Uluslararası bir sağlık dergisi olan “Journal of Population Therapeutics & Clinical Pharmacology dergisinde yayınlanan, yazarları arasında Sağlık Bakan yardımcısı Şuayip Birinci’nin de olduğu ve Türkiye’de Şubat – Mart aylarındaki Covid-19 pozitif vakalar üzerinde yapılan ilaç etkinliği araştırmasının sonuçlarının paylaşıldığı makaleye ilişkin Sağlık Bakan yardımcısından ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan açıklamalar geldi.
Sendikamız, makalede yer alan araştırma kapsamında Türkiye’de Şubat ayında dahi Covid-19 pozitif vaka olduğu bilgisi yer aldığı için ve Türkiye’de verilen resmi bilgilerin ilk vaka için 11 Mart’ı işaret ettiği için makaleyi gündeme taşımış ve halka gerçeklerin açıklanmasını talep etmiştir.
Konuya ilişkin Bakan Yardımcısı Şuayip Birinci bir açıklama yaparak makalede hastaneye yatış tarihlerinin “sehven” Şubat-Mart ayı olarak yazıldığını ve bunun “basit bir yazım hatası” olduğunu iddia etmiştir. Uluslararası bir makaleyi bırakalım, herhangi bir yerde yayınlanacak bir makalede dahi araştırma örneklemine dair yazılan bilgiler “detay” değildir, “sehven” yanlış yazılma lüksü yoktur. Kaldı ki, Covid-19 pandemisi gibi kritik bir alanda uluslararası bir yayında Türkiye’ye dair bir bilgi paylaşma anlamına da gelen bir yayında “sehven” yanlış bilgi verme lüksü yoktur. Bilimsel bir makale okuyan hiç kimse, bir yayını okurken acaba yazarlar burada “sehven” yanlış bir bilgi yazmış olabilirler mi diye bunun peşine düşmezler, makaledeki bilgileri doğu kabul ederler. Üstelik Bakan Yardımcısının da yazar olduğu, Bakanlık izni olan bir konuda böyle bir yanlışlık aranmaz. Dolayısıyla Bakan Yardımcısının konuyu basit bir yazım hatası gibi göstererek önemsizleştirme çabası da, makaleyi yorumlayarak Türkiye hakkında doğru bilgi talep edenleri de sorgulama hakkı bulunmamaktadır.
Sağlık Bakanı Koca ise araştırma bilgilerinin sehven yanlış yazıldığını tekrar etmiş ve Bakan Yardımcısı Birinci’nin yıpratılmaya çalışıldığını iddia etmiştir. Sağlık Bakanı, konuyu bilerek Bakan Yardımcısının yıpratılma çabasına indirgemek istese de konunun bu olmadığını bilmektedir. Yine de hatırlatalım: Konu, salgının başından itibaren bizim talep ettiğimiz ve sizin gerçekleştirmediğiniz “şeffaflık”, Covid-19’un Türkiye’deki durumuna ilişkin doğru, tam, bilimsel ve yeterli bilgi ve verilerin sağlık örgütleri ve kamuoyu ile paylaşılma sorunudur, başında bulunduğunuz Bakanlığın salgın politikasına ilişkin bir sorundur. Bu kapsamda bir bilgi paylaşımının sürecin başından beri olmadığı, yanıltıcı bilgi verildiğinin bizzat kendi açıklamalarınızla teyit edildiği, son olarak “hasta” “vaka” ayrımı diyerek vaka sayılarının bile isteye eksik verildiği bir ortamda sendikamızın,- sağlık örgütlerinin, sağlık emekçilerinin ve tek tek bireylerin her türlü ortamda paylaşılan bilgileri sorgulama- açıklama isteme hakkından doğal bir şey olamaz. Tersini beklemek hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu nedenle, “sehven yanlış yazılmıştır, gerçek durum ise budur” diyerek yaptığınız söze dayalı açıklamanın bir karşılığı yoktur, böyle bir güven ortamı Bakanlığınızca tesis edilmemiştir. Yapmanız gereken, sözlerinize güvenilmesini beklemek değil, araştırmaya konu Covid vakalarını, Şubat ayında Tarsus’ta ismi geçen hastanede vaka olmadığına ilişkin kanıta ve belgeye dayalı bilgileri kamuoyu ile paylaşmaktır. Her eleştiriyi, sorulan her soruyu “yıpratma çabası” spekülasyonu altında geçiştiremezsiniz. Bakanlığınız her soruya açıklık getirmekle, belgeye dayalı açıklamalar yapmakla yükümlüdür.
Sağlık emekçilerine ve kamuoyuna salgın kapsamında doğru bilgiyi ulaştırmak için hem mücadelemizi, hem araştırmalarımızı, hem değerlendirmelerimizi paylaşmaya devam edeceğiz. 08.10.2020
Merkez Yönetim Kurulu