Amed Sağlık Platformu: Sağlıkta Şiddete Karşı Etkin Yasa ve Güvenli İş Yerleri İstiyoruz

Facebook
Twitter
WhatsApp

Şubemizin de içinde yer aldığı Amed Sağlık Platfomu Selahaddin Eyyübi Devlet Hastanesi önünde altı yıl önce Samsun’da görev yaptığı özel hastanede çalışırken bir erkek tarafından katledilen Dr. Aynur Dağdemir’in ölüm yıldönümüne ilişkin “Sağlıkta şiddete karşı etkin yasa ve güvenli işyerleri istiyoruz! Emek bizim söz bizim” açıklaması gerçekleştirdi.

TTB Merkez Konsey üyelerinin de katıldığı açıklamada konuşan Amed Şube Eş Başkanımız Yıldız Ok Orak “Bugün Doktor Aygül Dağdemir’i anmak ve sağlıkta şiddete son demek için bir araya geldik. Sağlıkta şiddet tesadüf değildir, sağlık sisteminin çöküşünün ve yanlış politikaların sonucudur. Sağlıkta şiddet bir an önce son bulmalı ve bunun için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır” dedi.

TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı ise “Diyarbakır’a şiddete karşı dayanışmayı büyütmek için geldik. Eğer hekimlerin ve sağlık çalışanlarının hakları ödenmezse sağlığın olmayacağını biliyoruz. Sağlıkta şiddet nedeniyle her gün gencecik meslektaşlarımız bu ülkeden gidiyor. Bunun nedeni ise değersizleştirilen çalışma koşullarıdır. 23 Kasım’da İstanbul’daki yürüyüş ve 27 Kasım’daki Ankara formunda da ve daha sonraki eylem ve etkinlerimizde yan yana durarak haklarımızı alana kadar mücadele edeceğiz” diye konuştu.

Amed Sağlık Platformu adına ortak açıklamayı yapan Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan da şöyle konuştu: “Dr. Aynur Dağdemir’i anıyoruz. Sağlıkta şiddete karşı etkin yasa ve Türk Tabipleri Birliği olarak başlattığımız mücadele programında her hafta ayrı bir talep ile sesimizi yükselttik, ancak bu hafta bizler için ayrı bir öneme sahip. Samsun’da görev yaptığı esnada birlikte çalıştığı sağlık çalışanının eski eşi tarafından bıçaklanarak katledilen Dr. Aynur Dağdemir’in bugün aramızdan ayrılışının yıldönümü. Dağdemir çalışma arkadaşını şiddetten korumak isterken öldürüldü. Bu olay sağlıkta şiddetin ve kadına yönelik şiddetin en can yıkıcı noktasında duruyor sevgili Aynur. Doktor Aynur Dağdemir çalıştığı özel hastaneye elinde ekmek bıçağı ile giren erkek tarafından altı yıl önce bugün öldürüldü. Dr. Edip Kürklü’yü, Dr. Göksel Kalaycıoğlu’nu, Dr. Ersin Arslan’ı, Dr. Kamil Furtun’u, Dr. Hüseyin Ağır’ı, Dr. Fikret Hacıosman’ı da işyerlerinde uğradıkları şiddet sonrası kaybettik. Kayıplarımızın yanı sıra meslektaşlarımız işyerlerinde bıçaklı, silahlı, sopalı, oraklı, taşlı fiziksel saldırılara uğruyor, klinikler ateşe veriliyor, her birimiz her gün sözel şiddete maruz kalıyoruz. Yalnızca 2020 yılında, 12 bine yakın beyaz kod verilen sağlıkta şiddet olayı yaşanmıştır. Yaptığımız ankette hekimlerin %84’ü daha önce hasta veya yakını tarafından sözel ve fiziksel şiddete uğradığını belirtmiştir. Tüm bunlara rağmen hâlâ işyerlerimizde şiddetten koruyacak önlemler alınmazken, çıkarılan sağlıkta şiddet yasası algıyı yönetmeye çalışmak dışında bir işe yaramamıştır. Hiçbir kamu kurumuna hatta alışveriş merkezlerine kontrolsüz girilemezken hastanelere akla gelebilecek her türlü zarar verici alet ile girilebilmesini kabul etmiyoruz. Klinikler, yoğun bakımlar, acil servisler, ambulanslar, polikliniklerdeki fiziksel şartlar şiddetin önünü açmaktadır. Bu nedenle güvenli çalışma alanları oluşturulmasının ivedi gereklilik olduğunu ve bütün yöneticilere sağlık çalışanları için güvenli çalışma ortamlarının oluşturulması konusunda sorumlu olduklarını hatırlatıyoruz. Şiddete, yalnızca hastaneye başvuranlar tarafından değil ekranlardaki dizilerde, gazetelerdeki köşe yazılarında, politikacıların sözlerinde, idarecilerin baskılarında da tanıklık ediyoruz. Çıkarılan SABİM hattı ile de tüm hekimler Sağlık Bakanlığı tarafından psikolojik şiddete, ağır duygusal yüke maruz bırakılıyor. Acil asistanı olarak görev yaptığı sırada SABİM’e yapılan haksız başvurular gerekçe gösterilerek işyerinde sürekli mobbinge maruz kaldığı için canına kıyan Dr. Melike Erdem, ne yazık ki bu şiddetin en ağır göstergesi olmuştur. Görevini yaptığı sırada şiddete uğrayan hekimlerin şikâyetlerine yönelik hiçbir adım atmayan yönetenler, gereksiz başvurular ile hekimler üzerinde baskı yaratmakta, hekimlerin saatlerini en basit şikâyetlere cevap yazmakla harcatmaktadır. Üstelik şikâyetlere konu olan sorunların tamamına iflas etmiş sağlık sistemi neden olmaktadır. Randevu alamayan, 5 dakikada bir muayene olmaya zorlanan, özel hastaneye başvurmak zorunda bırakılan, her sağlık başvurusunda cebinden parası alınan yurttaşlar sistemin tüm sorunlarını karşılaştığı sağlık personeline yansıtmaktadır. Hâlbuki sistemden ne hekim ne hemşire ne de sağlık personeli sorumludur. SABİM hatları ile sorumluluğu üzerinden alıp hekimlere atmak isteyenlere karşı hastalarımız da artık gerçekleri görmelidir. Sağlıkta şiddet, genel şiddet ikliminden, siyasetçilerin şiddet üreten politikalarından da ayrı düşünülemez. Özellikle son yaşanan olaylarda erkek hastalar tarafından kadın sağlık çalışanlarına yönelik art arda gelen saldırılara tanıklık ediyoruz, elbette bunların tesadüf olmadığını, toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle ilişkili olduğunu biliyoruz. Bir yandan kadına yönelik şiddete dur demek için İstanbul Sözleşmesi’ni savunurken; diğer yandan hekime, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin sonlanması için etkili ve caydırıcı yasaların çıkması için mücadele veriyoruz. Birlikte çalıştığı sağlık personelinin eski eşi tarafından öldürülmesine engel olan, sevgili Aynur Dağdemir’in cesaretli dayanışmasını büyütmek ve şiddeti bitirmek için birlikte mücadele ediyoruz. Hekimlerin gördüğü her şiddette, yaşamdan hoyratça koparılan her kadında yüreğimiz ve aklımızla söz veriyoruz sana Aynur! Söz veriyoruz Melike’ye, Ersin’e, Kamil’e, Gülnur’a… Artık şiddet doğuran sağlık sisteminde, güvensiz işyerlerinde çalışmak istemiyoruz. Birimizin daha aramızdan alınmasına tahammülümüz yok! Sağlıkta şiddetin ana kaynağı olan neoliberal sağlık politikalarından derhal vazgeçilmesini, sağlıkta şiddet için Türk Tabipleri Birliği’nin önerileri çerçevesinde etkili yasa çıkarılmasını, sağlık kurumlarında şiddeti önleyen fiziksel değişiklikler yapılmasını, güvenli işyerleri oluşturulmasını, tüm iş yerlerinde kadına karşı şiddeti önleme mekanizmaları için etkin politikalar uygulanmasını, İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe konup etkili bir şekilde uygulanmasını, iş yaşamında şiddet ve tacize karşı ILO 190 Sözleşmesinin imzalanmasını talep ediyoruz. Sağlıkta, sokakta, evde şiddetsiz, sağlıklı bir dünya için mücadeleye devam edeceğiz.”

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]