KESK Van Şubeler Platformu, Covid-19 salgını ile ilgili basın toplantısı düzenleyerek sorunları ve önerilerini açıkladı.

Şubeler Platformu adına açıklamayı yapan Dönem Sözcüsü Van Şube Eş Başkanımız Figen Çolakoğlu şöyle konuştu: “Ülkemizde ve küresel çapta hala devam eden Covid-19 salgını etkisini yitirmiş değildir. Normalleşme süreci diye lanse edilen bir dizi tedbirin açıklanmış olması, salgın ve salgının yıkıcı etkisi altında olduğumuz gerçeğini değiştirmemektedir. Bu salgın sürecinde ülkeler vatandaşlarının maddi zorluk çekmelerini engelleme, psikososyal destek verme, bulaşma riskini en aza indirgeme için sosyal tecrit ve iş hayatlarında köleleştirilmemeleri için tedbirler almıştır. Ne yazık ki ülkemizde de buna benzer önlemler alınmaya çalışılmış ve fakat gösterişten öteye gidilememiştir. Ülkemizde emekçiler gerekli sağlık tedbirleri alınmadan çalıştırılmaya devam edilmiştir. Nitekim başta sağlık emekçileri olmak üzere birçok sektör ve iş kolunda emekçiler virüs nedeniyle iş cinayetine kurban gitmiştir. Vefat eden emekçilerin yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyor ve hala tedavisi sürmekte olan emekçilerimize de acil şifalar diliyoruz.

  • Konfederasyonumuza bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın yaptığı son araştırmalar neticesinde 06.05.2020 tarihi itibariyle Covid-19 tablosu şu şekildedir; Van, Ağrı ve Bitlis genelinde uygulanan kit sayısının 8350 civarında olduğu, hastanelerde şuan içlerinde 5 sağlık emekçisinin de yer aldığı test sonucu pozitif olan 108 kişinin bulunduğu, 72 kişinin şüpheli olarak kontrol altında tutulduğu, 78 vatandaşında tedavilerinin ardından taburcu edildiği tespit edilmiştir. Hala evlerinde karantina altına alınmış on binlerce vatandaşın olduğu da bilinmektedir.
  • 2- Salgınla mücadelede en ön saflarda yer alan sağlık emekçilerinin korunmasına yönelik gerekli tedbirlerin aksatılmadan yerine getirilmesi, bu tedbirlerin başında gelen temel fiziksel ihtiyaçların il Sağlık Müdürlüğü’nce karşılanmaya çalışıldığı ancak birtakım eksiklerin yaşandığı bilgisine ulaşılmıştır. Sağlık bakanlığınca pandemi süresinde 3 ayı kapsayan, sağlık emekçilerine tavandan yapılacak ek ödemelerin adaletsizce yapıldığı, bu ödeme yapılırken görev fark etmeksizin canla başla mücadele eden tüm sağlık emekçileri de yararlandırılmalıdır.
  • Daha önce ataması yapılmış 20 bin öğretmen göreve başlatılmamışken yeni bir atamayla 20 bin öğretmenin atama takviminin açıklanması eğitim emekçilerini aldatmadan öte bir şey değildir. Hükümet atamasını yapıp fakat göreve başlatmayarak eğitim emekçilerini mağdur etmenin yeni bir yolunu bulmuştur. Böylece ekonominin yükünün daha da ağırlaşmasını engellediğini düşünmektedir. Eğitimi ve eğitim emekçilerini ekonomiye kurban eden bir anlayış ile Türkiye’nin bilimsel, ilerici bir eğitim sistemine kavuşması imkânsızdır. Daha önce ataması yapılmış 20 bin öğretmenin ve yeni atanacak 20 bin öğretmen arkadaşımız bekletilmeksizin göreve başlatılmalıdır. Ekonomik ve sosyal hak kayıpları geriye dönük giderilmelidir.
  • Öngörüsüzlüğü ile bildiğimiz hükümet, 25-26 Temmuz 2020 tarihine ertelenen YKS’nin 27-28 Haziran’a alınmasını; ayrıca salgın tamamen ortadan kalktıktan sonra yapılması gereken LGS’nin 20 Haziran tarihinde yapılmasını kararlaştırması ile bir kez daha bizi haklı çıkarmıştır. Sınav tarihlerinin öğrenciler, eğitim ve bilim emekçilerinin sağlığı gözetilerek öğrencilerin yararına olacak şekilde planlanması gerekirdi. Öğrencilerin yaşayacağı travmaları göz önünde bulundurmadıklarını aşikardır.
  • Çözüme ulaştırılmadığı için her hafta yenilediğimiz ve çözüme ulaştırılıncaya kadar dile getirmeye devam edeceğimiz; “uzaktan eğitim ile öğrenciler arasında dağ gibi büyümeyi sürdüren eğitimde fırsat eşitsizliği devam etmektedir.” Ücretli öğretmenlere dayatma ile imzalatılan taahhütnameler geri çekilerek normal eğitim-öğretim takvimi devam ettiği süre içerisinde ücretlerinin ödenmesine devam edilmelidir.
  • Ataması yapılıp göreve başlatılmayan öğretmenler, sınav takvimlerinin öne çekilmesi, herkese “EVDE KAL” denilmesine rağmen, yirmi yaş altı çocukların ve diğer bütün emekçilerin çalıştırılmaya devam ettirilmesi ve açıklanan destek paketlerinin daha çok sermaye sahiplerini korumaya yönelik olması gösteriyor ki hükümet için öncelikli olan insan hayatı veya eğitimin değil sermaye sahiplerinin ekonomik çıkarlarıdır. Sokağa çıkma yasağının olduğu günlerde bile birçok fabrika üretime ara vermeden çalışmaya devam etmektedir. “Bizim için ekonomik çıkar değil insan hayatı her zaman önceliğimizdir.”
  • Büro iş kolunda çalışan emekçiler için hala yaygın test uygulanmamış, emekçiler cüzi oranda alınan tedbirlerle çalıştırılmaya devam edilmektedir. Hala vatandaşların yoğun bir şekilde uğradığı İŞKUR, SGK, maliye, adliye, nüfus emekçileri risk altında bırakılarak kaderleri ile baş başa bırakılmamalıdır.
  • Bütün PTT emekçileri sağlık taramasından geçirilmeli. Yine acil ve zaruri olmayan posta ve kargo gönderilerinin virüs salgını kontrol altına alınana kadar kabul edilmemesi gerekmektedir. Taşeron elemanlarının cumartesi günü çalıştırılmaması yine hemen her fırsatta dile getirmeye çalıştığımız uzun müşteri kuyrukları emekçiler üzerinde risk oluşturmaya devam etmektedir. Sabah saat beşte sıra almak için PTT önüne gelen ama ona rağmen kolay kolay sıra yetişmeyen vatandaşların yaşadığı stresi emekçilere yansıtması ayrı bir güvenlik sorunu oluşturmaktadır. Tüm bu istek ve endişelerimizi defalarca dile getirmemize rağmen hala hükümet üstüne düşen yükümlülükleri yapmaktan kaçınmakta ve emekçileri kaderine terk etmektedir.

Ülkemizin demokratikleşmesi için gözlerini kırpmadan ölüme giden başta Deniz Gezmiş ve yoldaşları şahsında, Mayıs ayı devrim şehitlerini saygıyla anıyoruz.”

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]

×