Bilindiği gibi 3 Aralık, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nca 47/3 sayılı karara istinaden 1992’de Uluslararası Engelliler Günü olarak İlan edildi. Engelli bireylerin sosyal, ekonomik ve kültürel anlamda topluma eşit bir şekilde katılımını sağlamak, böylesi özel Bir güne atfedilen en temel anlamlardan biri olarak öne çıktı. Nitekim bu çalışma sonrasında 2006’da kabul edilen Engelli Bireylerin Haklarına Dair Sözleşme, engelli bireylerin haklarının ve refahının gelişmesine ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi, bununla birlikte Sendai Afet Riskini Azaltma Çerçevesi, İnsani Eylemde Engelli Bireylerin Dahil Edilmesi Şartı, Yeni Kentsel Gündem ve Kalkınma için Finansman Hakkında Addis Ababa Eylem Gündemi gibi Çok sayıdaki uluslararası taahhüde damgasını vurdu.
Fakat aradan geçen 28 yıla rağmen ülkemizdeki engellilerin yaşama eşit katılımı noktasında belirgin bir iyileşme söz konusu değildir. Dünyada engelli olan bilim insanları, sanatçılar, düşünürler, araştırmacılar, parlamenterler ve bakanlar yüksek bir itibar ile insanlık mirasına katkı sunmaya devam ederken, maalesef adı geçen topluluk Türkiye’de bakanların ancak fıkralarına malzeme edilmektedir.
Türkiye’de devletin engellilere ilişkin istatistiki verileri bile güncel değildir, kapsam açısından da yeterli değildir. Kadın, LGBTİ+’lar, işsiz, yoksul, hükümlü, mülteci vb. engellilere dair ayrı veri tabanı oluşturulması bu veri tabanlarının yerel ihtiyaçlar ve farklı durumlar göz önünde bulundurularak bilgiye dönüştürülmesi ve bu bilginin de başta engellilerin öz örgütleri olmak üzere sık sık kamuoyu ile paylaşılması gerekmektedir.
Gerçekleşen kadın cinayetlerinin içerisinde engelli kadınların payı büyüktür. Engelli hükümlü ve tutuklular için düzenlemeler yok denecek kadar kısıtlıdır. LGBTİ+’lar ve mülteci engelliler söz konusu olduğunda mevcut ayrımcılık katlanmaktadır. Çocuk engellilere yönelik mutlaka kapsamlı bir politika oluşturulmak zorundadır. Şiddete ve cinsel istismara karşı engellileri koruyan özel bir düzenleme bulunmamaktadır. En temel vatandaşlık hakkı olan oy kullanmada bile engelliler büyük ölçüde yok sayılmaktadır.
Engellilerin temel sorun alanları kamusal hizmetlere erişim, istihdam, yoksulluk, cinsel istismar ve şiddet olarak sıralanabilir. Bu sorunların istisnasız tümü toplumsal sorun alanlarıdır ve kamunun (hem yerel hem merkezi anlamda) stratejik yaklaşımını ve doğrudan müdahalesini gerektirmektedir. Dolayısıyla engelli aylığı vb. gibi son derece kısıtlı düzenlemeler yerine engellileri hak öznesi olarak gören, devlet-engelli ilişkisini buradan kuran, engellilerin öz örgütlerini alanın aktörü olarak gören kapsamlı ve stratejik bir bakış açısının ortaya konulması acil bir zorunluluktur. Devlet, bu konuda kendi bildiğini okumaya devam etmek yerine alanın tüm aktörlerini eşit kabul eden, politika üretme ve karar alma süreçlerine bu aktörleri dahil eden bir yaklaşımı geliştirmek zorundadır
Yan yana durmaktan daima gurur duyduğumuz aktif engelli üyelerimiz, yine bazı şube yönetimlerimizde temsiliyeti, %50’yi aşan engelli yöneticilerimiz sahip oldukları birikimle yürüttüğümüz emek mücadelesine büyük bir güç verirken aynı zamanda sendikamızın bu konudaki bakış açısını da yansıtmaktadır. Bakış açımız bu olmasına rağmen şube/temsilcilik binalarımızın birçoğunun engelli arkadaşlarımızın erişimine uygun olmamasının da özeleştirisini veriyoruz.
Bu vesileyle engellilerin hiçbir bireysel veya toplumsal ayrımcı korumacılığına tutsak olmaksızın Özgürlük, eşitlik, adalet ve erişilebilirlik ile inşa edilecek sömürüsüz yeni bir dünyanın kuruluş hayaline ve mücadelesine omuz verdiğimizi vurgularız.
Başta sağlık ve Sosyal hizmet işkolunda faaliyet yürüten emekçi engellilerin hakları olmak üzere yeryüzündeki tüm engellere karşı toplumsal sınıfsal mücadeleyi büyütmeye her kesimi davet ediyoruz.
Bu gün münasebetiyle çözülmesi gereken taleplerimiz aşağıdaki gibidir.
Taleplerimiz;
- Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi İhtiyari Protokolü imzalanmalıdır,
- Anayasa’da yasalarda ve uluslar arası sözleşmelerde yer alan engelli haklarının hayata geçirilmesi ve uygulanması için denetimler yapılmalıdır,
- Engellilere yönelik sosyal hizmet ve sosyal yardımlar için eylem planları oluşturulmalıdır,
- Engelli istihdamında kota-ceza destekli istihdam ve korumalı istihdam yöntemleri uygulanmalıdır,
- Engelli kotasını doldurmadığı için işverenden kesilen para cezalarının toplandığı Fon engellilerin istihdamı, eğitimi ve sosyal refahları için kullanılmalıdır,
- Kamu ve özel kuruluşların fiziki koşulları engelli çalışanlar da gözetilerek yeniden düzenlenmelidir,
- Kamu ve özel kuruluşlarda hizmet veren çalışanlara, engelliler ile iletişimlerini kolaylaştırıcı eğitim programları uygulanmalıdır,
- Yerel yönetimlerin, engellilere uygun çevre düzenlemesi yapması sağlanmalı ve denetlenmelidir,
- Engellilerin istihdamına yönelik, genel istihdamdan %4 kotanın uygulanması gerekmektedir. Engelliler için ayrılmış ve boş duran tüm kadrolar herhangi bir sınava tabi tutulmadan, engellilerin yeteneklerine ve koşullarına uygun şekilde bir an önce yerleştirmeler yapılmalıdır.
- Yaşamın her alanında engelli bireylere yönelik ayrımcı uygulamaların ortadan kaldırılması için “mış gibi yaparak” değil, gerçek düzenlemelerin yapılması için Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı başta olmak üzere gerekli bütçe ayrılmalı, düzenlemelerin yapılması denetlenmelidir.
Herkes için engellerin kaldırıldığı bir ülkede yaşamak dileği ile. 03.12.2020
Merkez Yönetim Kurulu