Beklendiği üzere Corona vakaları ülkemizde de giderek artmakta ve ne yazık ki yaşamını yitiren vatandaşlarımıza her gün yenileri eklenmektedir. Salgının daha fazla yayılmaması için alınması gereken önlemler dünya örneklerinde de açık iken, iktidar hala işin sağlık ve insani boyutundan çok siyasal hesaplarını ve önceliklerini esas almaktadır.
Salgın sonrası dünyada ve ülkemizde hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı anlaşılmaktadır. Bu noktada ya salgının nedeni ve sonuçlarının ağır olmasının neo liberal ekonomik ve baskıcı siyasal politikalardan, sosyal devletten uzaklaşılmasından kaynaklanan boyutları daha çok sorgulanacak ve mevcut uygulamalar büyük oranda terk edilecek ya da salgına karşı alınan merkeziyetçi önlemlerden de faydalanılarak daha otoriter ve faşizan yönetimlerin ağırlıkta olacağı bir siyasal gelecek bizleri beklemektedir. Hangi seçeneğin öne çıkacağı elbette ki emekçilerin, ezilenlerin vereceği örgütlü mücadeleye bağlıdır.
Son birkaç günlük uygulama ve politikalardan sonra bugün de Batman, Silvan, Lice, Eğil ve Ergani belediyelerine kayyum atanması, belediye eşbaşkanlarının evleri basılarak gözaltına alınmaları AKP’nin ikinci seçeneğin, yani salgın sonrası daha da otoriter bir yönetim anlayışının oturması için süreci fırsata çevirdiğini göstermektedir.
Dayanışmaya, ortaklaşmaya ve toplumsal barışa en çok ihtiyaç duyduğumuz bugünlerde böylesi akıl almaz uygulamalara gitmek iktidarın şimdiden sürecin altında kalacağını göstermektedir. Açıklanan paketlerde kendilerinin değil sermayenin çıkarlarının önemsenmesinden sonra bu kez de iradelerinin hiçe sayılmasını gören vatandaşlarımızdan nasıl bir güven, nasıl bir kenetlenme ve nasıl bir dayanışma beklendiği açıklanmaya muhtaçtır. Belli ki, iktidar “iktidarda kalma ve iktidarı sürme yolunda her yol, her olay, her durum fırsattır, mubahtır” demektedir.
Tüm dünyayı etkisine alan, binlerce insanın yaşamına ve yüz binlercesinin hastanelerde yaşam mücadelesi vermesine neden olan Corona Salgınını dahi fırsata çevirmeye kalkmak kötülüğün en örgütlü hali ile karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir.
Öte yandan “Birbirinize 1 metreden fazla yaklaşmayın” denilen bu ortamda yüzlerce polisi belediye önlerine yığmak, tepki gösteren vatandaşları yaka paça aynı otobüslere doldurmak ise durumun diğer vahim yanını oluşturmaktadır. Kuşkusuz ki, bu nedenden dolayı yaşanacak enfekte vakalarının sorumlusu iktidar olacaktır.
Konfederasyonumuz, anti demokratik tüm uygulamalar gibi kayyum politikasını da doğru bulmamakta, kınamaktadır.
İktidara bir kez daha çağrıda bulunuyoruz, milyonların evlerine çekilmek zorunda kaldığı böylesi tarihi ve dramatik bir dönemde toplumsal ilişkileri daha fazla tahrip etmeyin. Bir arada yaşama iradesine daha fazla zarar vermeyin. Kamuda hukuksuzca ihraç ettiğiniz bilim insanlarına, sağlık emekçilerine ve daha binlercesine bugün ne kadar ihtiyaç duyulduğu ortada iken bir başka OHAL uygulaması olan kayyum politikasından derhal vazgeçin. Halkın iradesine dokunmayın.
KESK YÜRÜTME KURULU