KESK Urfa Şubeler Platformu açıklama yaparak 21 Eğitim-Sen’linin ihraç edilmesini protesto etti.

Şubeler Platformu adına açıklamayı yapan Dönem Sözcüsü Urfa Şube Eş Başkanımız Eylem Salar şöyle konuştu: “Son 20 yıldır faşist iktidara dayalı tekçi, otoriter, şiddet ve savaştan beslenen politikaları ile siyasi iktidar ülkede siyasi, ekonomik ve toplumsal alanda derin bir kriz sarmalı yaşatmaktadır. Ülkede egemen güçler, bir avuç yandaş kesim dışında, halk ekonomik ve düşünsel boyutta nefes alamaz hale getirilmiştir. Politikaları ile ırkçılığı körükleyen, halkları kutuplaştıran, kamplaştıran, fetih zihniyetiyle dış politika üreten, hegemonik siyaset tarzı ile iktidar, ,emekçilerin, kadınların, gençlerin, esnafın, çiftinin, işçilerin kısacası halkın ihtiyacı olan adalet, demokrasi, barış ve ekonomiyi güçlendirmeye yönelik hiç bir adım atmamakta, politika üretmemektedir. Sömürü, hukuksuzluk, haksızlık üzerine kurulu yönetimlerini baskı ve zora dayalı uygulamalarla ayakta tutmaya çalışan iktidar, hem içeride hem dışarıda kaybettiğini, artık tutunamadığını, gidici olduğunu bildiği için muhalif kesim üzerinde faşizm denilecek boyutta tek adam rejimi ile baskı kurmakta, yönetememe krizi derinleştikçe de saldırıları artırmaktadır. Bizleri, aydınlıktan, demokrasiden, kimliklerimizden, inançlarımızdan, seküler yaşamdan, farklılıklarımızdan vazgeçirip iktidara biat eden kullara dönüştürmeyi, hayatımızın her huzmesini karanlığa boğmak isteyen, yobaz zihniyetle kuşatılmasına seyirci kalmamızı istiyorlar. Darbe girişiminden bu yana ülkede düşünce ve ifade özgürlüğü atılan bir tweetin bile terör örgütü propagandası kapsamında ele alınıp dava konusu haline getirilmesine varmıştır. Ülkede neredeyse soruşturma, kovuşturma altında olmayan, hapis cezası almayan dernek ve parti yöneticileri, haklarında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararının olmadığı kişi kalmamıştır. 5 yıldır emek örgütleri, sivil toplum kuruluşları kent alanlarını demokratik hakları olan miting ve basın açıklamaları için kullanamamaktadırlar. İktidar ve yereldeki kamu yönetimi, basın açıklamalarımızı bile belirlediği yerde ve belirlediği sayı ile yapmamızı istemektedir. Siyasi iktidar, Ülkede kamu emekçilerinin ekonomik ve demokratik haklarını savunan, sendikal hak ve özgürlük mücadelesi veren KESK’e karşı öfkesini yönetici, aktivist ve üyelerine yönelik gözaltı, tutuklama, ihraç uygulamaları ile çıkarmakta KESK i ve bağlı iş kollarını hedef haline getirmektedir. Bu bağlamda 6 Kasım 2020 tarihinde Diyarbakır da gözaltına alınan 29 eğitimsen yönetici, aktivist ve üyeleri daha ifadeleri bile alınmadan basına servis edilen haberlerle gazetelere atılan manşetlerle hedef haline getirilmiş, yalan yanlış haberlerle algı oluşturulmak istenmiştir. Nitekim bu asılsız medya saldırısına rağmen arkadaşlarımız hukuken de sendikal faaliyetlerin suç sayılamayacağı kararıyla beraat edildiler. Ancak yerel kamu yönetici ve bazı kesimlerin ortak çalışmaları ile idari olarak, arkadaşlarımız hakkında dosyalar oluşturularak Ankara ya OHAL in fiili devamı olan 375 sayılı KHK’nin geçici 35. Maddesi kapsamında yürütülen komisyona ihraç istemiyle gönderilmiştir. Aradan geçen bir yıl sonunda 21 arkadaşımız 29 Kasım 2021 tarihinde bu komisyon tarafından ihraç edilmiştir. Arkadaşlarımızın ihraç gerekçesi olarak, Türkiye tarihinin en kanlı katliamı olan Ankara Gar katliamını protesto etmek, evinde bilgisayarında, Kürtçe müzik dinlemek, okuduğu dergi ve kitaplar, ihraç arkadaşlarla telefon görüşmesi yapmak, savaşa karşı barışı savunmak, kadın çalışmaları, kentte yapılan sendikal ve demokratik eylemlere katılım sağlamaktır. Bu gerekçelerle ihraç edilen arkadaşlarımızın dosyaları ortak bir çalışma, operasyon siyasi ve ideolojik kararla sonuca bağlanmıştır. Konfederasyonumuzun siyasi ve ekonomik krize karşı mücadele programlarını hayata geçirdiği ve üye artışlarının yoğun olduğu dönemlerde bizlere yönelik gözaltı, tutuklama, ihraç ve mobbing gibi baskı yöntemlerinde artışın yaşanması tesadüf değildir. Bu son ihraçların ve barış akademisyenlerine toplu olarak verilen red kararlarının bilinçli ve planlı bir şekilde yapıldığını biliyoruz. Ağırlıklı olarak geçmişte ya da şuanda şube yöneticilerinin, aktivistlerin seçilip cezalandırılması, çoğunluğu Eğitim-Sen üyesi olan barış akademisyenlerine ilişkin komisyon tarafından hukuka ve anayasaya aykırı bir şekilde red kararlarının verilmesi KESK’e yönelik bir saldırının, sindirmenin planlı bir şekilde yürütüldüğünü açıkça göstermektedir. AKP ve ittifakı, KESK’i, kendi belirlediği sınırlar içerisinde hareket etmeye, gölgesinde ve uzantısı olarak sendikacılık yapar hale getirmeye çalışmaktadır. Büyük bir yanılgı içerisinde olduğunu belirterek biz KESK’lilerin Encümeni Muallimden, TÖS’ten, TÖB-DER’den, EĞİT-DER’den aldığımız mirasın sorumluluğu, bilinci ve kararlılığıyla yürüdüğümüzü, askeri darbelerin karanlığını yırtarak bugüne gelmiş, sivil darbelerin de en koyu karanlığını yırtarak yarına ulaşma iradesine ve gücüne sahip olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz. Önümüze çıkarılan tüm engellere, baskılara, kuşatmalara dimdik ayakta kalmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz. Emeğin, barışın, kardeşliğin dünyasını inşa edip çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakma mücadelesi vereceğiz. Faşizme karşı demokrasiyi, savaşa karşı barışı, gericiliğe karşı laikliği, ırkçılığa ve şovenizme karşı emeğin birliği ve halkların kardeşliği için fiili ve meşru mücadele etmeye devam edeceğiz. KESK in haklı mücadelesine gölge düşürmeye yönelik keyfi uygulamalar son buluncaya, 35. madde kapsamında yürütülen komisyon kapatılıncaya ve tüm ihraç arkadaşlarımız geri dönene dek mücadelemiz kesintisiz devam edecektir. Tüm kesimleri haksızlığa, adaletsizliğe karşı yürüttüğümüz mücadelemize destek olmaya çağırıyoruz.”

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]

×