KCDP – Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu raporunda, Nisan’da 20 kadının şüpheli bir şekilde erkekler tarafından katledildiği kaydedilerek, “14 kadının neden öldürüldüğü tespit edilemedi, 2’si ekonomik bahaneyle, 4’ü barışma isteğini reddetmek ve boşanmayı istemek gibi kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldü. 14 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, koronavirüs günlerinde kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucudur.
ÖLDÜREN SEVGİ İSTEMİYORUZ
Erkek egemen ve gerici uygulamalarla beslenen erkeklik her gün kız kardeşlerimizi aramızdan almaya, kadınlar ilişki içerisinde olduğu erkekler tarafından şiddete maruz bırakılıp ve katledilmeye devam ediyor
Diyarbakır çocuk hastalıkları hastanesi bünyesinde görev yapmakta olan M. B. isimli kadın arkadaşımız ve üyemiz boşanma sürecinde olduğu eski eşi tarafından işyerinde gece nöbetçi olduğu esnada fiziki, psikolojik şiddete maruz bırakılmış, şahıs arkadaşımızı şiddet esnasında defalarca kendisi ve ailesini öldürmekle tehdit etmiştir. Üstelik bu durum ilk defa yaşanmamış, kadın arkadaşımızın fiziksel şiddet gördüğüne ilişkin doktor raporu olmasına, yine kadın arkadaşımızın psikolojik şiddete maruz bırakıldığına ilişkin mahkeme tutanakları ile sabit tanıklarının olmasına ve aralarında boşanma davası bulunmasına rağmen ve kadın arkadaşımızın bu durumu sözlü olarak defalarca kurum yetkililerine bildirmesine rağmen hiç bir güvenlik tedbirleri alınmadığı gibi arkadaşımızın yer değiştirme talebi ise il müdürlüğü atama başkan yardımcısı tarafından dikkate alınmayıp reddedilmiştir. Güvenlik gerekçesi ile yer değişikliği veya il değişikliği talebi bürokrasiye takılıyor ve emekçi kadınların yaşamları bu bürokrasi nedeni ile koruma altına alınmadığı gibi ölümle sonuçlanabilecek şekilde tehlikeye atılıyor.
Diyarbakır Çocuk hastalıkları hastanesi başhekimi ve il sağlık müdürlüğü atama başkanlığı kadın sağlık emekçisini koruyamadığı gibi uygulanan bu şiddetten sorumludur. Üyemize karşı yapılan bu sorumsuzluğu ve 6284 sayılı kadına yönelik şiddetin önlemesi kanuna aykırı davrandıklarını tüm kamuoyu ile paylaşıyor ve kabul etmiyoruz.
Yine Adana Şehir Hastanesi’nde hemşire olarak görev yapan D.G. iki ay önce ayrıldığı eski eşi Hüseyin G. tarafından şiddete maruz bırakılmış, çocukları gözü önünde bıçaklı saldırıya uğramıştır. D.G’nin sağlık durumu şu anda yoğun bakımda ve hayati tehlikesi devam etmektedir.
Artık yeter!
Salgın hastalık günlerinde virüsün yayılım hızını düşürmek için uygulamaya konulan izolasyon uygulamaları sırasında daha da artan kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin suç mahallinin evlerimizin içi yada çalıştığımız sağlık kurumlarında yani tehlikenin yanı başımızda olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Bu durum iktidar tarafından da besleniyor. Kadının erkekle eşit olamayacağı, fıtratın bunu gerektirdiği savunuluyor. Bu durum ürettiği kadın politikalarına yansıması ise almadığı tedbirler ve uygulamadığı yasalarla kadınları şiddete daha açık hale getirmektedir.
Sağlık emekçilerinin salgına karşı verdikleri mücadele bir taraftan alkışlanırken diğer taraftan da öldüren koşullarda çalıştırılmaya devam ediyor. Birlikte oldukları erkekler tarafından şiddete maruz bırakılan iki kadın sağlık emekçisi yetkililerden yardım talep etmelerine rağmen bütün kapılar tek tek yüzlerine kapatılıyor. 6284’ü ve İstanbul Sözleşmesini uygulamamakta ısrar eden iktidar ve yerel temsilcileri kadınları şiddetle baş başa bırakıyor. Adil yargılama yapılmayıp şüpheli sanık ve katillerin caydırıcı cezalar almadığı, önleyici tedbirlerin uygulanmadığı sürece şiddettin artarak devam edeceği de çok açıktır.
Biz Birbirimizin çaresiyiz
Hiç bir kadın arkadaşımız yalnız değildir. Biz birlikteyken çok güçlüyüz, kadın dayanışması yaşatır şiarımızla yan yana durmaya, birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. 20.05.2020
MERKEZ YÖNETİM KURULU