“Gazeteci” Süleyman Özışık, dün yaptığı açıklama ile iktidarın sivil darbesini ifşa ettiği gibi yaşanan kirliliği, çürümüşlüğü, mafyatik düzeni bir kez daha ele verdi. Özışık, “Ben gerek Süleyman Soylu’ya, gerek OHAL işlemleri komisyonuna, gerek diğer mercilere masum olduğuna inandığım binlerce insanın dosyasını götürdüm. Dedim ki ‘Bu insanlar eğer masum çıkmazsa hesabını benden sorun’. Araştırmalar yapıldı, hepsinin bir iftiraya kurban gittiği ortaya çıktı ve hepsi görevlerine iade edildi.”
“Süleyman Özışık kimdir? Dosyalar niçin ona gidiyor? Madem dosyalar Süleyman Özışık gibi tiplere gidecekti Komisyonu neden kurdunuz? “Diğer merciler” dediği kim ya da hangi kurumlardır? Sıkça duyduğumuz “ihraçların rüşvetle iade edildikleri” iddiası gerçek midir? Gerçek ise kurulan borsanın başında kim ya da kimler vardır? OHAL komisyonu ile üyeleri ihraç edilen başta konfederasyonumuz olmak üzere konfederasyonlar dahi görüşemez ve dosya sunamaz iken Süleyman Özışık gibi karanlık tipler nasıl ve hangi sıfatla görüşebilmektedir? Bu tür kirli işlerle bağlantıların ucu neden hep İçişleri Bakanına çıkmaktadır? İçişleri Bakanı nasıl bir mekanizma ile bu dosyalara bakıp iade kararı vermiştir? OHAL komisyonu Süleyman Özışık’ın getirdiği binlerce dosyada iade kararını neye göre vermiştir, talimatı kimden almıştır? Bu şekilde iade edilenlerin sayısı kaçtır? Bu soruları acilen cevaplanmalı, iddialar soruşturulmalı, bu suça ortak olan herkes için gereği yapılmalıdır.
Sözün bittiği noktadayız!
Faşizan, hukuk dışı politikalarla on binlerce kamu emekçisi hukuksuzca ihraç edilmiş, iç ve dış kamuoyunun gözünü boyamak için hukuk dışı bir komisyon kurulmuş, böylece mağduriyet yıllara yayılmıştır. Özışık’ın ifşasından anlaşıldığı kadarıyla siyasal çıkara maddi çıkar da eklenmiştir.
Başından beri ihraçların güvencesizleştirmenin en büyük adımı olmasının yanı sıra iktidarın kadrolaşma ve devleti tek parti devleti haline getirmede başvurduğu sivil darbe uygulaması olduğunu belirtiyoruz. Yine KESK’lilerin sendikal eylem ve etkinliklere katıldıkları, iktidarın emek karşıtı politikalarını eleştirdikleri ve teşhir ettikleri için ihraç edildikleri, komisyondaki dosyalarının da bekletilerek ikinci bir öç almaya dönüştürüldüğünü ısrarla ifade ettik. Tüm gelişmeler ve son olarak Özışık’ın itirafı görüş ve değerlendirmelerimizi doğrulamaktadır.
Son günlerdeki tüm iddia ve tartışmalar bir yana bırakılsa dahi sadece Özışık’ın iddiası nedeniyle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun derhal istifa etmesi gerekmektedir. Ancak biliyoruz ki, birbirine çıkar ilişkileri ve güç dengeleri üzerinden bağlı olanlar gereğini yapmayacak, bir kez daha muhalefete yönelik baskıları artırarak dikkatleri kendileri üzerinden uzaklaştırma yoluna gideceklerdir. Yanlış anlaşıldıkları, iftira olduğu vb. söylemleri geliştirecek, “asıl hedefin Türkiye olduğu” demogojisine başvuracaklardır!
Suç Duyurusunda Bulunuyoruz!
Konfederasyonumuz Süleyman Özışık’ın ifşası çerçevesinde suç duyurusunda bulunacaktır. İşlenen suça dâhil olan tüm kişiler istifa etmeli ya da görevden alınarak derhal yargılanmalıdır. Sürecin takipçisi olacak, er ya da geç yargıda hesap vermelerini sağlamak için mücadelemizi kesintisiz sürdüreceğiz.
OHAL İŞLEMLERİ İNCELEME KOMİSYONU DERHAL LAĞVEDİLMELİDİR!
İhraç süreci ve sonrasına ilişkin iktidarın politikası, argümanları, iddiaları çökmüştür.
OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu derhal lağvedilmelidir. Haklarında memuriyeti engelleyen herhangi bir kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan, hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç edilen tüm kamu görevlileri bütün haklarıyla birlikte derhal görevlerine iade edilmedir. Hukuksuz ihraçlardan dolayı mağdur olan tüm kamu emekçilerinin maddi, manevi hak kayıpları karşılanmalıdır. İhraçların devamını sağlayan 375 sayılı KHK’nın geçici 35. Maddesi iptal edilmelidir.
BİZ KAZANACAĞIZ, GERİ DÖNECEĞİZ!
KESK YÜRÜTME KURULU