Manisa Şubemiz “normalleşme” sürecinde il genelinde yaşanan vaka artışları ve sağlık emekçilerinin sorunları ile ilgili açıklama yaptı.
Yönetim Kurulu adına açıklama yapan Manisa Şube Eş Başkanımız Figen Pehlivan Demirel, şöyle konuştu: “Pandeminin başladığı ve ilk vakaların hastanelere başvurusu ile birlikte hem sendika genel merkezimiz hem de Manisa Şube olarak süreci oldukça titizlikle takip ettik. Hastane yönetimleri, İl Sağlık Müdürlüğü ve Valilikle görüşme talepleri yapıldı. İş yerlerinden ve kamuoyundan gelen bilgiler paylaşıldı. Tüm yerel ve merkezi düzeydeki yetkililerde başta kişisel koruyu önlem niteliğindeki malzemelerin tüm sağlık emekçilerine yeterli miktarda dağıtılması, çalışma şekillerinin ve saatlerinin düzenlenmesi konusunda talep ve önerilerde bulunuldu. Dönem dönem kamuoyunu bilgilendirici basın açıklamaları yapıldı. Hastane, ASM, TSM’ler deki sağlık emekçisi arkadaşlarımız ziyaret edilip sorunları dinlendi, çözüm için girişimlerde bulunuldu. Yetmedi kurumların sağlık emekçileri üzerindeki mobbingle uğraşıldı.
Bütün bu süreçte sağlık emekçileri gücünün üstünde emek harcamış ve harcamaya da devam etmektedir. Özellikle Haziran ayı başı itibarıyla ekonomik gerekçelerle başlatılan normalleşme süreciyle birlikte düğün, sınav, toplu taşıma, turistik seyahatlar gibi fiziksel mesafeyi ortadan kaldıran etkinlikler olağan kılınmıştır. Böylece pandemi ile mücadele bireysel korunmaya bırakılmıştır. Hastanelerde pandemi servisleri azaltılmış, normal hasta alımına geçiş başlamış ve tüm sağlık emekçileri normal çalışma düzenine geçirilmiştir. Sağlık Bakanlığınca günlük tabloda bildirilen gerçekçi olmayan rakamlar neticesiyle halk ta rehavete kapılmıştır. Normalleşme adımının hemen akabinde maalesef ki hasta sayısı artmaya başlamıştır. Özellikle bayram tatili ve seyahat serbestliğiyle birlikte hem toplumda hem de sağlık emekçileri arasında Covid pozitif sayısı hızla artmaktadır. İlimizde de sanayi ve tarım işçiliği vaka sayılarının artmasında büyük önem taşımaktadır. Özellikle Vestel bir virüs yayma yuvası olmuş, Manisa’nın emekten yana sendikaları ve kitle örgütlerinin uyarılarını hiç dinlememiş ve karına kar katmak için işçilerinin ölümünü göze almıştır. Binler ile ifade edilen vaka sayıları, maalesef ki can kayıpları patronun kar hırsını durdurmamıştır. Bu kayıpların suçlusu aynı zamanda konuyla ilgili uyarılar yapmamıza rağmen önlemler almayan Valilik, İl Hıfsısıhha Kuruludur. Görerek ve bilerek sanayide işçilerin yaşadığı sorunlar ve bulaş kaynakları ile ilgili doğru bir şekilde müdahale edilmemiştir. Biz sendika ve kitle örgütlerinin eylemlerini 15 kişi ile sınırlayan Valilik ve Hıfsısıhha Kurulu binlerce işçinin bir arada sağlıksız koşullarda çalışmasına ses çıkarmayarak aslında yapılanı onaylanmıştır. Demek ki il idareleri de halkın değil sermayedarın yanındadır. Sanayiden yayılan virüs Akhisar, Turgutlu, İzmir gibi pek çok yeri de etkilemiştir. Bu sürecin en büyük savaşçıları sağlık çalışanları da yerel ve merkezi olarak yetkili olan idarecilerin pandemiyi yönetememelerinden kaynaklı nasiplerini almıştır. Bir yandan artan hasta sayılarıyla iş yükleri ağırlaşmış bir yandan da kendileri ve ailelerine bulaşlar artmıştır. İlimizde hemen hemen tüm yoğun bakımlar dolmuş ilçeler dahil her hastanede yeni Covid servisleri açılmıştır. Yaklaşık beş aydır virüse karşı mücadele eden sağlık emekçileri de artık yorgun düşmüştür. İş yerlerinden aldığımız bilgiler ışığında ilimizde yaklaşık 45 sağlık emekçisinin Covid olduğu tespit edilmiştir. Ağırlıkla Merkez Efendi Devlet Hastanesi ve CBÜTF Hafsa Sultan Hastanesi çalışanlarında görülen bulaş tamda yukarda bahsettiğimiz gibi normalleşmenin ve eksik önlemlerin sonucudur. Sağlık Bakanlığı’nın ve iktidarın pandemiye karşı korunmayı kişilere bıraktığı gibi hastane yönetimleri de bunu sağlık emekçilerinin üzerine bırakmıştır. Yaşanan bulaşlarda iş kazası tutanağı tutulmadığı gibi çalışanların sosyal mesafeyi korumadığı, maske takmadığı, hastane içinde kalabalık ortamlarda bulunduğu iddia edilmektedir. Ayrıca virüsü kurum içinde değil de kurum dışında kaptığı varsayımıyla sağlık emekçilerini suçlamaktadırlar. Başta Hafsa Sultan Hastanesi, Salihli Devlet Hastanesi olmak üzere yöneticilerin çalışma saatlerinin fazlalığında, hasta sayısının artırılmasında, asansörlere bile tıka basa dolarak çıkılmasında, iş güvenliği önlemlerinin alınmamasında, enfekte atık çöpüyle personelin aynı asansörde taşınmasında hiçbir sakınca görmeyip birlikte çalışan sağlık emekçilerine saldırması ne kadar manidardır. Özellikle Hafsa Sultan Hastanesi Başhekimliği tüm bu olumsuzluklar yetmezmiş gibi “para kazanma” hırsıyla özel muayeneleri de açmıştır. Yan yana gelen üç sağlık çalışanı onları rahatsız etmekte ancak koridorlarda hastaların dip dibe özel muayene sırası beklemesinde hiçbir sakınca görmemektedirler. Yönetim bu süreçte para kazanmak ile halkın ve sağlık çalışanlarının sağlığını korumak arasında tercihini paradan yana kullanmıştır. Bu tavrın ve alınmayan önlemlerin yarattığı acı ve kayıpların vebali çok büyüktür. Aynı şekilde tüm sağlık kurumlarında acil önlenmeler alınmalıdır. Çünkü artık sağlık emekçilerinin gücü kalmamış, ilimizde dahil olmak üzere pek çok hekim ya istifa etmiş yada emekli olmuştur. Diğer sağlık emekçileri de sürecin daha ne kadar uzayacağını bilmediği, gerekli önlemler alınmadığı için korku, kaygı içerisinde hizmet üretmeye çalışmaktadır. Bu nedenledir ki en başından söylediğimiz gibi;
-Pandemiyle mücadele bireylere bırakılmamalıdır
-Sağlık emekçilerine periyodik test yapılmalıdır
-Gerekli kişisel koruyucu ekipman yeteri kadar dağıtılmalıdır
-Fiili hizmet tazminatı düzenlenmeli, yıpranma payı ödenmelidir
-Çalışma saatleri yeniden düzenlenmelidir
-İş yerlerinde yasal zorunluluk olan iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmalıdır
-Ek gösterge 3600’e çıkartılmalıdır
-Temel ücretler artırılmalı, tüm sağlık çalışanları kadrolu, güvenceli hale getirilmelidir
-Yemek, servis, kreş gibi hizmetler koşullara göre yeniden düzenlenip temiz ve güvenilir olmalıdır
– Tüm bilgiler sağlık çalışanlarıyla şeffaf bir şekilde paylaşılmalıdır
Yeniden tekrar ediyoruz: Biz yaşatmak için yaşamak istiyoruz. Bu sürecin tüm yönetenlerinin de sendikamızın tespit ve önerilerini dikkate almasını, sağlık emekçilerinin çığlığının duyulması konusunda hassasiyet göstermesini bekliyoruz. Çünkü biz sağlık emekçilerine hem toplumun hem de sizlerin ihtiyacı var. Hakkımız ödenmez demeyin, hakkımız istendiğinde ödenebilir, ödenmelidir.”