Artvin Temsilciliğimiz, Hopa Devlet Hastanesi’nde sağlık emekçilerine yönelik saldırıyı hastane önünde yaptığı açıklamayla kınadı.
Artvin Temsilciliğimizin Hopa Devlet Hastanesi önünde sağlıkta şiddete karşı yaptığı eylemde açıklamayı yapan üyemiz Suat Çelik şöyle konuştu: “Sağlıkta şiddet hala gündemimizin baş sıralarında kalmaya devam ediyor. Uzun uğraşlara ve mücadelelere rağmen bir türlü çıkarılıp uygulamaya sokulmayan Sağlıkta Şiddet Yasası nedeniyle sağlık emekçileri şiddetin her türlüsüne maruz kalmaya devam ediyor. Sağlık hizmeti sunumunda yaşanan sorunların kaynağı 2003 yılından itibaren uygulanmaya çalışılan sağlıkta dönüşüm programı ve sağlık alanında uygulanan yanlış politikalardır. Yanlış politikalar ve sağlıkta dönüşüm programı, sağlık alanındaki sorunları kalıcı hale getirmiştir. Sağlık hizmet sunumunun her kademesinde çalışan biz emekçiler olarak belirtiyoruz ki, çözülmesi beklenen en acil sorunumuz sağlık alanında yaşanan şiddettir. Sağlık emekçilerinin mesleklerinin itibarsızlaştırıldığı, emeğimizin değersizleştirildiği, iş güvencesinin yok edildiği, çalışma haklarımızın keyfi bir şekilde ellerimizden alındığı, pandemi gibi olağandışı bir dönemde, insanüstü bir çaba ile görev yapan biz sağlık emekçileri, her an şiddet tehdidi altında görevimizi yapmak zorunda kalıyoruz. Her saat yaklaşık iki, günde ise ortalama kırk sağlıkçı fiziksel veya sözlü saldırıya maruz kalıyor. Şiddete uğrayan sağlıkçıların kimi psikolojik olarak yıpranıyor, kimi yaralanıyor kimisi ise hayatını kaybediyor. Saldırganlar ise mahkemelerden çok az cezalar alıyor ve çoğu zaman serbest bırakılıyor. Siyasi iktidar ve idareciler ise caydırıcı önlemler almaktan ve adımlar atmaktan kaçındıkları için şiddetin önü alınamıyor. Cuma gecesi Hopa Devlet Hastanesinde iki doktor, bir hemşire ve bir güvenlik görevlisi olmak üzere dört sağlık emekçisinin covid tanısı almış bir hasta ve onun yakınları tarafından şiddete maruz bırakılması bir kez daha bizlerin ne derece zorlu şartlarda çalıştığımızın göstergesi olmuştur. Artan iş yükü ve çalışma şartlarının zorluğu sağlık emekçilerini hızlıca tükenmişliğe sürüklemektedir. Pandemi şartlarında yüksek risk taşıyan bir grup olmak yetmezmiş gibi bir de bu çalışma şartlarında şiddete maruz kalmak bizler için artık eşiğin aşıldığı nokta olmuştur. Sağlık sisteminde yaşanan aksaklık ne doktorun ne hemşirenin ne de güvenlik görevlisinin suçudur. Sağlıklı bir sağlık hizmeti sunumu ancak sağlık çalışanlarının kendilerini güvende hissettiği bir ortamda verilebilir. Pandemi şartlarında olağan dışı hizmet verirken hastalık tanısı almış bir saldırgan tarafından şiddete maruz kalmak bizlere göstermiştir ki sağlıkta şiddet en az Covid-19 hastalığı kadar çözülmesi gereken önemli bir sorundur. Uyarıyoruz, bu şartlar devam ettikçe sağlık çalışanlarında tükenmişlik sorunu daha görünür hale gelecek ve sağlık hizmetlerinde aksamalar yaşanacaktır. Doktor, hemşire ve güvenlik görevlisi arkadaşlarımıza geçmiş olsun diliyor, bu sorunun çözümü konusunda mücadele etmeye devam edeceğimizi bir kez daha belirtmiş oluyoruz ve Sağlıkta Şiddet Sona Ersin diyoruz.”