İstanbul Aksaray Şubemiz, Ebeler ve Hemşireler Haftası kapsamında İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi (Samatya) ana giriş kapısı önünde eylem yaptı.

Açılış konuşmasını İstanbul Aksaray Şube Eş Başkanımız Yasemin Bakır’ın yaptığı eylemde basın metnini Şube Örgütlenme, Eğitim, Basın Yayın ve Sosyal İşler Sekreterimiz Birsen Dursun okudu.

Dursun şöyle konuştu: “Umudun, cesaretin, sevincin, umutsuzluğun, acı ve çaresizliğin farkında olan ebeler ve hemşireler yeni doğanların ilk çığlıklarını duyar ve ölenlerin son nefeslerine ve hayatın en mutlu ve en trajik anlarından bazılarına tanıklık ederler. Halkın sağlığının korunmasında ve hastalıkların tedavisinde daima bir güç olan hemşireler insanlığa hizmet ederler. Neoliberal politikaların ürünü olan ”Sağlıkta Dönüşüm Programı’yla sağlık hizmetleri piyasalaştırılmış, sağlık çalışanları iş güvencesinden yoksun, esnek ve kuralsız çalışmaya zorlanmıştır. Ebe ve hemşirelerin mesleki özerklikleri yok sayılmış ve sorunları daha da büyümüştür. Hemşirelik mesleği yardımcı sağlık personeli, ebelik mesleği de yardımcı sağlık çalışanı şeklinde tanımlamıştır. Hekim odaklı çalışma sistemi ve meslek tanımlarımızın muğlaklaştırılması sonucunda ebe ve hemşireler sağlık alanında verilen her görevi ve angaryayı yapmaya mecbur bırakılmışlardır. Sağlık Bakanlığınca ebeliğin ve hemşireliğin mesleki bir tanımı yapılmış olsa da geçmişten beri görev, yetki ve sorumluluk sınırlarının belirlenmemesi esnek, kuralsız, angarya işlerle daha fazla yüz yüze bırakılmamıza neden olmuştur. Bu nedenle sağlık hizmeti sunumunun bir ekip hizmeti olduğu ilkesiyle hemşirelik mesleğinin özerklik ilkesi derhal hayata geçirilmelidir. Hemşirelik mesleğinin sorunlarının başında ve en önemlisi de iş tanımı dışında ihtiyaç görüldüğü her alanda çalıştırılmasının yanı sıra yetersiz istihdama bağlı ağır iş yüküdür. Sağlık hizmeti sunumdaki artışın son 10 yıla oranla 3 kat artmasına rağmen hemşire sayısının ihtiyaca yanıt verecek düzeyde olmamasının yükü yine fazla çalışma ile hemşirelere yıkılmaktadır. Bu kölece çalışma koşullarının ortadan kaldırılması için hemşire eksikliği biran önce kadrolu ve güvenceli istihdamla tamamlanmalıdır. Türkiye’de mevcut durumda yaşanan hemşire sayısındaki yetersizliği bu ülkenin yetkili makamı da yaptığı açıklama ile itiraf etmiştir. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Mart ayında yaptığı bir açıklamada Türkiye’deki toplam hemşire sayısını 198 bin 465 olarak açıklamış; hemşirelerin 132 bin 856’sının Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kuruluşlarında, 31 bin 165’inin üniversite hastanelerinde, 34 bin 444’ünün ise özel sağlık kuruluşlarında mesleklerini icra ettiğini bildirmiştir. Türkiye’de 1 hemşire başına düşen kişi sayısının 413,2, OECD ortalamasının 102,0 olduğunu aktarmıştır. Küresel bir salgınla karşı karşıya kaldığımız bu dönemde de halkın sağlık ihtiyaçlarını karşılamak için en önde mücadele eden sağlık emekçileri içinde hemşireler temel bir yere sahiptir. Sağlıkta dönüşüm programıyla birlikte artan iş yükü, kötü çalışma koşulları, ekonomik hak kayıpları covid 19 salgın süresince daha da can yakıcı hale gelmiştir. Fiziksel, duygusal ve psikolojik olarak yıpranmamıza neden olmuştur. Ücretlerimizin yoksulluk sınırı altında olması ve performansa dayalı ek ödeme uygulamaları, eşitlik ve adalet duygusunun yitimine de neden olmaktadır. İzinli ve raporlu oldukları sürenin döner sermaye ödemelerinden kesilmesi hemşireler başta olmak üzere sağlık çalışanlarının maddi ve manevi hak kayıplarına neden olmaktadır. İster kamuda ister özelde, nerede çalışırsak çalışalım hakkımız olanı istiyoruz. Her zaman olduğu gibi 2020 hemşirelik haftasında da taleplerimizde ısrarcıyız. Biz biliyoruz ki yaşadığımız bu zorlu süreçte sorunlarımızı çözmede ve taleplerimizin karşılanmasında ancak örgütlü mücadelemizle başa çıkabiliriz.

Bu nedenle;

  • Hemşirelik mesleğinin yardımcı sağlık personeli değil, bağımsız meslek grubu olarak tanımlanmasını,
  • 3600 ek gösterge hakkımızın verilmesini,
  • Yıpranma tazminatının 5 yıla 1 yıl olarak düzenlenmesini,
  • Performansa dayalı, esnekleştirilmiş güvencesiz çalıştırmanın kaldırılmasını,
  • Görev tanımına uygun, sayı ve nitelikte kadrolu istihdamın sağlanmasını,
  • Ek ödemelerin maaşlara eklenmesini, emekliliğe yansıtılmasını,
  • Her işyerine 7 gün 24 saat hizmet veren ücretsiz, nitelikli kreş açılmasını,
  • Ücretli doğum izinlerinin doğumdan önce 8 hafta, doğumdan sonra 16 hafta olmak üzere toplam 24 hafta olarak yeniden düzenlenmesini,

İş sağlığı ve Güvenliği uygulamalarına gereken önemin verilmesini salgın döneminde covid 19 tanısı alan sağlık emekçilerinin, iş kazası ve meslek hastalığı tanımlarının yapılmasını istiyoruz. Sağlıkta Dönüşüm sürecinde ortaya çıkan bu ağır/yıkıcı tablo karşısında bütün sağlık emekçileri bütün farklılıklarını (statü, meslek vb.) bir kenara bırakarak örgütlenmek ve hakları için mücadele etmek zorundadır. Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri sendikası olarak dayanışma ruhuyla 12 Mayıs Hemşireler gününü kutluyor, haklarımızı alana kadar mücadele edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.”

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]