Ankara Şubemiz performans ödemeleriyle ilgili olarak “Pandemi ile mücadelede ayrımcılık olmaz. Sağlık hizmeti ekip işidir” açıklamasında bulundu.

Şubemiz açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Sağlık Bakanlığı salgınla mücadelenin ilk gününde koruyucu ekipman ve sağlık çalışanlarının sağlığı kapsamında eleştirilerin yoğunlaştığı dönemde kamuoyu önünde sağlık çalışanlarına yönelik 3 ay tavandan ek ödeme vaadinde bulunmuştur. Nitekim bu kapsamda 24/03/2020 tarihte ek ödeme yönetmeliğine geçici madde eklenerek üç ay tavandan ek ödeme yapılacağı mevzuata girmiştir. Sendikamız bu vaadin açıklanması sonrası yaptığı değerlendirmede; “Döner sermayenin tavandan verilmesine yönelik müjde genel itibariyle, pandemi sonrası 20 yıllık döner sermaye uygulamasının ve özerk bütçeli hastanelerin çöktüğünün göstergesidir. Kamu hastanelerinin pandemi sonrası ayaktan ve yataklı hizmetlerinde %80 oranında hizmet sunumunun düşmüş olması, salgın döneminde hastanelerin gelirlerinde %80’lik düşmeye işarettir. Süreç ek ödeme ile geçimini sürdüren sağlık hizmetleri sınıfının genel bütçeden desteklenmesi gerekliliğini hükümete dayatmıştır. Müdahale olmadığı takdirde hastanelerin ek ödemeleri değil tavandan, tabandan dahi ödemelerini gerçekleştirecek bütçesi kalmayacaktır. İktidarın amacının ne olduğunu daha 20 gün önce yürürlüğe koyduğu yönetmelik ortaya koymaktadır. Bu kapsamda Genel Merkezimiz tarafından 3 temel talebin yerine getirilmesi istenmiştir. Genel Merkezimiz bu süreçte “Tüm sağlık emekçilerine salgın süresince çift maaş verilmesini”, “Bir yıl süresince yıpranma payı verilmesini” ve “Tüm sağlık emekçilerine 1 derece ilerleme verilmesini” istemiştir. Sonuç olarak; tavan uygulamasına yönelik vaad kapsamında yapmış olduğumuz değerlendirmeler doğru çıkmış yönetmeliğin uygulanmasında yeni adaletsizlikler ve mağduriyetler oluşmuştur.

Düzenleme genel itibarıyla AKP döneminin kamu hastanelerinde özerkleşme temelli düzenlemelerinin sonucudur. Söz konusu kararın makam onayında ‘Sağlık personelin gelirlerinde önemli bir paya sahip olan ek ödemelerin kaynağını sağlık tesislerinin geliri oluşturmaktadır. Hastalığın yayılmasını önleyici tedbirler kapsamında aciliyeti olmayan ve ertelenebilir sağlık hizmetlerinin verilmemesi sebebiyle sağlık hizmetinin arz ve talebinde düşüşle beraber, sağlık tesisi gelirlerinde ve dolayısıyla personele yapılan ek ödemede de azalma meydana gelmiştir.’ vurgusu sendikamızın daha önceki açıklamalarında olduğu gibi düzenlemenin mecburiyetten hayata geçtiğini göstermektedir. Sendikamız sağlık emekçilerinin genel itibarıyla, gelirlerinin sağlık hizmetlerine arz talep dengesi ile belirlenmesinin “ücret esnekliği” olduğunu ifade etmiştir. Dolayısıyla sendikamız ücret esnekliği uygulamalarına karşı çıkarak temel maaş mücadelesi vermiştir.                           Sağlık hizmetlerinde son 20 yılıdır uygulanan döner sermaye kapsamındaki ek ödemeler, sağlık emekçilerinin ekonomik kayıplarının artmasına neden olmuştur. Nihayetinde pandemi ile mücadele kapsamında uygulanan tavandan ödeme mağduriyetleri ve adaletsizliği gidermemiş, arttırmıştır.

Genel itibariyle uygulamada oluşan adaletsizlik ve sorunlar şunlardır;

1- 4/D statüsünde çalışan sağlık emekçileri hiçbir şekilde ödemelerden yararlandırılmamıştır.

2- Taşeron statüsünde çalışan sağlık emekçileri ödemelerden yararlandırılmamıştır.

3- İşkur üzerinde çalıştırılan sağlık emekçileri düzenlemeden yararlandırılmamıştır.

4- Yardımcı hizmetler ve idari hizmetler sınıfı personel ya bu ödemelerden yararlanamamış yada ödemeler cüzi tutarlarda kalmıştır.

5- Aile Hekimliğinde görev yapan sağlık emekçileri düzenlemelerden yararlandırılmamıştır.

6- Lise mezunu hekim dışı sağlık emekçileri çok düşük (20tl ile 400 tl arasında) tutarlar üzerinden yararlanabilmiştir.

7- 112 Acil Sağlık Hizmetleri gibi özellikli alanda görev yapan lise mezunu sağlık çalışanlarına yapılan ödemeler ile bir önceki ay ödemeleri arasında 20 tl fark oluşmuştur.

8- Hemşire, tekniker, teknisyen, tıbbi sekreter, hasta bakım personeli vb unvanlara yapılan ödemelerde kısmi süreli covid 19 hastalarına verdikleri hizmet ya da acil, yoğun bakım gibi özellikli hizmetlerde çalıştıkları süreler göz ardı edilmiş ve katsayıları 2 olması gerekirken 1,7 olarak yararlanabilmişlerdir.

9- Düzenlemede Sağlık Bakanlığı hastanelerinde hekim grubunda sadece covid 19 kliniklerinde çalışanlar yararlanmış, üniversite hastanelerinde ise sadece covid 19 kliniklerinde çalışanlara %100 üzerinden ödeme yapılacağı kararlaştırılmıştır. Bu durum sağlık hizmetlerinin tamamlayıcı ve bütünlüklü yapısına aykırı olup, diğer birimlerde riskin yok görülmesi gerçeklik ile bağdaşmamaktadır. Uygulama çalışma barışını olumsuz etkilemiştir.

10- Bu süreçte kanser gibi nedenler ile çalışamayan ve idari izinli sayılan sağlık emekçileri ödemelerden yararlanamamıştır.

11- Pandemi süresince asistan hekimlerin nöbet ücretleri kesilmiş ve gelirlerinde düşme olmuştur ancak asistan hekimleri risk altında çalışmasına rağmen tavandan ödemenin %50’si üzerinden ödeme yapılmıştır.

12- Düzenleme ile özellikle özellikli hizmetlerde çalışan personellerin bir ay önceki ödemeleri ile arasındaki fark çok cüzi düzeyde kalmıştır.

13- Üniversite hastanelerinde düzenlemenin daha dar kapsamda tutulması nedeniyle idari ve yardımcı hizmetler sınıfı kapsam dışında tutulmuştur.

14- Üniversite hastaneleri Nisan ayının sonu gelmesine rağmen henüz Mart ayı ödemelerini almamıştır.

15- Düzenleme kapsamına sosyal hizmet çalışanlarının alınmaması, sosyal hizmet alanındaki artan iş yükü ve riskin görmezden gelindiğini göstermektedir.

16- Düzenlemelerin il ve kuruluş yöneticilerine verdiği inisiyatif nedeniyle uygulamada adaletsizliklerin olduğu gözlenmiştir.

17- Düzenlemede kesin olmayan kapsam, uygulamanın yönetim aracı olarak kullanılması, çalışanlar üzerinden baskı yaparak görev tanımı dışındaki işleri yaptırılması ve idarelere usule uygun olmayan görevlendirmelerin verilmesi olanağı sağlamıştır.

18- Mevcut ödemeler ile sağlık emekçileri arasında gelir farkı artmış, çalışma barışını olumsuz etkileyerek, ekip çalışmasının pandemi kapsamında olumsuz etkilemiştir.

Salgın süresince sağlık çalışanlarının bakmakla yükümlü olduğu kişilerin evlerinde oluşu, ulaşım sıkıntıları, konaklama sıkıntıları ve beslenme sıkıntılarının artması nedeniyle masrafları artmıştır. Süreç içerisinde sağlık çalışanlarının nöbet gelirlerinde düşme, dördüncü ay itibariyle sağlık emekçilerinin vergi diliminin artış göstermesi nedenlerle gelirlerinde de düşme gerçekleşmiştir. Sağlık emekçilerinin ekonomik kaygıları, sağlığını koruma çabalanın önüne geçmiştir. Sağlık emekçilerinin masraflarındaki artış ve gelirlerindeki düşme düşünüldüğünde mevcut tavan ödemesi vaadi sağlık emekçilerini beklenti içerisine sokmuşken uygulamada dağ fare doğurmuştur! Bu nedenle bir kez daha sendikamızın mali haklar kapsamında üç talebini tekrarlıyoruz;

Tüm sağlık emekçilerine salgın süresince çift maaş verilsin.

Bir yıl süresince yıpranma payı verilsin.

Tüm sağlık emekçilerine 1 derece ilerleme verilsin.”

 

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]