmetler için kamu tarafından, uygun mekan temin edilmeli, kamu tarafından araç tahsisi yapılmalıdır.
- Yaz-boz tahtasına dönüşmüş olan mevzuatlar tartışmaya açılmalı ve toplumun ve sağlık emekçilerin örgütlerinin görüşleri bu tartışmalarda önemsenmelidir. Mevzuat yeniden düzenlenmelidir.
- Emekçilerin kadrolu, iş güvenceli istihdamı sağlanmalı, kamu dışı emekçiler kadroya alınmalıdır.
- Birinci basamak ekibi genişletilmeli, bölge ve nüfusun özelliklerine göre belirlenen sayıda sağlık emekçisi istihdam edilmelidir.
- Nüfus ve performansa dayalı ücretlendirme yerine emekliliğe yansıyacak temel ücret uygulaması hayata geçirilmelidir.
- Birinci basamak sağlık emekçilerin taleplerine yönelik toplu sözleşme hazırlanmalı, tüm sağlık ve sosyal hizmet alanı için yapılan toplu iş sözleşmesinde birinci basamağa özgün yer verilmelidir.
- Denetim ve izlemelerin birincil amacı hizmet içi eğitim hedefi olmalıdır.
- Sağlık emekçilerinin karar mekanizmalarına katılımı sağlanmalıdır.
- Birinci basamak gerektirdiği tüm hizmetleri sunabilecek genişlikte bir ekipten oluşmalı; tüm sağlık emekçileri kadrolu (4a) istihdam edilmeli ve ücretlendirmesi de emekliliğe yansıyacak temel ücretle olmalıdır. Çalışma koşulları ve ücretler toplu sözleşme ile belirlenmelidir.
- Sağlıkta şiddeti önleyecek etkili bir yasa düzenlenmelidir.
Halk ve işkolu emekçileri açısından nasıl bir sağlık sistemi olması gerektiğini defalarca ifade ettik. Bu konuda sendikamızın ve iş kolundaki emek meslek örgütlerinin yaptığı onlarca çalıştay/kurultay sonuçlarını yetkililer ile paylaştık. Bu sistemin değişmesi gerektiğine dair yılardır mücadele yürütüyoruz. Sadece 1. Basamak sağlık hizmetleri değil bütün sağlık hizmetlerinde kriz yaşanmaktadır. Bu nedenle başka bir sağlık sistemi mümkün diyoruz. Bu mücadeleyi sonuç alıncaya emekçilerin ve halkın örgütlü kurumları aracılığıyla hizmetlerin üretilmesinden sunulmasına kadar karar alma mekanizmalarında yer aldığı bir sistem oluşturuncaya kadar devam ettireceğiz. 17.02.2022
Merkez Yönetim Kurulu