2016 yılında yaşanan darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL ile birlikte suçlu suçsuz ayırımı yapılmadan milyonlarca insan en temel insan hakları dahi gözetilmeden mağdur edilmiştir. En büyük mağduriyetlerden birini de gece yarısı KHK’leri ile hiçbir soruşturmaya dahi gerek görmeksizin işinden ekmeğinden atılan yüzbinlerce kamu emekçisi yaşamıştır.
OHAL kaldırılırken 375 sayılı KHK’ye eklenen Geçici 35. Madde ile “maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle; terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen” kamu emekçileriyle ilgili olarak “ilgili kurum veya kuruluşun en üst yöneticisi başkanlığında bağlı, ilgili veya ilişkili olunan bakan tarafından oluşturulan kurulun teklifi üzerine ilgili bakan onayıyla” kamu görevinden çıkarma kararı verilebilmektedir. Kanunun yürürlüğe giriş tarihi 31.07.2018 olup, üç yıllık 31 Temmuz 2021 itibari ile bitmektedir.
Maalesef bu kararnamenin süresinin üç yıl daha uzatılması için iktidar meclise yasa teklifi sunmuş ve alt komisyonlarda görüşülmeye başlanmıştır. Kaldırıldığı iddia edilen OHAL bu düzenlemeler ile uygulama bakımından kalıcı hale getirilmeye çalışılmaktadır. Sadece son üç yılda bu uygulama ile binlerce insan mağdur edilmiştir.
OHAL hukuksuzluğunun devamı olan bu düzenleme ile kamu emekçileri disiplin hukukunun temel güvencelerinden, haklarındaki suçlamanın somut dayanaklarını bilme ve savunma hakkını kullanmaktan yoksun bırakılarak kamu görevinden ihraç edilebilmiştir.
Bugüne kadar 15 üyemiz bu madde kapsamında haklarındaki suçlamayı bilmeden ve savunma haklarını kullanmalarına olanak sağlanmadan kamudan ihraç edilmiştir. 35. madde düzenlemesiyle kamu görevinden ihraç edilen üyelerimizden biri idare tarafından görevine iade edilmiş, iki üyemiz ise görevlerine mahkeme kararıyla dönmüştür. 13 üyemizin kamu görevinden çıkarılması ile ilgili olarak açtığımız davalar ise devam etmektedir.
Sendikamıza yapılan başvurular ve sosyal medyada yer alan paylaşımlardan, Geçici 35. madde kapsamında kamu görevinden çıkarma yetkisinin dolmasına az bir süre kala, güvenlik soruşturması gerekçe gösterilerek kamuda çalışmaları engellenen ve ancak yargı kararlarıyla görevlerine başlayabilen kimi sağlık emekçilerinden bu madde kapsamında savunma istendiğini öğrenmiş bulunmaktayız. Kamuda çalışmalarında engel olmadığı yargı kararıyla da sabit olan sağlık emekçilerinden Geçici 35. madde kapsamında savunma istenmesi maddenin konuluş amacını açıkça göstermektedir. İlgili Bakanlıklar yürüttüğü çalışma ile şunu demektedir: Anayasal haklarınızı yok sayarak, gerekçe göstermeden kamu görevinden atarım, hiç kimseye de hesap vermem yaklaşımıdır. Hukuk devleti tanımlamasının çok dışında olan bu oluşum ve kararları birçok insanın geri dönüşümü olmayan ekonomik, sosyal ve psikolojik kayıplarına neden olmuş ve devam ettirildiği sürece de bu kayıpların daha fazla artmasına da neden olacaktır.
OHAL hukuksuzluğunu sürdürme kararlılığı olarak gördüğümüz geçici 35. Maddenin süresinin üç yıl daha uzatılmasını kabul etmiyoruz. İktidarın, kurum yöneticilerinin OHAL sürecinde kuşandığı cezasızlık kalkanına karşı emekçilerin ortak ve meşru mücadelesi ile bu kalkan kalkacak, aldığınız hukuka aykırı her kararınıza karşı emeğimizden ve haklılığımızdan aldığımız güç ve kararlılıkla mücadeleye devam edeceğiz. 13.07.2021
Merkez Yönetim Kurulu