KESK Batman Şubeler Platformu ve Batman Demokrasi Platformu ayrı ayrı açıklama yaparak, Batman Belediyesine yapılan baskını ve belediye eş başkanlarının gözaltına alınmasını kınadı.
KESK Batman Şubeler Platformu adına açıklama yapan Dönem Sözcüsü Nurettin Şimşek şöyle konuştu: “Beklendiği üzere Corona vakaları ülkemizde de giderek artmakta ve ne yazık ki yaşamını yitiren vatandaşlarımıza her gün yenileri eklenmektedir. Salgının daha fazla yayılmaması için alınması gereken önlemler dünya örneklerinde de açık iken, iktidar hala işin sağlık ve insani boyutundan çok siyasal hesaplarını ve önceliklerini esas almaktadır. Salgın sonrası dünyada ve ülkemizde hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı anlaşılmaktadır. Bu noktada ya salgının nedeni ve sonuçlarının ağır olmasının neoliberal ekonomik ve baskıcı siyasal politikalardan, sosyal devletten uzaklaşılmasından kaynaklanan boyutları daha çok sorgulanacak ve mevcut uygulamalar büyük oranda terk edilecek ya da salgına karşı alınan merkeziyetçi önlemlerden de faydalanılarak daha otoriter ve faşizan yönetimlerin ağırlıkta olacağı bir siyasal gelecek bizleri beklemektedir. Hangi seçeneğin öne çıkacağı elbette ki emekçilerin, ezilenlerin vereceği örgütlü mücadeleye bağlıdır. Son birkaç günlük uygulama ve politikalardan sonra Batman, Silvan, Lice, Eğil, Ergani, Güroymak, Halfeti ve Gökçebağ belediyelerine kayyum atanması, belediye Eş Başkanlarının evleri basılarak gözaltına alınmaları AKP’nin ikinci seçeneğin, yani salgın sonrası daha da otoriter bir yönetim anlayışının oturması için süreci fırsata çevirdiğini göstermektedir. Dayanışmaya, ortaklaşmaya ve toplumsal barışa en çok ihtiyaç duyduğumuz bugünlerde böylesi akıl almaz uygulamalara gitmek iktidarın şimdiden sürecin altında kalacağını göstermektedir. Açıklanan paketlerde kendilerinin değil sermayenin çıkarlarının önemsenmesinden sonra bu kez de iradelerinin hiçe sayılmasını gören vatandaşlarımızdan nasıl bir güven, nasıl bir kenetlenme ve nasıl bir dayanışma beklendiği açıklanmaya muhtaçtır. Belli ki, iktidar “iktidarda kalma ve iktidarı sürme yolunda her yol, her olay, her durum fırsattır, mubahtır” demektedir. Tüm dünyayı etkisine alan, binlerce insanın yaşamına ve yüz binlercesinin hastanelerde yaşam mücadelesi vermesine neden olan Corona Salgınını dahi fırsata çevirmeye kalkmak kötülüğün en örgütlü hali ile karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. Öte yandan “Birbirinize 1 metreden fazla yaklaşmayın” denilen bu ortamda yüzlerce polisi belediye önlerine yığmak, tepki gösteren vatandaşları yaka paça aynı otobüslere doldurmak ise durumun diğer vahim yanını oluşturmaktadır. Kuşkusuz ki, bu nedenden dolayı yaşanacak enfekte vakalarının sorumlusu iktidar olacaktır. KESK Batman Şubeler Platformu olarak; anti demokratik tüm uygulamalar gibi kayyum politikasını da doğru bulmuyor, kınıyoruz. İktidara bir kez daha çağrıda bulunuyoruz, milyonların evlerine çekilmek zorunda kaldığı böylesi tarihi ve dramatik bir dönemde toplumsal ilişkileri daha fazla tahrip etmeyin. Bir arada yaşama iradesine daha fazla zarar vermeyin. Kamuda hukuksuzca ihraç ettiğiniz bilim insanlarına, sağlık emekçilerine ve daha binlercesine bugün ne kadar ihtiyaç duyulduğu ortada iken bir başka OHAL uygulaması olan kayyum politikasından derhal vazgeçin. Halkın iradesine dokunmayın.”
Batman Demokrasi Platformu adına açıklamayı yapan Batman Şube Eş Başkanımız Deniz Topkan ise şöyle konuştu: “Batman, Silvan, Ergani, Lice, Eğil belediyelerine yönelik yapılan baskın ve gözaltılar biz Batman’daki kurumları hayrete düşürmüştür. Korona virüsüne karşı mücadelenin yükselmesi gereken bir dönemde antidemokratik uygulamaları konuşuyor olmak bile bu halka haksızlıktır. Dünyanın pek çok ülkesinde yüksek oranda ölümler yaşanmasına yol açan, artık bir kitle imha silahı gibi işlev gören korona virüsü tüm dünyayı etkisi altına almış durumda. Dünya genelinde farklı ülkelerde yaşananlara baktığımızda konunun belirsizliğini koruduğunu görebiliriz. Bu süreçte ülkemizde şimdiye kadar yaşananlara baktığımızda ise sürecin doğru yürütüldüğüne ve yeterli önlem alındığına dair kaygılarımız artmaktadır. Böylesi bir süreçte belediyelerimizin halk sağlığını savunmak adına korona virüsüne karşı etkili çalışmaları, halkın mağdur olmaması için su faturalarının ertelenmesi gibi somut ve tüm kamuoyunun teveccühünü kazanan uygulamaları ortadayken, halk iradesini hedef alan yeni siyasi soykırımı kabul etmiyoruz. Tüm dünyanın salgın hastalıkla mücadele ettiği şu zorlu günlerde dahi iktidarın önceliğinin anti demokratik uygulamalar olması kabul edilebilir bir tutum değildir. İktidarın görevi halk iradesine el koymak değil, halk sağlığını korumaktır. Bütün dünya halk sağlığını savunmak için salgın hastalıkla savaşırken, bu iktidar salgını fırsata çevirip demokrasiyle, halkla, mücadeleye devam ediyor. Salgın gölgesinde kayyım gaspı ile “darbe hukuku” uygulanıyor. Bu tüm toplumu salgınla baş başa bırakma girişimidir. Tüm dünya virüse karşı aşılar geliştirmeye, nasıl daha iyi mücadele verebiliriz üzerine çalışırken, bu iktidar dayanışma duygularını nasıl daha aza indiririz, ayrıştırıcı üslubu nasıl büyütürüz diye çaba harcıyor. “Sağlık Bakanının siyaseti bir tarafa bırakıp dayanışmayı güçlendirelim” sözünün ertesinde kayyum anlayışının devreye sokulması akıllara ziyan bir tutumdur. Salgına karşı almadıkları önlemleri, kamuoyundan gizledikleri gerçekleri seçilmişlerine nefret kusarak, acele imar yasaları çıkararak, sermayeye önlemler alıp, halkı, işçi ve emekçileri ölüme terk ederek kapatmaya çalışan iktidar gündem değiştirerek bunu maskelemeye çalışıyor. Öncelikle bu salgın ile mücadele toplumsal bir mücadele olarak örgütlenmelidir. Mesele siyasi ikbal ve ekonomik kar ekseninde ele alındığı ölçüde bütün bir ülkenin “bağışıklığı” zarar görmektedir. Cumhurbaşkanı’nın yaptığı açıklamalar toplumda güveni tesis etmemiş, tam tersine sadece sermayeye güven veren, çalışanı, işsizi, esnafı, kriz mağdurlarını, yoksulu yok sayan bu tedbirler devlete olan güvene de son noktayı koymuştur. Bu krizden ancak toplumsal dayanışmayı yükselterek en az hasarla çıkabiliriz. Bizler bu zor süreçlerde halkımızın sağlıklı kalabilmesi için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğimizi bir kez daha vurguluyoruz. Salgın sürecinde halk iradesini hiçe sayan, insanlık için virüs kadar tehlikeli olan bu yaklaşımın kaybettireceği her kesim tarafından görülmelidir. Tüm kamuoyunu dayanışmayı artırarak, daha sağlıklı yarınlar için ortak tutum almaya davet ediyoruz. Batman Demokrasi Platformu olarak hükümeti yaptığı bu yanlıştan dönmeye, hukuksuz bir şekilde görevden alınan Batman, Silvan, Ergani, Lice, Eğil başta olmak üzere seçilmiş tüm belediye başkanlarını görevlerine iade ederek, halkın tek gündemi olan korona virüsüne karşı ayrıştıran değil, dayanışmayı güçlendiren bir mücadelede taraf olmaya çağırıyoruz.”