Sağlık emekçilerinin yemek ve beslenme durumlarına ilişkin yaptığımız anketin sonuçlarını bugün genel merkezimizde düzenlediğimiz basın toplantısıyla açıkladık.
Eş Genel Başkanımız Selma Atabey’in TİS sürecinde sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin yeterli ve dengeli beslenme taleplerini gündeme alacaklarını vurguladığı açılış konuşmasının ardından Merkez Yönetim Kurulumuz adına açıklama yapan TİS ve Hukuk Sekreterimiz Eylem Kaya Kaya Eroğlu, sağlık emekçilerinin sağlıkları ve iş güvenliklerinin yaptıkları işe göre gerekli besinleri miktar ve kalite olarak yeterince almaları ile mümkün olduğuna dikkat çekerek, “İyi beslenemeyen çalışanların sağlığı bozulmakta, iş kazası riski artmakta, üretim, verimlilik ve performansları önemli ölçüde azalmaktadır. Genellikle evinde de yeterince beslenemeyen sağlık ve sosyal hizmet emekçileri uzun saatler ve artan iş yükü koşullarında iş yerinde de iyi beslenemediklerinde ciddi sorunlar yaşamaktadır” dedi.
Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin temel haklarından olan iş yerlerinde yeterli ve dengeli beslenmeleri haklarının yıllardır gasp edildiğini ve pandemi döneminde de yeterli ve dengeli beslenme olanaklarının tamamen ortadan kalktığını belirten Eroğlu Kaya, anket sonuçlarımızı da değerlendirdiği konuşmasına şöyle devam etti: “Ankara Üniversitesi ve Hacettepe üniversitelerinde yemek ve beslenme hizmetlerinin maliyeti arttıran bir kalem olarak ele alınması basına ve kamuoyuna yansımış ve sağlığı koruması gereken kurumlarda bile yeterli ve dengeli beslenme koşullarının sağlanamaması ülkenin diğer emekçilerinin beslenme koşullarının da irdelenmesi gerektiğini ortaya çıkarmıştır. Yetersiz ve dengesiz beslenme bir halk sağlığı sorunudur ve sendikamız bu konuyu bu nedenle oldukça önemsemektedir. Bir katılımcının görüş ve öneri kısmında belirttiği “Sağlık ihtiyacımızı karşılayacak, daha besleyici menüler çıkmalı. Yıllardır yemek hizmeti ile ilgili çalışmalar yapılıyor. Ama istenen düzeye çıkılamadı. İdareyle sık sık görüşmeler yapılsa da biraz düzelip sonra tekrar aynı vasat düzen devam etmekte. Kullanılan yağ çeşitleri mide rahatsızlıkları yaptığından çoğu kişi yemek yemiyor. Uzun süre hastane yemeği yemedim ama artık bütçemiz zorluyor. Alım gücümüz düştü” ifadesi sağlık emekçilerinin yemek ve beslenme konusunda yaşadığı sorunu ve konunun önemini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Olağanüstü bir dönem olan pandemi döneminde sağlık emekçilerinin beslenme ve yemekhane hizmetlerinin memnuniyet durumunu değerlendirmek için bir anket çalışması yaptık. Anketimizde sağlık emekçilerinin yemekhane hizmetlerinden yararlanma durumlarını, genel anlamda yemekhane ve beslenme hizmetlerine ilişkin ve de pandemi döneminde yemekhane ve beslenme hizmetlerine ilişkin görüşlerini değerlendirebilecek sorular sorduk. Elektronik ortamda, 15 Nisan-15 Mayıs 2021 Tarihleri arasında uyguladığımız bu ankete 38 ildeki 322 sağlık emekçisi hastane ve işyerlerindeki bilgileri derleyerek yanıt vermiştir. Rapordaki yüzdelik değerlendirmeler 322 katılımcı üzerinden yapılmıştır. Ankete ilişkin ayrıntılı bilgiler ve tablolar raporda yer almaktadır. Ankete ilişkin özet değerlendirmemiz aşağıda sunulacaktır. Rapora ise aşağıdaki linkten erişilebilir. Katılımcıların yaş gruplarına göre sıklığı %36 oranı ile 30-39 yaş aralığında; katılımcıların mesleklere göre dağılım sıklığı %47 oranı ile hemşire- ebe meslek grubunda; katılımcıların sendikal durumunda işyeri temsilcisi olanların oranı %28; katılımcıların medeni durumlarında %71’i evli, katılımcıların eğitim düzeylerinin %64 oranı ile lisans düzeyinde; deneyim süresi sıklığının %22 oranı ile 26 yıl ve üzerinde; çalışma şekilleri sıklığının %49 ile gündüz, %35 oranı ile nöbetli; istihdam şekillerinin ise %87 ile kadrolu olduğu belirlenmiştir. Sağlık emekçilerinin yemek hizmetlerinden yararlanma durumu incelendiğinde her gün yemeğe gidenlerin oranı %36, beslenme alışkanlığına göre yemeğe gidenlerin oranı %26, nöbetlerde öğlen ve akşam yemeğe gidenlerin oranı %20, yemek hizmetlerinden hiç yararlanmayanların oranı %17, yemeğin olmamasından ya da hizmetin kötü olmasından kaynaklı gitmeyenlerin oranı %6dır. Sağlık emekçilerinin yemek hizmetinden faydalanmalarını belirleyen ölçütlerden birisi çalışma şekilleridir. Sağlık emekçilerinin yemek ve yemekhaneleri kullanım oranları her çalışma şeklinde yetersizdir. Yemek hizmetlerini hiç kullanmayanların oranı %24’lerde iken nöbetsiz çalışanlar da dahi yemek hizmetlerinden faydalanma oranı en yüksek %36 olarak tespit edilmiş olup sağlık emekçilerinin yemekhane hizmetlerinden yeterince faydalanmadığını söyleyebiliriz.
Katılımcıların Yemekhane ve Beslenme Hizmetlerine İlişkin Görüşleri tablosunu incelendiğimizde ortaya çıkan sonuçlar şöyledir:
“Yemeklerin tadı ve lezzeti sık sık ve her zaman iyidir” diyenlerin toplam oranı; %10,
“Menüdeki yemeklerin porsiyon ölçüsü cinsiyetim ve yaptığım işe göre sık sık ve her zaman yeterlidir” diyenlerin toplam oranı;%23
“Menüde kırmızı et çıkma sıklığı sık sık ve her zaman yeterlidir” diyenlerin toplam oranı; %18
“Menüde beyaz et çıkma sıklığı sık sık ve her zaman yeterlidir” diyenlerin toplam oranı; %28
“Et yemeklerinin çeşitliliği sık sık ve her zaman yeterlidir” diyenlerin toplam oranı; %13
“Menüdeki kap sayısı yemek gereksinimimi sık sık ve her zaman ve karşılamaktadır” diyenlerin toplam oranı;%30
“Kahvaltı çeşidi ve porsiyonlar sık sık ve her zaman yeterlidir” diyenlerin toplam oranı; %4
“Sabah kahvaltısında yumurta, peynir ve süt verilme sıklığı sık sık ve her zaman yeterlidir” diyenlerin toplam oranı; %8
“Menüde yer alan yemekler genel beslenme alışkanlıklarıma sık sık ve her zaman uygundur” diyenlerin toplam oranı; %12
“24 saatlik nöbetlerde öğlen ve akşam sık sık ve her zaman aynı menü çıkarılmaktadır” diyenlerin toplam oranı; %43
“Menüde sık sık ve her zaman hep benzer yemekler yer almaktadır” diyenlerin toplam oranı; %73
“Menüde mevsimlere göre sık sık ve her zaman uygun planlama yapılmaktadır” diyenlerin toplam oranı; %24
“24 saatlik çalışmalarda kahvaltı ve yemeklerde verilen 500ml su sık sık ve her zaman ihtiyacımı karşılamaktadır” diyenlerin toplam oranı; %23
“Sağlık raporumdaki özel beslenme diyetine uygun menüyü sık sık ve her zaman almaktayım” diyenlerin toplam oranı; %13
Ramazan ayında oruç tutanlar için sık sık ve her zaman özel düzenlemeler yapılmaktadır diyenlerin toplam oranı; %44
Ramazan ayında oruç tutmayanlar için sık sık ve her zaman yemek hizmeti her zamanki saat ve nitelikte devam etmektedir diyenlerin toplam oranı; %62
“Yemek salonlarının havalandırması sık sık ve her zaman yeterlidir” diyenlerin toplam oranı; %49
Yemeklere bağlı sık sık ve her zaman besin zehirlenmesi yaşarım diyenlerin toplam oranı; %13
Yemek sonrasında sık sık ve her zaman mide ve bağırsak sorunları yaşarım diyenlerin toplam oranı; %32dir.
Tüm bu oranlarla sağlık emekçilerinin yemek hizmetlerinin niteliğinden, çeşitliliğine ve hijyenine yönelik görüşlerinin olumlu olmadığı ve insanüstü gayretle nitelikli sağlık hizmeti üreten sağlık emekçilerinin yemek ve beslenme anlamında nitelikten çok uzak bir hizmet aldıkları söylenebilir. Ramazan ayına yönelik düzenlemelerden memnuniyetin diğer oranlara göre yüksek olması dikkat çekmektedir.
Pandemi Döneminde Yemekhane ve Beslenme Durumuna İlişkin Görüşler tablosunu incelediğimizde ise sonuçlar şöyledir: “Masa ve sandalyeler sık sık ve her zaman sosyal mesafeye uygun yerleştirilmiştir” diyenlerin toplam oranı; %66
“Çatal, bıçak ve kaşıklar sık sık ve her zaman paketlenmiştir” diyenlerin toplam oranı; %62
“Artan iş yükü ve enerji ihtiyacı için sık sık ve her zaman ara öğün çıkarılmıştır”diyenlerin toplam oranı; %6
“Kişisel koruyucu ekipman kullanımına bağlı artan sıvı gereksinimi için sık sık ve her zaman ekstra sıvı desteği sağlanmaktadır” diyenlerin toplam oranı; %6
“İş yüküne bağlı yemekhaneye gidilemediğinde sık sık ve her zaman kolaylık sağlanmaktadır” diyenlerin toplam oranı; %23
“Yemek porsiyon miktarı, kap sayısı ve çeşitliliği sık sık ve her zaman artırılmıştır” diyenlerin toplam oranı; %6
“Yemekhane yemek süreleri sık sık ve her zaman uzatılmıştır” diyenlerin toplam oranı; %25
“Yemek salonlarında yemek için sık sık ve her zaman çok uzun süre beklenmektedir” diyenlerin toplam oranı; %23
“Yemek salonları sık sık ve her zaman yönetim tarafından denetlenmektedir” diyenlerin toplam oranı; %15dir.
Bu sonuçları yorumladığımızda yemek ve beslenme hizmetleri sunumunun özel sektöre devredilmesinin ve özel sektörün pandemi süresince idari ve cezai yaptırımlardan ve iş kazasına ilişkin sorumluluklardan kaçınmak için önlemler konusunda görece özenli davrandığı fakat sağlık emekçilerinin artan beslenme ihtiyacına karşı duyarsız kalındığını gözler önüne sermiştir. Pandemi öncesinde de sektörde adeta tekelleşen belirli yemek firmaları tarafından yetersiz ve nitelikten çok uzak bir biçimde sunulan yemek ve beslenme hizmetleri sağlık emekçilerinin ağır çalışma koşullarının ihtiyacını karşılamaktan çok uzaktır. Pandemi göstermiştir ki özel sektör eliyle sürdürülen yemek ve beslenme hizmetleri eskiden olduğu gibi kamu tarafından sunulmalı ve aşağıdaki taleplerimiz toplu iş masasına taşınmalıdır.
- Toplu iş sözleşmeleri çerçevesinde “iş yerinde verilen yemekler çalışanların çalıştıkları işe göre gereksinme duydukları enerjinin yarısını karşılayacak yeterlilikte olmalıdır” kuralına uygun düzenlenmelidir.
- Çalışanlara işyerinde sağlanması gereken bu enerjinin tamamını içeren yemekler / yiyecekler tek bir öğünde (genellikle öğle yemeğinde) sunulmamalıdır.
- Kaliteli beslenme koşullarının sağlanması için;
Miktarda yeterlilik, çeşitlilik, öğün sayısı ve öğünlere dağılımda denge, yüksek sübjektif kalite / tüketilebilirlilik kalitesi, yüksek besin değeri korunumu, yüksek hijyenik kalitenin sağlanmasına yönelik düzenlemeler yapılmalıdır.
- Gerek işyerinde gerekse iş dışında işçilerin sağlık riskleri ve çalışma koşulları temel alınarak, yeterli ve dengeli beslenmelerini sağlayacak beslenme programları uygulanmalı, kaliteli, yeterli ve dengeli beslenme konusunda çalışanlar, çalışan temsilcileri ve iş yeri sendika temsilcilerinin görüş ve önerileri alınmalı ve konu ile ilgili eğitim sürecine dahil edilmelidirler.
- Özellikle ağır ve tehlikeli işlerde çalışanlar için yüklü enerjinin tek bir öğünde verilmemesine dikkat edilmeli; iş yerinde işçilere verilmesi gereken beslenme hizmeti en az bir ara öğüne de paylaştırılmalıdır.
- İş yerlerinde çalışanların sağlığını ve beslenme durumunu bozan her türlü olumsuz çalışma koşulları düzeltilmeli, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili gerekli her türlü önlem alınmalıdır.
- Çalışanlara yönelik toplu beslenme hizmetinin her basamağında tüm işlemler kaliteli ve güvenilir olmalıdır; aksi halde besin zehirlenmeleri, işçilerin tatminsizliği/memnuniyetsizliği, toplu beslenme servisi çalışanlarının moral bozukluğu, çalışanların performanslarının düşmesi ve sonuçta o kuruluşun başarısızlığı kaçınılmazdır.
- İş yerinde kaliteli beslenmenin sağlanabilmesi için, öğünlere dağılımı dengeli olmak koşuluyla, her gruptan, her çeşit besine gereksinme ölçüsünde yer verilmelidir. Çalışanların servis edilen yiyecek-içecekleri tüketebilmesi için; yemekler iştah açıcı, hijyenik ve sübjektif kalitesi yüksek olacak biçimde üretilmeli ve sunulmalıdır.
- Özellikle ağır ve tehlikeli işler kapsamında çalışan işçilerin sıvı alımı, susama duygusuna bakılmaksızın artırılmalıdır. Bunun için yine yapılan işin niteliğine göre artırılması kaydıyla ( güneş altında, çok sıcak ortamlarda, koruyucu ekipmanla çalışma vb. koşullarda) günde en az 12-14 bardak veya her 1000 kalori başına 1 litre kadar sıvı tüketilmesi sağlanmalıdır.
- Özellikle ağır işte çalışanlara günlük enerji ve besin öğeleri gereksinmelerinin yarısını karşılayacak nitelikte; ana ve ara öğünlü menüler planlanmalıdır. Set seçimsiz menüler uygulanıyorsa; bu menüler mümkünse 4 kap olarak planlanmalıdır.
- Bazı özel birimlerde çalışanlara, bazı besin öğeleri normal gereksinmeye ek olarak verilmelidir. Sadece karın doyurucu değil, sosyal ve psikolojik tatmin sağlayan, eğitici ve çalışanların beslenme alışkanlıklarına uygun bir beslenme programı uygulanmalıdır.
- Toplu beslenme yöneticisi, işçilere belirli aralıklarla sağlıklı yaşam, gıda hijyeni, kişisel hijyen zararlı alışkanlıklar, yeterli ve dengeli beslenme konularında işyeri hekimi ile koordineli olarak eğitimler vermeli, çalışanların beslenme hizmetlerinden memnuniyet düzeyleri periyodik olarak ölçülmeli ve elde edilen sonuçlar doğrultusunda gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Çok şey istemiyoruz aslında, hak ettiğimizi değeri, kaliteli yeterli ve dengeli beslenmeyi istiyoruz. Yani en temel biyolojik ihtiyacımızın karşılanmasını istiyor ve bu konudaki ısrarımızdan ve mücadelemizden vazgeçmiyoruz.”
Anket Sonuçlarımız İçin tıklayınız